gdh'de ara...

Arab News: "Deprem diplomasisi" bölgede yeni etkiler ortaya çıkarabilir

 İlişkileri sert ve karmaşık olsa da Türkler, Rumlar ve Ermeniler tarih ve coğrafya ile birbirlerine bağlı olduklarını anlıyorlar. "Deprem diplomasisi" Türkiye, Yunanistan ve Ermenistan arasındaki olumlu gelişmeleri tetikleyebilir.

1. resim

Türkiye'nin güneyinde meydana gelen ve tüm bölgeyi yıkıma uğratan büyük bir depremin üzerinden neredeyse iki hafta geçti. 41.000'den fazla insan öldü ve 120.000 kişi de yaralandı.

Bu kadar çok ölüm ve yıkım varken olumlu bir şey bulmak zor. Ancak, sözde deprem diplomasisi sonucunda Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-Ermenistan arasında bölgesel bir yakınlaşma olasılığı bir iyimserlik noktası olarak görülebilir.

Yunanistan, depremin ardından komşu Türkiye'ye kurtarma ekipleri gönderen dünyadaki ilk ülkelerden biri oldu. AB'li meslektaşları arasında Türkiye'yi ilk ziyaret eden Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias oldu. Yunanistan birkaç kurtarma ekibi göndermekle kalmadı, aynı zamanda çok sayıda uçak dolusu insani yardım da gönderdi. Yunanistan, yardımın Türkiye'ye hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlamak için AB içinde de önemli bir rol oynuyor.

Bu arada, Türkiye'nin doğusundaki Türk-Ermeni kara sınırı, 35 yılı aşkın bir süredir ilk kez insani yardımın geçmesine izin vermek için açıldı. Ermenistan ayrıca kurtarma çabalarına yardımcı olması için düzinelerce arama kurtarma personeli gönderdi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Türkiye'deki yıkım bölgesini ziyaret etti ve ziyaretini Türk mevkidaşı ile üst düzey bir görüşme ile noktaladı.

Peki Türkiye ile bu iki komşusu arasındaki "deprem diplomasisi" neler getirebilir?

Açıkçası, Ankara ile Atina ve Ankara ile Erivan arasındaki herhangi bir etkileşim ve angajman memnuniyetle karşılanmalıdır. Ancak, Türkiye'nin Yunanistan ve Ermenistan ile ilişkilerindeki zorlukların karmaşık ve köklü bir geçmişe sahip olduğu da anlaşılmalıdır.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki ana anlaşmazlık noktası, Ege Denizi'nin adil ve hakkaniyete uygun bir deniz sınırı üzerinde anlaşmaya varılması konusundadır. Bu, tarihe, coğrafyaya ve uluslararası hukuka konu olmuş olan karmaşık bir meseledir.

Deprem diplomasisinden kaynaklanan Türk-Yunan ilişkilerinde kısa vadeli olumlu bir etki olacak olsa da, yakın zamanda büyük bir atılım beklememek gerekiyor.

Hem Türk hem de Yunan liderler, bu yılın sonlarında hararetli ve çekişmeli ulusal seçimlerle karşı karşıya. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Türk-Yunan ikili ilişkileri her iki ülkede de ateşli bir siyasi mesele. Türk-Yunan ilişkilerinde deprem diplomasisinin iyi niyetinin ötesinde bir ilerleme kaydedilebilmesi için her iki tarafın da makul bir uzlaşma araması gerekecektir.

Yaklaşan seçimlerle birlikte, her iki tarafın da taviz vermesi için çok az seçeneği olacak. Deprem diplomasisi bu yolu açmaya yardımcı olabilirken, seçimlerden sonra yeni bir siyasi yetkinin Türkiye ile Yunanistan arasında gerçek müzakereler için siyasi alan yaratması da olasıdır. Her iki görevdeki liderin de yeniden seçilmesi durumunda da bu olasılık tabiki geçerlidir.

Türkiye ve Ermenistan'ın son birkaç on yılda zor bir ilişkisi olmasına rağmen, daha fazla iyimserlik için nedenler var. Türkiye, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Ermeni bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biriydi, ancak devletler arasındaki ilişkiler Ermenistan'ın 1990'ların başında Türk müttefiki Azerbaycan'ı işgal etmesinden sonra hızla bozuldu. 1993 yılına gelindiğinde iki devlet arasındaki diplomatik ilişkiler sona ermiş ve sınır kapatılmıştı. Geçen hafta sınırın insani yardım için açılması bu nedenle çok anlamlıydı.

Ancak on yıllar öncesine dayanan bu gerilimlere rağmen, son aylarda Türkiye ile Ermenistan arasında olumlu adımlar atıldı. Örneğin geçen yıl Türkiye ve Ermenistan dışişleri bakanları diplomatik normalleşme perspektiflerini görüşmek üzere bir araya geldiler. Her iki taraf da ilişkileri normalleştirme görüşmeleri sırasında müzakere etmek üzere özel elçiler atadı. Türk ve Ermenistan havayolları iki ülke arasında direkt uçuşlara yeniden başladı ve Ermenistan geçen yıl Türkiye'den ithalat ambargosunu kaldırdı.

Ayrıca Ermenistan ile Azerbaycan arasında devam eden barış görüşmeleri, Ankara ve Erivan'ın normalleşmesi için bir fırsat penceresi sunuyor.Kısa vadede Türkiye ve Ermenistan, deprem diplomasisinin yarattığı ivmeyi sınırı ticaret ve ticarete açık tutmak için kullanmalıdır. Bu, ilişkilerin normalleşmesine yol açabilecek her iki taraf için de önemli bir güven artırıcı önlem olacaktır.

İlişkileri sert ve karmaşık olsa da Rumlar, Ermeniler ve Türkler tarih ve coğrafya ile birbirlerine bağlı olduklarını anlıyorlar. Yunanistan ve Ermenistan, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir zamanda hızla devreye girdi. Hiç şüphe yok ki Türk halkı bu iyi niyeti ve cömertliği her zaman hatırlayacaktır.

Umuyoruz ki bu son deprem diplomasisi, herkes için ilişkilerin iyileştirilmesine yol açabilir.

Kaynaklar

Tartışma