Politico: Türkiye'deki muhalefet bloğu, Batı ile ilişkileri 'sıfırlama' sözü veriyor
Türkiye'deki muhalefet bloğu, Batı ile ilişkileri 'sıfırlama' sözü veriyor. Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Çeviköz, Demirtaş ve Kavala'nın serbest bırakılacağını, İsveç ve Finlandiya'ya onay vereceklerini açıkladı.
Türkiye muhalefeti, yaklaşan çekişmeli seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yenerse, Avrupa Birliği üyelik müzakerelerini çözebileceğini ve Ankara'nın İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine yönelik vetosunu sona erdireceği belirtiyor.
14 Mayıs seçimlerinde ana muhalefet adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun dış politika baş danışmanı Ünal Çeviköz, yeni kurulacak olan hükümetin Türkiye'nin insan hakları alanındaki lekeli sicilini de onarmaya çalışacağını söyledi.
Daha da önemlisi ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, şu anda hapiste olan ve Erdoğan'ın en tanınmış iki muhalifinin serbest bırakılması yönündeki kararlarını uygulayacağına dair söz verdi. Bu isimler; Türkiye'deki Halkların Demokratik Partisi'nin eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve insan hakları aktivisti Osman Kavala.
Mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin Erdoğan'ın yirmi yıllık iktidarındaki en zor yarış olması bekleniyor.
Gözlemciler, Türkiye'de yeni kurulacak olan bir hükümetin, batıya doğru yeni bir siyasi yörünge çizip çizemeyeceğini yakından izliyorlar. Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri; ülkenin demokratik gerilemesi ve yargının siyasallaşması nedeniyle 2018'den bu yana durma noktasına geldi.
Bu ayın başlarında ülkenin altı partisinden oluşan "muhalefet koalisyonu", merkez sol olarak kabul edilen Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri Kılıçdaroğlu'na destek vererek Erdoğan'a karşı ortak cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladı.
Erdoğan bu yıl, yükselen enflasyon ve Ankara'nın geçen ay on binlerce kişinin ölümüne neden olan depremlere verdiği tepki nedeniyle alışılmadık şekilde savunmasız olsa da, dini muhafazakarlık politikası ve sosyal yardım programları ile oluşturduğu çekirdek kitlesi sayesinde yine yenilmesi zor bir aday olarak seçimlere giriyor.
Bakü, Bağdat ve Londra büyükelçiliği yapan ve Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olan emekli diplomat Çeviköz, POLITICO'ya verdiği röportajda,
"İç siyasette normalleşme sürecini başlatacağız. Bu, tüm müttefiklerimize ve tüm Avrupa ülkelerine Türkiye'nin yeniden demokrasi yolunda olduğu mesajını verecek ve Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin algıda kesinlikle çok ciddi bir değişiklik yaratacaktır."
ifadelerini kullandı.
Fransa ve Avusturya gibi, Türkiye'nin AB üyeliğine olumsuz (düşmanca) bakan AB ülkeleri hakkında fikri sorulduğunda ise Çeviköz; Erdoğan'ın Avrupa ile çatışmacılığını bitirmek için "diplomatik süreci yeniden başlatmanın" önemli olduğunu vurguladı.
Çeviköz;
“Bu, Türkiye'nin AB'ye hemen üye olacağı anlamına gelmez. Bu bir süreç meselesidir ve önemli olan süreci yönetebilmektir. Çünkü ülkemizin medeni milletler topluluğunun bir üyesi olarak demokratik bir ülke olmasını istiyoruz.”
açıklamasında bulundu.
Çeviköz ayrıca, muhalefetin oluşturduğu ittifakın, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik sürecini Erdoğan'ın yaptığı gibi engellemeyeceğini de belirtti.
Çeviköz;
"İkili sorunlarınızı NATO gibi çok taraflı bir örgüte taşırsanız, o zaman ülkenizle diğer tüm NATO üyeleri arasında bir tür kutuplaşma yaratırsınız. İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğinin NATO gibi bir toplu savunma örgütünün güvenliğini artıracağını ve güçlendireceğini düşünüyorum."
ifadelerini kullandı.
Çeviköz, Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde Türkiye'nin Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya ve Karadeniz tahıl anlaşmasını uzatmaya istekli olacağını da sözlerine ekledi.
Çeviköz;
"Şu anda Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler oldukça asimetrik. Çünkü Türkiye, Rusya'dan enerji ithalatına büyük ölçüde bağımlı. Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu vurgulayacağız ve Rusya ile görüşmelerimizde kesinlikle eşitler arasında bir ilişki arayacağız ama Rusya'ya Türkiye'nin bir NATO üyesi olduğunu da hatırlatacağız."
açıklamasında bulundu.
Çeviköz, komşu ülke Yunanistan ile son dönemde tırmanan gerilime ilişkin olarak ise; Yunanistan'ın geçen ay Türkiye'de meydana gelen yıkıcı depremlere verdiği tepkinin ilişkiler için "bir fırsat" verdiğini ve "yeni bir ortam yarattığını" söyledi.