gdh'de ara...

The National Interest: ABD'nin yeni uluslararası stratejisi ve makul güç kullanımı

Yaşanan son gelişmelerle ilgili ABD'nin Vietnam'dan çekilmesi ile ortaya konan "domino teorisi"ne bakmak gerekiyor. ABD revizyonist güçlerin eylemlerine karşı koymak için kendisini yeniden konumlandırıyor.

1. resim

2021 yazında ABD'nin Afganistan'da yirmi yıl süren ve başarısız olan müdahelesinin kasvetli sonu hem ABD hem de müttefik ülkelerin basında protestolara neden oldu.

Ve bu sonuç, ABD düzeninin her yerde çökmemesi için "müdahaleciliğe" ihtiyaç olduğuna dair Bush Dönemi tarzı retoriğin yeniden canlanmasna neden oldu. Bu retoriğe göre; "eğer her dövüşte savaşmazsak, başkalarının tercih ettiği savaşlara cevap vermemiz beklenemez."

ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinden altı ay sonra Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin gelmesiyle birlikte, ABD'nin bir ülkede zayıflık göstermesinin, başka bir ülkede de zayıflık gösterebilmesi gibi bir eğilim oluşturdu.

Ancak Ukrayna Savaşı'nın gerçekte gösterdiği şey bunun tam tersini ifade ediyor. ABD'nin bu savaşa müdahalesi, Amerikan güvenlik çıkarları için ne kadar önemli olduğu tartışılsa da işin aslı şu ki, ABD'nin Rusya'nın saldırısı sırasında Kiev'e askeri ve insani yardım akıtarak yanıt verme yeteneği, Washington'un boynunda bir Afgan değirmen taşının olmaması nedeniyle kolaylaştı.

Dünyaya lojistiğin güç projeksiyonunun nihai belirleyici faktörü olduğunu görmek için büyük bir konvansiyonel savaşın patlak vermesi gibisi yoktur.

Eşref Gani'nin bugün hâlâ Afganistan'ın başkanı olduğu bir dünyada, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ABD'li politika planlamacılarını büyük bir ikilemle karşı karşıya bırakırdı.

Kabil ve Kiev, her ikisinin de varoluşsal olarak hayati göreceği askeri ve mali yardım için rekabet edecekti. ABD'nin hem Irak'ta hem de Afganistan'da batağa saplanıp,2008'de Rusya'nın Gürcistan'ı işgalinezar zor tepki gösterebilmesine benzer şekildebir durum ortaya çıkabilirdi.

NATO mühimmat ve yedek parça stokları zaten kritik bir tükenme yaşıyor. Ve şu anda Birleşik Devletler, revizyonist güçlerin rakip pozisyonlardaki eylemlerine karşı koymak için kendisini yeniden konumlandırıyor.

Amerika Birleşik Devletleri hem savunma hem de müdahil olmak istediği savaşlarını seçebilmek için son derece elverişli bir coğrafi konuma sahiptir. Atlantik ve Pasifik'teki belirleyici donanma üstünlüğünü elinde tuttuğu sürece, eylemlerini mantıklı bir şekilde seçebilecek durumdadır.

Washington, küçük ülkelerin egemenliğini rakip büyük güçlerin saldırılarına karşı korumanın hedeflerine ulaşmanın en iyi yolu olduğuna karar verirse, yurtdışında tercih ettiği müdahaleleri genişletmemeli sadece yönetmelidir. Böyle bir duruş, aynı zamanda ABD'yi Orta Doğu ve Latin Amerika gibi yerlerde sık sık düşman olmaktan ziyade yurtdışındaki küçük ulusların savunucusu haline getirir.

Rusya'nın Ukrayna'daki ilerleyişini engellemenin ABD'nin ulusal çıkarları için hayati öneme sahip olduğuna inananlar, böyle bir dış politika duruşu olarak müdahaleciliğin ABD'nin büyük güç rekabetinde yer alma ve saldırgan eylemlere karşı çıkma yeteneğini artırdığını anlamalıdır.

ABD'nin Vietnam'dan çekilmesi sonrası ortaya konan ve "domino teorisi" olarak adlandırılan sürece bakıldığında; Çin-Sovyet Bölünmesi, Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve Birleşik Devletleri'n yükselişi gibi tarihsel gelişmeler yaşanmıştır. Şu andaki duruma da bu gözle bakmak akıllıca olacaktır.

Çünkü makul güç kullanımının, ne zaman kullanıldığı kadar ne zaman kullanılmaması gerektiği de çok önemlidir.

Tartışma