
At, rüya gören tek hayvandır derler. Ve o rüyaları sadece gecede değil, gündüzde de taşır sırtında. Üzerine binenin hissini hisseder, duygusunu paylaşır, yönünü onunla birlikte belirler.
Son Güncelleme: 28 Haziran 2025 Cumartesi - 07:00 | GDH Haber
İnsanın kalbini en çok ne titretir bilir misiniz?
Unuttuğu bir hakikatin, sevdikleri aracılığıyla ona yeniden hatırlatılması.
İşte bu yazı, tam da böyle bir hatırlayışın hikayesi .
Oğlum Emir Efe’nin atlara duyduğu derin ilgi, son zamanlarda beni bu asil mahluka karşı farklı bir gözle bakmaya sevk etti.
Çocukluğumuzda filmlerde, romanlarda hayranlıkla izlediğimiz o dört nala koşan atları yeniden düşünmeye, ama bu kez sadece hayranlıkla değil, ibretle ve içsel bir derinlikle yaklaşmaya başladım.
Emir Efe’nin bakışında bir şey vardı; atlara sadece hayvan gözüyle değil, sanki bir sırdaş, bir dost, bir dava yoldaşı gözüyle bakıyordu.
O hissiyat bana da geçti.
Ve sonra…
Yüzlerce kez okuduğum Adiyat Suresi, içime başka bir şekilde nakşoldu.
“Vel âdiyâti dabhâ…”
“Soluyarak koşan o atlara andolsun…”
O ayetleri bu defa okurken, sadece kelimeleri değil; toz dumanı, toprağı yararak gelen nal seslerini, cesareti, sadakati ve mücadeleyi hissettim. Çünkü artık sadece bir okuyucu değil, oğlunun gözünden bakan bir babaydım.
Emir Efe sayesinde bu ayetin ruhu bana da temas etti.
Rabbimin yemin ettiği o kudreti iliklerime kadar duydum.
Tasavvuf büyüklerinin de işaret ettiği gibi;
“Atlar, hayvanların en şereflisi ve tabiatı en güzel olanıdır.
İnsanlardan kim bu hayvanla düşüp kalkar, ona yakınlık duyarsa, onun tabiatından ve huyundan bir şeyler kapar.”
Yani at, sadece yük taşımaz; kalp taşır, ruh taşır, huy taşır.
Tabir caizse insan, hayvaniyetinden at sırtında uzaklaşır.
Onunla hem fiziksel hem ruhsal bir yolculuğa çıkar.
Varlık, o insana musahhar olur.
Ve Peygamber Efendimizin mübarek sözünü hatırlarım!
“Atın sırtı izzettir.”
Zira izzetin yokluğu zillettir.
Atın sırtında dik durmak, sadece fiziksel bir duruş değil; aynı zamanda bir şahsiyet beyanıdır.
Ve bu da gösteriyor ki insan, at sırtında izzeti hatırlar, nefsinden uzaklaşır, Rabbine yaklaşır.
At, rüya gören tek hayvandır derler.
Ve o rüyaları sadece gecede değil, gündüzde de taşır sırtında.
Üzerine binenin hissini hisseder, duygusunu paylaşır, yönünü onunla birlikte belirler.
At bir binek değil, bir sır ortağıdır.
İnsanlık tarihi atların sırtında yazılmıştır.
Peygamberlerin yollarında, fatihlerin seferlerinde, ozanların türkülerinde hep o vardı.
Kur’an’da adı geçen nadir canlılardan biridir at.
Ve daha da önemlisi, üzerine yemin edilen bir canlıdır.
Allah, boşuna yemin etmez.
At, asaletin yürüyüşüdür.
At, cesaretin vücut bulmuş halidir.
Ve bugün, oğlum sayesinde bana bir ayeti daha derinden anlatan canlıdır.
Şimdi düşünüyorum…
Biz babalar, çoğu zaman evlatlarımıza bir şeyler öğretmeye çalışırız.
Ama kimi zaman, asıl öğretici onlardır.
Emir Efe bana bir şey öğretti!
Bir mahluka sevgiyle bakınca, o mahlukun Rabbiyle daha güçlü bağ kurarsın.
Adiyat Suresi şimdi benim için sadece bir sure değil, bir duadır, bir çağrıdır, bir fark ediştir.
Ve belki de…
Atlar hala rüya görür.
Bizse, çocuklarımız vesilesiyle uyanırız.
Vesselam…
Devamını Oku
15 Aralık 2025 Pazartesi - 08:00
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 10:45
Devamını Oku
10 Aralık 2025 Çarşamba - 07:00