
İDEF 2025, sadece savunma teknolojilerinin sergilendiği bir fuar değil; aynı zamanda bir duruşun, bir hayalin ve bir iradenin beyanıydı.
Son Güncelleme: 28 Temmuz 2025 Pazartesi - 07:00 | GDH Haber
İDEF 2025
İstanbul Fuar Merkezi’nde bu yıl 17’ncisi düzenlenen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, sadece bir teknoloji buluşması değil; aynı zamanda bir iddianın, bir yürüyüşün ve yeniden dirilişin işaret fişeği gibiydi.
Savunma sanayimiz artık yalnızca üretim yapan bir sektör değil.
O, bir milletin özgürlüğe, bağımsızlığa ve onurlu duruşa dair verdiği mücadelenin sahası.
İDEF 2025’te bunu görmek mümkündü.
Her stant, her detay, bu toprakların çocuklarının el emeğiyle yoğrulmuş bir kararlılığı, stratejik bir aklı ve derin bir medeniyet iddiasını taşıyordu.
Bu yıl fuara 99 ülkeden 219 heyet, 400’ü aşkın yabancı firma ve toplamda 1400’ü aşan katılımcı iştirak etti. ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ ve ROKETSAN gibi savunma sanayimizin yıldızları; yerli firmalarımız ve girişimcilerle birlikte aynı sahnede, aynı ruhla boy gösterdi.
Ancak fuarın benim için en etkileyici anlarından biri hiç şüphesiz ROKETSAN standıydı.
Yeni nesil harp sistemleri, yerli mühimmatlar, insansız teknolojiler… Bunlar sadece ürün değil; birer karakter, birer iddia, birer gelecek vizyonuydu.
Özellikle EREN mühimmatı ve AKATA gibi platformlar, Türk mühendisliğinin ne kadar stratejik düşündüğünü ve ne ölçüde derinleştiğini gösterdi. Artık kendi deniz altı füzemizle “Mavi Vatan”ı koruyor, kendi kamikaze mühimmatlarımızla “Gök Vatan”da söz söylüyoruz.
Ve elbette… TAYFUN.
Roketsan’ın geliştirdiği ve tüm dünyanın dikkatini çeken Tayfun Balistik Füzesi, sadece teknik bir atılım değil; caydırıcılığın, stratejik üstünlüğün ve bağımsız savunma kabiliyetimizin simgesi.
1000 kilometreye yaklaşan menziliyle, yerli yazılım ve yönlendirme sistemleriyle donatılmış bu füze; Türkiye’nin bölgesel güç olma iddiasını sahaya yazdığı mürekkep gibidir.
Bu menzil sadece bir mesafe değil; bir mesajdır.
O mesaj şudur: “Türkiye artık savunmada edilgen değil, etkin ve belirleyici bir aktördür.”
Fuarda yerli savunma sanayimizin attığı her adım, bu milletin “yeter ki inanalım” diyerek neler başarabileceğinin ispatıydı.
Çünkü biz, “yapabilir miyiz?” sorusunu çoktan geride bıraktık. Artık “daha ne kadarını yapabiliriz?” sorusunun peşindeyiz.
Bu yürüyüş elbette kolay başlamadı. Ambargolarla, baskılarla, yok sayılmalarla örülmüş bir tarihin içinden geldik.
Ama bugün öyle bir noktadayız ki, artık Türk savunma sanayii dünyada oyun kuran değil, oyun değiştiren bir aktör.
İşte bu yüzden İDEF 2025, sadece savunma teknolojilerinin sergilendiği bir fuar değil; aynı zamanda bir duruşun, bir hayalin ve bir iradenin beyanıydı.
Fuarda yapılan lansmanlar, imzalanan uluslararası anlaşmalar ve gençlere yönelik “Defenders of Tomorrow” gibi etkinlikler, bu vizyonun kuşaklar boyunca süreceğine işaret ediyor.
Çünkü bu bir yatırım değil; bu bir inançtır.
İnanıyorum ki bu ruh, önümüzdeki yıllarda sadece fuar alanlarında değil; sahada, diplomaside, bilimde ve sanatta da karşılığını bulacak.
Biz bu çağın değil, bu çağdan sonraki asırların altyapısını kuruyoruz.
Kendi göğsümüzde yükselen bir medeniyetin çatısını inşa ediyoruz.
Ve bu fuar bize bir kez daha gösterdi ki, artık mesele “yapmak” değil; mesele “öncülük etmek”tir.
İDEF 2025, işte bu öncülüğün adıydı.
Vesselam…
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 10:45
Devamını Oku
10 Aralık 2025 Çarşamba - 07:00
Devamını Oku
08 Aralık 2025 Pazartesi - 07:00