Doğrulara sahip çıkmak

Yanlışı alkışlayan bir toplumda, doğrular susturulur. Alkışın sesi ne kadar yüksekse, hakikatin yankısı o kadar kısılır.

Oysa insanı insan yapan,yanlış karşısında susmaması, haksızlık karşısında eğilmemesidir.

Bir toplumu çürüten şey, yanlışı yapanlardan çok, yanlışın peşine takılanlardır.

Çünkü kötülük, çoğu zaman kötülerden değil, iyi olduğunu sanıp susanlardan güç alır.

Fikri olmayan bir insan, yönsüzdür. Rüzgar nereye savurursa oraya savrulur. Bir gün doğrunun yanında gibi görünür, ertesi gün yanlışın en ön safında.

Çünkü düşünmeyen, sorgulamayan, bilgiye ve hakikate sırtını dönen biri,kolayca manipüle edilir, kolayca yoldan çıkar.

Fikirsizlik, bir milletin en büyük felaketidir. Çünkü fikir, aklı besler. Aklı beslemeyen toplumlar, başkalarının aklıyla yönetilir, başkalarının çıkarlarına hizmet eder.

Doğruyla eğriyi ayırt edemeyen bir akıl, pusulasını yitirmiş bir gemi gibi karanlık sularda kaybolur.

Hakkı batıldan, adaleti zulümden, samimiyeti riyadan ayıramayan bir zihin,her şeye inanır, her şeyi meşru görür.

İşte o zaman yalana sahip çıkanlar çoğalır. Ve en acısı, yalana sahip çıkan birinin ahlakından söz edilemez. Çünkü ahlak, yalnızca doğrulukla beslenir.

Yalansa, bu erdemin en büyük düşmanıdır. Yalana göz yuman, onu savunan ya da yayılmasına aracılık eden herkes, insanlığın ortak vicdanına ihanet eder.

Bugün fikir, akıl ve ahlak sınavındayız.

Her biri birer yitik değer gibi.

Ama kaybolan biz olmayalım ey ülkem.!

Doğrunun tarafında durmak zordur ama onurludur. Eğilmeden, bükülmeden, yalanla kirlenmeden…

Sesimiz az olabilir, ama yankımız hakikat olsun.

Gerekirse yalnız kalalım ama doğru kalalım. Çünkü hakikat, her zaman azınlıkla başlar,ama sonunda mutlaka kazanır.

Bu çağda doğruluğu savunmak bir başkaldırıdır. Biz de bu başkaldırının neferleri olalım. Yalanın saltanatı varsa, doğrunun da sabrı ve vakti vardır.

Vesselam…