
Henüz bıyığı terlememiş gençler, ellerinde tabancalar, omuzlarında tüfekler, gözlerinde meydan okuma… Bu bir imaj meselesi değil, toplumsal bir çöküşün göstergesi. Bu gençlerin ellerindeki silahlar nereden geliyor?
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2025 Cumartesi - 07:00 | GDH Haber
Sosyal medyada dolaşan bir fotoğraf akımı var!
Henüz bıyığı terlememiş gençler, ellerinde tabancalar, omuzlarında tüfekler, gözlerinde meydan okuma…
Bir zamanların “sigara içerek poz veren” gençliği, yerini elinde silahla sahneye çıkan yeni bir kuşağa bırakmış gibi.
Ama bu bir imaj meselesi değil, toplumsal bir çöküşün göstergesi.
Her gün sayın İçişleri Bakanı “Şu çeteyi çökerttik” diye açıklama yapıyor.
Elbette devletin bu mücadelede kararlılığını görmek kıymetli.
Fakat asıl soru şu;
Bu gençlerin ellerindeki silahlar nereden geliyor?
Onları bu çocuklara kim veriyor?
Ve daha önemlisi, bu soruya kamuoyunu tatmin edecek şekilde kim cevap verecek?
2024 yılının rakamsal verileri ürkütücü!
Yalnızca bir yılda 3.801 silahlı olay yaşanmış, 2.370 insan hayatını kaybetmiş, yaklaşık 4 bin kişi yaralanmış.
Bu tablo, ekranda “poz” olarak gördüğümüz her fotoğrafın, gerçekte kanlı bir istatistiğe dönüşebildiğini gözler önüne seriyor.
Üstelik mesele sadece sokaktan satın alınan ruhsatsız tabancalar değil.
Kurusıkıdan dönüştürülen silahlar, illegal atölyelerde montajlanan parçalar, depolarda saklanan yüzlerce tabanca…
Yakın zamanda İstanbul Ümraniye’de bir depoda 313 ruhsatsız tabanca yakalanmadı mı?
Daha geçtiğimiz aylarda “MERCEK” operasyonlarında binlerce silah ele geçirilmedi mi?
Kısacası “oyuncaktı” diye geçiştirilemeyecek kadar büyük bir tabloyla karşı karşıyayız.
Evet, kimi paylaşımlarda airsoft tüfekleri olabilir.
Ama Türkiye’de bugüne kadar pek çok sosyal medya paylaşımı, polisin takibiyle ruhsatsız gerçek silahların bulunmasına yol açtı.
Bu gerçek, “oyuncak” kılıfını çoktan yırtıp atıyor.
Şimdi sorulması gereken sorular şunlar:
Ruhsatsız silahların bu kadar kolay dolaşımda olmasının sebebi ne?
Silah parçalarını satan, dönüştüren, gençlerin eline veren ağ neden kökünden kesilemiyor?
Neden hala bu “karanlık sanayi” bir şekilde ayakta kalabiliyor?
Bu soruların cevabı, yalnızca güvenlik politikalarıyla açıklanamaz. Mesele aynı zamanda sosyolojik. Çünkü bu gençler bir “aidiyet” arıyor. Çete fotoğrafında bulamadıkları saygıyı, okulda, evde, mahallede bulsalar silaha yönelmezler.
Gösteriş için ellerine tutuşturulan metal, aslında içlerindeki boşluğun bir aynası.
Devletimizin yapması gereken şey net!
Sadece silahı taşıyanı değil, tedarik ağını, parçayı, finansmanı, dijital ilanı birlikte hedef almak.
Parça parça satışı engellemek, şeffaf raporlarla kamuoyunu bilgilendirmek, risk altındaki gençlere sosyal programlarla ulaşmak.
Toplumun yapması gereken de en az devlet kadar önemli!
Sosyal medyada gördüğünüz her “silahlı poz”a alkış tutmak yerine tepki gösterin, şikayet edin.
Çünkü o beğeniler, bir sonraki çocuğun eline metal tutuşturuyor.
Bu ülkenin gençleri, gölgesinde silah değil, ışığında umut taşımak için var. Eğer susarsak, bugünkü pozların yarın gerçek cenazelere dönüşmesine ortak oluruz.
Silah bir güç değil, bir yıkımdır.
Ve biz, çocuklarımızın vitrini yıkıma çevrilmesine seyirci kalamayız.
Vesselam…
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 10:45
Devamını Oku
10 Aralık 2025 Çarşamba - 07:00
Devamını Oku
08 Aralık 2025 Pazartesi - 07:00