
Şöhret, hakikatin değil, yanılsamanın ışığıdır. İnsan kendi eksiklerini unutmaya başlar; hatta bazen onları kusur değil “imza” zannetmeye kadar varır. Alkış, en çok da insanın iç murakabesini öldürür. İnsan, kendini büyüten değil, küçülten bir aynaya bakmadıkça olgunlaşamaz.
Son Güncelleme: 15 Aralık 2025 Pazartesi - 08:00 | GDH Haber
Şöhret, hakikatin değil, yanılsamanın ışığıdır.
Şöhret insanın kapısını çoğu zaman bir lütuf gibi çalar; fakat içeri girdiğinde sessizce başlayan bir yıkımın habercisidir.
İlk bakışta parlayan bir nimet gibi görünür, ama insanın iç aleminde görünmez çatlaklar oluşturur.
Çünkü şöhret, insanın dışını büyütürken içini küçültme tehlikesi taşır; ruhu inceltmez, çoğu zaman kabartır.
Bu yüzden şöhret, hakikatin değil, yanılsamanın ışığıdır.
Manevi tahribatı ise daha derindir!
Şöhret, insanın kalbini kendisine yabancılaştırır.
Kişi, başkalarının alkışlarında kendi değerini aramaya başladığında içindeki ölçüyü kaybeder.
Allah’ın rızası yerine insanların rızasına yönelmeye başlar; bu da ruhun saflığını gölgeler.
Şöhretle temas eden kalpte riya ürer, ihlas zedelenir.
İnsan, kendini ifade ederken bile artık hakikati değil, beğeniyi düşünür.
Şöhret, nefsi dışarıdan parlatırken içerideki kırılganlıkları görünmez hale getirir.
İnsan kendi eksiklerini unutmaya başlar; hatta bazen onları kusur değil “imza” zannetmeye kadar varır.
Çünkü alkış, en çok da insanın iç murakabesini öldürür.
Oysa insan, kendini büyüten değil, küçülten bir aynaya bakmadıkça olgunlaşamaz.
Şöhret, varlığın “öz”ünden kopup “görünüş”e mahkum olmasıdır. Heidegger’in deyimiyle insanın hakikatin evinden uzaklaşması, fenomenlerin parıltısına sığınmasıdır. Ruh, özünü unutup surette kaybolur. Ve görünüşün egemen olduğu yerde samimiyet bir nevi sürgüne gönderilir.
Asıl yıkım ise şudur!
Şöhret, insanın yalnızca göz önünde olmasını değil, kendi içinden uzaklaşmasını sağlar.
Kalp kendini susturur, nefs konuşur. Halbuki insanın en büyük emaneti kendi iç sesidir. O sesi kaybeden, bütün dünyanın gündeminde olsa da kendine yabancı bir yolcuya dönüşür.
Bu yüzden dostlar, şöhret afettir.
Çünkü insanı zirveye çıkarmadan önce içini boşaltır.
Görünür büyütür, görünmeyeni yıpratır.
Ve şöhretin ışıkları söndüğünde insan çoğu zaman hakikatin kuyusunda tek başına bulur kendini.
Asıl marifet, görünmek değil,görünüşün gürültüsünde özünü koruyabilmektir.
Şöhret geçicidir, vakar kalıcı.
Alkış fanidir, hakikat bakidir.
Vesselam…
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 10:45
Devamını Oku
10 Aralık 2025 Çarşamba - 07:00
Devamını Oku
08 Aralık 2025 Pazartesi - 07:00