
Millet dediğin, aynı kimliği paylaşan kalabalık değil; aynı vicdanı taşıyan insan topluluğudur.
Son Güncelleme: 12 Kasım 2025 Çarşamba - 07:00 | GDH Haber
Ortalık toz duman…
Kim hain, kim dost, kim düşman belli değil. Sesler birbirine karışmış, hakikatin üzeri kalın bir sis perdesiyle örtülmüş.
Herkes konuşuyor ama kimse kimseyi duymuyor. Gözler var ama görmüyor, kalpler var ama hissetmiyor.
Birbirine omuz veren, aynı sofrayı paylaşan, aynı ezanı dinleyip aynı göğe bakan bir milletin çocukları ne oldu da birbirinden nefret eder hale geldi?
Ne vakit bu kadar kin biriktirdik içimizde?
Bu toprakların bir vakitler en büyük gücü, gönül birliğiydi.
Bir köyde yangın çıksa, komşu köy su taşırdı.
Bir evde cenaze olsa, mahalle sessizleşirdi.
Aynı acıya birlikte ağlar, aynı sevince birlikte gülerdik.
Fakat sonra bir şey oldu!
Sözün yerini slogan, merhametin yerini öfke aldı.
Toplumsal yapımız, kimliklerin çatıştığı bir arenaya dönüştü. “Biz” kavramı daraldı, yerini “benim gibi olanlar” aldı. Herkes kendi mahallesine sığındı, diğerini düşman bellemenin kolaycılığına kapıldı.
Oysa millet olmak, sadece aynı bayrağın altında yaşamak değil; aynı derdi, aynı umudu paylaşabilmektir.
Bir milletin çimentosu sevgidir, güven duygusudur.
O çöktü mü, en sağlam duvar bile yıkılır. Biz bu güveni kaybettik.
Artık kimse kimseye inanmak istemiyor.
Bir insan “adalet” dediğinde, hemen kimden yana olduğunu sorguluyoruz. “Vicdan” diyene bile şüpheyle bakıyoruz.
Halbuki bu milletin tarihi, birbirine omuz vermenin destanlarıyla doludur. Sakarya’da, Çanakkale’de, Kıbrıs’ta kimse kimsenin mezhebine, kökenine bakmadan yan yana şehit düştü.
Aynı siperin içinde doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden insanlar vardı.
Bugünse sosyal medya siperlerinde birbirimize kurşun sıkıyoruz.
Bir de bu kinin, bu bölünmenin tüccarları var.
Halkın öfkesinden beslenen, kinle oy devşiren, korkuyla iktidar kuranlar…
Onlar bilir ki; bir toplum birbirini sevmedikçe kolay yönetilir.
Birbirine düşman edilmiş bir millet, adalet arayamaz.
Birbirinden koparılmış bir halk, sesini yükseltemez.
Oysa tarih boyunca bu coğrafyada ne zaman kalpler bir olmuşsa, o zaman yeniden diriliş başlamıştır.
Çünkü sevgi, bir milletin yeniden doğuşudur; kin ise onun sessiz ölümüdür.
Bugün hala bu topraklarda iyi insanlar var.
Yolda kalmış birine su veren, aç bir hayvanı doyuran, tanımadığı birinin derdine derman olan binlerce gönül var.
Belki işte o küçük iyilikler, bu milletin kalbinde hala bir umut kıvılcımı taşırıyor.
Toz duman elbet dağılır.
Ama önce içimizdeki nefretin dumanını dağıtmak gerekir.
Yeniden “bir” olmayı, yeniden “biz” demeyi öğrenmemiz gerekir.
Çünkü millet dediğin, aynı kimliği paylaşan kalabalık değil; aynı vicdanı taşıyan insan topluluğudur.
Bir gün yeniden birbirimize sarıldığımızda, hainle dostu da, dostla düşmanı da daha iyi göreceğiz.
O zaman toz duman değil, tertemiz bir sabah olacak bu ülkenin üstünde.
Vesselam…
Devamını Oku
06 Aralık 2025 Cumartesi - 07:00
Devamını Oku
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:12
Devamını Oku
01 Aralık 2025 Pazartesi - 09:16