
“Türkiye ancak ithal eder, ancak tüketir.” Ama işte bugün tablo değişti. TEKNOFEST gençliği çıktı sahneye ve o ezberi paramparça etti. Gökyüzünde dalgalanan insansız hava araçları, denizlerde süzülen insansız deniz araçları, yarış pistlerinde nefes kesen elektrikli otomobiller
Son Güncelleme: 27 Ağustos 2025 Çarşamba - 07:00 | GDH Haber
Bir milletin geleceğini görmek isteyenler, gençlerinin ufkuna bakmalıdır.
Bizim gençliğimiz yıllarca “siz yapamazsınız, siz üretemezsiniz” diye küçümsendi.
Batı’nın üstünlük taslayan akılları da, içeride kendi gençlerine güvenmeyen köhne zihniyetler de aynı ezberi tekrarladı!
“Türkiye ancak ithal eder, ancak tüketir.”
Ama işte bugün tablo değişti. TEKNOFEST gençliği çıktı sahneye ve o ezberi paramparça etti.
Gökyüzünde dalgalanan insansız hava araçları, denizlerde süzülen insansız deniz araçları, yarış pistlerinde nefes kesen elektrikli otomobiller sadece birer proje değil; yılların aşağılanmasına verilmiş tarihi bir cevaptır.
TEKNOFEST sadece gökyüzünde değil, denizlerde de yükseliştir.
Mavi Vatan için geliştirilen su altı teknolojileri, yapay zeka destekli denizcilik projeleri, insansız deniz araçları…
Tüm bunlar, ecdadımızın Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de verdiği mücadeleyi bugünün diliyle yeniden anlatıyor.
Barbaros’un mirası, Turgut Reis’in cesareti bugün genç mühendislerin ellerinde teknolojiye dönüşüyor.
Ve işte Batı’nın hazımsızlığı da buradan besleniyor.
Çünkü onlar, kendi üstünlüklerini sürdürmek için bizim hep bağımlı kalmamızı ister.
Ama artık Türkiye “bağımlı” değil, “bağımsız” bir teknoloji yoluna girdi.
Bu yolculuğun en güçlü ilham kaynaklarından biri şüphesiz Selçuk Bayraktar ve Baykar’dır.
Yıllarca “birkaç genç çıkıp da dünya devleriyle yarışamaz” diyenlere inat, Bayraktar ve ekibi tüm dünyaya “Biz buradayız!” dedi.
SİHA’lar, Akıncı, Kızılelma, insansız deniz araçları…
Her biri, hem içerideki kuşkuculara hem de dışarıdaki küçümseyenlere verilmiş bir meydan okumadır.
Bugün TEKNOFEST alanlarında gözleri parlayan her genç, Bayraktar’ın açtığı yolda yürüyor. Onlar artık sadece mühendis değil; özgüvenle yoğrulmuş bir neslin öncüleri.
Ve şimdi gözler Eylül ayında İstanbul’da yapılacak TEKNOFEST’e çevrildi. Medeniyetlere başkentlik yapmış bu şehir, bu kez de gençliğin hayallerine başkentlik yapacak. Marmara’nın kıyısında, semalarda dalgalanan ay yıldızlı bayraklarla gençler bir kez daha dünyaya seslenecek:
“Biz buradayız, biz geleceği inşa ediyoruz, biz artık tüketen değil üreten bir milletiz.”
Ama bir gerçeği de konuşmak zorundayız.
Bu gençliğin önünü kesmek isteyenler var.
Kimi içeriden, “bunlar şov, bu projeler boş” diyerek küçümseyenler…
Kimi dışarıdan, yaptırımlar ve tehditlerle bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanlar…
Onlara verilecek tek bir cevap var!
Bu gençlik asla geri adım atmayacak.
Çünkü TEKNOFEST ruhu yalnızca bir teknoloji meselesi değil; aynı zamanda milli iradenin, bağımsızlık idealinin, yeniden büyük Türkiye yürüyüşünün sembolüdür.
Kıbrıs’ta TEKNOFEST’te astronot Alper Gezeravcı’nın dediği gibi: “Bu festival, zihinlerdeki bariyerleri yıktı.” Evet, artık gençlerimiz için “imkânsız” diye bir kavram yok. Gökyüzüne bakarken yıldızları sadece seyretmiyor; onlara ulaşmayı, hatta geçmeyi hedefliyorlar.
Bizim görevimiz açık!
Bu ruha sahip çıkmak, bu gençliği desteklemek, önlerine çıkan engelleri tek tek kaldırmak.
Çünkü TEKNOFEST gençliği sadece bir festivalin adı değil; Türkiye’nin geleceğinin garantisi, Mavi Vatan’ın koruyucusu, gökyüzünün ve uzayın fatihidir.
Onlar, umudun adı, cesaretin sembolü, Türkiye’nin yükselen kanatlarıdır.
Vesselam…
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 10:45
Devamını Oku
10 Aralık 2025 Çarşamba - 07:00
Devamını Oku
08 Aralık 2025 Pazartesi - 07:00