Yeni bir ahlak diline olan ihtiyacımız

Siyaset, tabelası çok ama ruhu azalan bir kavram haline geldi.

Oysa siyaset bir meslek değildir; bir gönül davasıdır.

İnsanı yönetmek değil, insanı anlamak sanatıdır.

Bu yüzden siyaset, her şeyden önce alt yapı ister.

Ama bu alt yapı beton değil, vicdan temellidir.

Siyaset, yürek ister.

Çünkü yüreği olmayanın sözü de, iradesi de halkta karşılık bulmaz. Siyaset, fikir kadar hissi, akıl kadar inancı da kapsar.

Merhametsiz bir akıl; adaletsiz bir güç kadar tehlikelidir.

Bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan şey; yorgun cümlelerle değil, yeni bir ahlak diliyle siyaset yapmaktır.

Çünkü siyaset sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir kimlik inşasıdır.

Kimliğini kaybeden siyaset, yönünü de kaybeder.

Gerçek siyaset, kimlik çizgisi ister.

Kökünü inkar etmeyen, değerlerinden utanmayan, kendi halkının kültürüne ve inancına yaslanan bir duruş…

Ahlak çizgisi ister.

Gücün değil, doğrunun peşinde yürümek; çıkarın değil, vicdanın yanında saf tutmak…

Ve ilke çizgisi ister.

Rüzgar değiştiğinde yön değiştirmeyen, bir menfaat karşısında hakikatten vazgeçmeyen bir karakter…

Bir siyasetçinin beyninde adalet sancısı, kalbinde merhamet yarası, vicdanında insanlık mesuliyeti olmalı. Çünkü siyaset, rakipleri yenme sanatı değil; nefsini terbiye etme mücadelesidir.

Toplumun güvenini kaybetmiş bir siyasetçinin, seçim kazanması değil; kaybettiği itibarı geri kazanması dert olmalı.

Bugün millet, artık sözden değil sözün sahibinden emin olmak istiyor.

Çünkü ahlakın çöktüğü yerde, hiçbir proje, hiçbir vaat, hiçbir slogan anlam taşımıyor.

Siyaset, insanın aynasıdır. Ayna kirlenirse, yüz de kaybolur.

Türkiye’nin yeniden umutla bakabilmesi için, vicdanı olan bir siyasete ihtiyacı var.

Bizi birbirimize düşüren değil, birbirimize yaklaştıran bir dile…

Kavgayı değil, ortak paydada buluşmayı öğreten bir siyasete…

Yarayı derinleştiren değil, saran bir anlayışa…

Bu ülkenin yeni bir siyasi akıma değil, yeni bir siyaset ahlakına ihtiyacı var.

Siyaset yeniden insanın, vicdanın, merhametin merkezine dönmedikçe; bu topraklar hak ettiği huzuru bulamayacak.

Çünkü unutmamak gerekir!

Siyaset, bir insanın ne kadar güçlü olduğu değil, ne kadar adil kalabildiğiyle ölçülür.

Vesselam…