Bir örgüt şeması çizildi ve bu şemadaki yöneticiler arasında çok azı İBB yöneticisi. Bir kısmın, “İBB’ye kayyum atanmalı” sözleri ile başka bir kısmın, “İBB’yi ele geçirme isteği” iddialarının cevabı ne ?
Son Güncelleme: 14 Kasım 2025 Cuma - 17:58 | GDH Haber
İBB’ye Kayyım mı Atanacak?
Kamuoyunda 19 Mart’tan bu yana soruşturmanın adı “İBB Yolsuzluk Soruşturması” idi. Ama iddianame, ““İMAMOĞLU ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ” adı altında yazıldı. Bir örgüt şeması çizildi ve bu şemadaki yöneticiler arasında çok azı İBB yöneticisiydi. Bir kısmın, “İBB’ye kayyum atanmalı” sözleri ile başka bir kısmın, “İBB’yi ele geçirme isteği” iddialarına hem iddianamenin ismi hem de içinde geçen şu kısım cevap niteliğinde,
“Şüphelilerin görev yaptıkları kamu kurumunun içerisinde kendi öz yapılanmalarını oluşturarak ''iç örgütlenmelerini'' sağlamayı amaçladıkları, bu nedenle örgüt lideri dahil olmak üzere örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yer alan şüphelilerin kamudaki görevleri ile kurmuş oldukları ''sistemin'' birbiriyle karıştırılmaması gerekmektedir.
Bunun en somut örneği, örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici ya da üye konumunda bulunup da kamuda görevli olmayan örgüt mensuplarının, İBB'de ya da bağlı iştiraklerinde görevli olan kamu personellerine emir ve talimatlar vermesidir. Bu bağlamda örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun kamu görevini yürütmüş olduğu kurumda kendisi ile birlikte kamu görevini ifa eden kişilere yönelik değil, liderin kurmuş olduğu ''sistem'' içerisine dahili bulunan kişilere yönelik olarak kurulan yolsuzluk çarkının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.”
CHP Kapatılacak mı?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel,
“Anayasa’nın siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin maddelerini hatırlatarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulması meselenin İBB’ye yönelik bir soruşturma olmadığının kanıtıdır. Bugün yaşananlar demokratik siyasete ve gelecek seçimlerin sonuçlarına yargı eliyle müdahalenin suçüstü halidir.
Bu bir iddianame değil, darbecilerin siyasete yönelik bir muhtırasıdır. Yaşadığımız kötülüklerin sebebi asla “hukuki” değildir, bir kişinin siyasi ihtiraslarından ibarettir. Partimizi en son 12 Eylül’de Kenan Evren kapatmaya kalktı, milletimizle birlikte yeniden açtık. Evren’in milletimizin gönlündeki yeri de siyasi tarihimize geçiş şekli de bellidir. Biz, geçmişte çok bedel ödedik, bugün de ödüyoruz ve ödeyeceğiz. Ama millete inanmaktan ve güvenmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.
Atatürk’ün partisi milletimize emanettir” dedi.
Bu bildirimi bir kapatma davası olarak yorumlayan CHP, “İddianame boştur. Bu bir siyasi davadır. İşte kanıtı, ‘CHP’yi kapatmak istiyorlar” propagandası yapmaya başladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise “Böyle bir şeyin söz konusu olmadığını” şu sebeplerle bildirimde bulunulduğunu söyledi,
“Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suiistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerlerine seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmezi olan seçimlerin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında; Cumhuriyet Halk Partisi'nin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğini, seçmenin iradesini ve demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa'nın 68 ve 69'uncu maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101'inci ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası bilgilerinize arz olunur.”
Para Nerede?
Benim şu ana kadar takıldığım ve bazı gazetecilerin de ilk etapta sorduğu bir soru bu. Çünkü bir cinayet soruşturmasının oluşabilmesi için “Ceset nerede?” sorusunun cevabı olması gerekir. Bir yolsuzluk, rüşvet soruşturmasında da “Para nerede?” sorusu en önemli sorudur ve para en önemli kanıttır.
1- Parayı balya balya, banka hesabında, kripto varlıklarda, kıymetli madenlerde bulabilirsiniz.
2- Parayı bulamazsınız ama paranın gittiği yeri görüntülerle, dekontlarla, yurt dışındaki tespit edilen varlıklarla kanıtlayabilirsiniz.
3- Suçu işlediğini iddia ettiğiniz kişilerin suç işledikleri süre zarfında hızlıca zenginleşmesi üzerinden paranın yerini ilişkilendirebilirsiniz.
İddianamede bahsedilen toplam paranın hepsine yukarıda saydığım ilk madde de ulaşılamıyor. Hatta ilk maddedeki parayı bulma ihtimali neredeyse yok gibi.
İkinci madde ile ilgili şu ana kadar okuduğum kısımlarda gördüğüm ciddi iddialar var. Bunlardan biri 2022 yılı sonrası örgütün kasası olmakla itham edilen Murat Gülibrahimoğlu’nun mal varlıklarının bir kısmının Fatih Keleş ve Ekrem İmamoğlu’na ait olduğu iddiası. Yine Gülibrahimoğlu’na ait özel jet ile yurt dışına para çıkarıldı iddiası.
Yine bu şekilde “Para nerede?” sorusunun peşine düşeceğimiz bir iddia da etkin pişmanlık ile ifade veren örgüt yöneticisi Adem Soytekin’in söylemlerine göre operasyon yapılacağı bilgisi ile yapılan toplantıda CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer’in emanetçi yapılması.
Yukarıda sıraladığım üçüncü ihtimal ile ilgili de iddianamede birçok suç isnadı var. Bunlardan biri Özel vasfa haiz örgüt üyesi olarak gösterilen Yakup Öner’in 70-80 bin dolaylarında maaşı olmasına rağmen kendisinin ve eşinin yalnızca arabalarının 30 milyon değerinde olması gibi örnekler gösteriliyor.
Devamını Oku
01 Aralık 2025 Pazartesi - 18:39
Devamını Oku
28 Kasım 2025 Cuma - 14:54
Devamını Oku
25 Kasım 2025 Salı - 08:32