Kasım’da terörsüz Türkiye başkadır

30 Ekim Perşembe günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda milletvekillerine bakanlıkları bünyesinde yaptıkları çalışmaları anlatacak.

Yine aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dem Parti İmralı Heyeti Üyeleri Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ı kabul edecek. Dem Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan idari ve yasal süreçlerin hayata geçmesi noktasında istekleri olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bazı Demlilerin kültüralist ve maksimalist talepleri dillendirmesinin sürecin ruhuna zarar verdiğine yönelik uyarıları olacak.

Kasım’ın ilk haftası ile birlikte Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş komisyondaki partilere, “idari ve yasal süreçlere dair tüm önerilerini getirmeleri” bildirilecek. Toplanan öneriler komisyonda bir araya getirilip üzerine istişareler yapıldıktan sonra ortak metin haline getirilecek ve ilgili bakanlık ve Cumhurbaşkanlığına sunulacak.

Örgütün silah bırakma ve Türkiye’deki unsurlarının çekilmesi gibi süreçler MİT tarafından izlenirken ve burada bir sekte yokken bu gelişmelerin ardından Meclis Genel Kurulu’na yasal düzenlemeler gelecek. Tüm bu süreçlerin yılbaşına kadar tamamlanması öngörülüyor. Tabii örgütün de somut adımlarına devam etmesi gerekiyor.

Meclis’te neler gündeme gelecek?

Henüz kesinleşen bir durum yok. Çünkü üyelerden toplanan somut öneriler yok. Ancak hangi başlıkların üzerinde düzenlemeler yapılacağı bilgisi var. Çerçeve konuşuluyor şu an. Bunlar da şu başlıklara ayrılmış durumda…

1- Terör örgütü mensubu olup, dağa çıkıp silahlı terör eylemine karışmayanlar

2- Terör örgütü mensubu olup dağa çıkıp silahlı terör eylemine karışmış olanlar

3- Terör örgütünün üst düzey yöneticileri

4- Herhangi bir terör eylemine karışmamış olup örgüt sempatizanlığı ve propagandası suçundan hüküm giymiş olanlar

5- Terör örgütü üyeliği dolayısıyla yurt dışında olanlar

Bu beş başlıkta içeriğinin henüz dolmadığı gelişmeler bu süreçte karşımıza çıkacak.

Ana dil, Yeni Anayasa, Anayasa’da Kürt tanımı…

Süreçte yapılacak düzenlemelerin hiçbiri anayasal düzenleme gerektiren herhangi bir boyuta uzanmayacak. Dem Parti’nin süreci yürüten isimlerinin de bundan haberi var. Olumsuz bir durum da yok.

Türkiye’nin yeni yüzyılındaki demokratikleşme hedefleri bu sürecin ardından gündeme gelecek. Sadece Kürt Sorunu bağlamına sıkıştırılmayacak olan bu adımlar toplumun tüm kesimlerini kapsayacak ve Büyük Türkiye hedeflerine uygun bir şekilde hayata geçecek. Bunun için şu anki süreç yönetimi ve komisyon yöntemi bir başlangıç olabilir. Hem sivil ve demokratik anayasa hem de Türkiye’nin yüz yıllık kronik sorunlarının çözümü için adımlar atılabilir. Ancak şu anki odak noktası Terör Örgütü’nün tasfiyesi.

Öcalan Serbest Kalacak mı?

Bu konu kimi Dem Partililerin, kimi örgütçülerin ve Avrupa’daki birilerinin gündeminde. Ve bu gündemin iki sebebi var. Türkleri sürecin karşısında konumlandırmak ve süreci enfekte etmek. İkincisi ise kendi iç kamuoylarına popülist açıklamalar yapmak. İkincil sebeple yapıldığında kimse ses çıkarmıyor. Ama ilk sebeple yapıldığında karşılığını alıyorlar.

Bu konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde yok. Sürecin yasama ayağını yürüten TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un gündeminde yok. Sırrı Süreyya Önder rahmete gitmeden önce söylemişti. Görüştüğüm önemli kaynaklarım da söylüyor. Abdullah Öcalan’ın gündeminde de yok.

Suriye’deki SDG Bu Süreci Bozacak mı?

Yakın zaman önce Şam’daydım. Hem oradaki konuşmalarım, hem de son BM ve Halep kırsalındaki çatışmalar sonrası görüşmelerimden öğrendiğim şu,

“Suriye’de son bir aydır işler iyi gidiyor. Olumlu bir sonuç için atılan adımlarda şimdilik bir sorun görünmüyor ama risk ve tehditlere karşı devlet tetikte.”

Özellikle BM sonrası uluslararası aktörlerin yaklaşımları da Türkiye tezlerine uygun halde seyrediyor.