Hepimiz “Mutlak butlan” kavramını öğrendik ve CHP’nin başına yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelip gelmeyeceğini tartışıyoruz.
Son Güncelleme: 24 Ekim 2025 Cuma - 07:00 | GDH Haber
Hepimiz “Mutlak butlan” kavramını öğrendik ve CHP’nin başına yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelip gelmeyeceğini tartışıyoruz. Buna karşılık Genel Merkez’in Kemal Bey’e salvolarını ve Kılıçdaroğlu’nun ısrarla sürdürdüğü sessizliğini izliyoruz. Ama tüm bunlara sebep olan Kurultay’da gerçekten ne oldu?
Oradaydım!
Orada ne olduğunu iki şekilde anlatabilirim.
Birincisi şahitliklerimi anlatabilirim. İkincisi de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamedeki iddiaları sizlere aktarabilirim.
Evet oradaydım. O gün sabah 5’te evden çıkarken sosyal medyaya video çekmiştim. Demiştim ki “Yine yollardayım. Muhalefet için 3 yıldır böyle kaçıncı sabah yollara düştüm hatırlamıyorum. Evet biz yollardaymışız. Birileri de yolundaymış.”
Bu cümleleri boşuna kurmadım. Hatta bu paylaşımı Rasim Ozan Kütahyalı alıntılamış ve şöyle yazmıştı, “Hasan Basri… Türk siyasal rejimine dair şuur seviyesi çok yüksek olan, Türkiye’de mevcut siyasi hayatın senaryosu belli bir tiyatro hatta maskeli balo olduğunun detaylarıyla bilincinde olan az sayıdaki muhalif gazeteciden birisin… Çareniz yok, yolda olmaya devam…”
Böyle gittiğim bir kongrenin başlangıcında gördüklerim açıkçası beni etkiledi. Büyük bir kalabalık ve coşku vardı. Yarış çok ciddiydi ve herkes birbirini ikna çabasındaydı. Medyanın ilgisi yoğundu. O dönem Barış Yarkadaş ve Şaban Sevinç TV100’deydi ve sabahtan yayında tartışmaya başlamışlardı. O günlerin yıldızı onlardı. Hem delegelerle, hem gazetecilerle yaptığım tüm konuşmalarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına kesin gözüyle bakılıyordu ama artık onun durduramayacağı bir parti içi muhalefetin olduğu gerçeği de atlanmıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı ve sadece içeriye değil, iktidara ve hatta muhalefetin diğer bileşenlerine mesajlarını verdi. Adeta her cümlesi manşetti ve meşhur “hançerli” sözleri orada sarf etti. Sonra başta Berhan Şimşek olmak üzere partililer çıktı ve çok hararetli konuşmalar yaptılar. Aradan iki saat geçti. Salon doldu, boşaldı. Doldu, boşaldı. Sonra Özgür Özel konuştu. İyi ve etkileyici bir konuşmaydı. O konuştuktan sonra TRT Haber’e bağlandım ve ilk değerlendirmelerimi hatırlıyorum. “Özgür Özel salonun içini ne kadar kazandı bilemem ama bu konuşması CHP kamuoyunun beklediği ve istediği bir konuşmaydı. CHP’lileri Kemal Bey’den aldı ama delegeler henüz öyle görünmüyor.”
Delegelerin yoğunluğu ve hallerine bakınca yüzde 70’e 30 Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana bir tavır görmüştüm. Özgür Özel’in konuşmasıyla birlikte ona yönelik olumlu hava her geçen dakika arttı.
Tam zamanını hatırlamıyorum ama son bağlandığım yayınlardan birinde, “Şu ana kadar hep ‘Kılıçdaroğlu zorlansa da seçilir’ dedim ama burada hava döndü” dedim. Öyle de oldu. Sonrasını zaten biliyorsunuz.
Dedikodu Zamanı
Çok geçmeden henüz seçimin birinci ayı geçmemişti ki bir Ankara gazetecisi arkadaşım bana “Telefonlar dağıtılmış, paralar verilmiş, işe alımlar olmuş” diye iddiaları anlattı. O dönem için muhalefet kamuoyunda bunları konuşmak yasaktı. O gazeteci ve bunları fısıldayan herkes sustu. Bizim medya camiasındaki değerlendirmemiz, “Yerel seçim sonrası büyük hesaplaşma” olacağı yönündeydi. Ancak yerel seçimden CHP öyle bir başarıyla çıktı ki herkesin kanaati bu işler daha konuşulmaz yönündeydi.
Fakat sosyal medyada iki CHP’linin tartışması ve partinin kaybettiği tek belediyesi olan Hatay Adayı Lütfü Savaş’ın Genel Merkez’e kılıç çekmesiyle dedikodular iddianameye dönüştü.
Mağdur Kemal Kılıçdaroğlu, Şüpheli Ekrem İmamoğlu
Bu iddianamenin en başında Mağdur Kemal Kılıçdaroğlu yazıyor. Müşteki Lütfü Savaş ve şüpheliler… Onların başında Baki Aydöner var ama listeye bakınca dosya çok ilgi çekici bir hale geliyor. Ekrem İmamoğlu, Cemil Tugay, Özgür Çelik, Rıza Akpolat…
İddia makamının sunduğu deliller, Müşteki Beyanı, Tanık Anlatımları, MASAK Raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, YüksekSeçim Kurulu, Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu, İstanbul Ticaret Odası ve Diğer Kurum Yazışmaları, CD/DVD İnceleme Tutanakları, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Fezlekesi, Nüfus ve Sabıka Kayıtları.
İddia ise Kurultay sürecinde delegelerin iradelerinin sakatlanması. Aslında sosyal medyadaki bir tartışma üzerinden kamu adına açılan bu dosyayı bu kadar derinleştiren Lütfü Savaş’ın dahli olmuş. Savaş’ın avukatı, Ekrem İmamoğlu’nun iki tur arasındaki sürede Kılıçdaroğlu çekilmemesine rağmen çekildiğini söylediğini, aradaki sürenin olması gerekenden kısa tutulduğunu, sosyal medya ve medya manipülasyonu ile Kılıçdaroğlu’na yakın delegelerin yanıltıldığını iddia ettiler. Ve tabii delegelere sağlanan menfaat iddialarını delil gösterdiler. Buna karşılık olarak ise şüphelilerin cezalandırılmasını talep ettiler. Bir yandan da Kurultay’ın sakat olduğunu, bu nedenle mutlak butlan ile görevin Kemal Bey’e verilmesi gerektiğini istediler. Bu istek de ceza davasının dışında başka bir dava doğurdu.
İddialar Ne?
Not: Bazı iddiaları bilerek yazının gündemine almadım. 3. Kişilerden ‘duydum’ ifadelerini ve o sırada orada olmayan ama büyük iddialarda bulunanları eledim.
Ayrıca aşağıda kayda geçirdiğim iddiaların tamamı iddianameden alınmıştır. Yargılama devam etmektedir ve suçlanan insanların masumiyet karinesine saygım sonsuzdur.
Şüpheliler beyanlarında tüm bu iddiaları reddetmişlerdir.
CHP İzmir Delegesi Hatip Karaaslan:
Eski CHP Mardin il başkanı olan ancak parti genel merkezinden Mardin il teşkilatına gönderilen ödeneği kendi şahsi menfaatine kullandığı için CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU tarafından il başkanlığı görevinden alınan, ancak kurultayda mevcut kurultay delegesi olan Mehmet KILIÇASLAN kendisini eskiden beri tanıdığımdan dolayı benim kaldığım Radisson Otelde görüşmek için defalarca beri cep telefonumdan aradı.
Ben de kendisiyle görüşmeyi kabul ettim. Bu olay kurultaydan yaklaşık 2 veya 3 gün önce idi. Mehmet KILIÇASLAN benim kaldığım otele öğleden sonra saat 15:00-16:00 sıralarında geldi. Otelin lobisinde ikimiz baş başa görüştük. Bu görüşme sırasında yanımızda başka bir kimse yoktu. Bana kendisinin bu kongrede Özgür ÖZEL'i desteklediğini, benim de Özgür ÖZEL'e destek olmamı, bu desteğim karşılığında istediğim miktarda parayı bana vereceklerini söyledi. Devamında benim kabul etmem halinde beni Özgür ÖZEL'in kaldığı Concorde Otele götürüp kendisiyle görüştürüp istediğimi alabileceğimi söyledi. Teklifini ısrarla tekrarladı. Fakat ben kabul etmedim. Ben kendisine "Eskiden Kemal KILIÇDAROĞLU'nu destekliyordun. Neden fikir değiştirdin?" diye sorduğumda, bana; "Bu işler siyaset işidir, menfaat işidir, bende kendi menfaatime bakıyorum. Sen de böyle yapıp kendi menfaatini gözet." dedi. Ben kendisine bu işlerin karşılığında "Sen ne kadar para alacaksın?" diye sordum. O da bana "Ben 1.000.000 (bir milyon) türk lirası alacağım, ayrıca 6 (altı) tane kurultay delegesi bana bağlı, onların her biri için de ayrı ayrı 300.000 (üç yüz bin) Türk Lirası alacağım. Bundan daha fazla alan delegeler de var" dedi. Mehmet KILIÇASLAN'ı Özgür ÖZEL'e yönlendiren ve aracılık eden kişi de mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil TUGAY'dır. Ayrıca İzmir'deki parti delegelerini Özgür ÖZEL'i desteklemeleri için organize eden, ikna ettiği delegelere para ve menfaat sağlayan kişi de Cemil TUGAY'dır. Ben bu konuyu Mehmet KILIÇASLAN'ın bana anlatımından öğrendim.
CHP Üyesi Gazeteci Tolgahan Erdoğan:
03.11.2023 tarihinde kurultay öncesi delegelerlevgörüşmek ve nabız yoklamak için bir gazeteci olarak delegelerin ve belediye başkanlarının yoğunlukta olduğu JW Marriott otele birkaç kez gittim. Bu otel ziyareti esnasında özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bel Tur A.Ş. Genel Müdürü Özgen NAMA, parti meclis üyesi Baki AYDÖNER, CHP İstanbul Milletvekili Özgür KARABAT ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Turan Taşkın ÖZER'in özellikle otelde sürekli ellerindeki çantalarla asansörlere ve katlara girip çıktıklarını gördüm. Çantanın içerisinde ne olduğuna dair bir bilgim yoktur. Ama o gün otelde gördüğüm kadarıyla şuan başka bir suçtan tutuklu bulunan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza AKPOLAT ve az önce belirttiğim isimlerin delege pazarlığı yaptıklarını orada bulunan birçok partiliden duydum. Sonrasında Beykoz Belediyesi Özel Kalem Müdürü olan Veli GÜMÜŞ, orada partililerin yanına gelerek Rıza AKPOLAT'tan 300.000 (üç yüz bin) TL aldığını ve bu paranın Rıza AKPOLAT tarafından doğrudan kendi hesabına gönderildiğini, eğer karşı taraftan daha çok para verirlerse hem önceki dekontunu hem de oyunu bu tarafa verebileceğini söyledi. Yapmış olduğu para alış veriş görüşmesini Beşiktaş'ta bir ofiste gerçekleştirdiğini, salonda bulunan kişilere söyledi. Kurultayın 1. Günü olan 04.11.2023 tarihinde akşam saat 18:00 sıralarında genel başkan adayları Özgür ÖZEL ve Kemal KILIÇDAROĞLU kurultay salonundaki kürsü konuşmalarını bitirdikten sonra oylama için 1.5 (bir buçuk) saat ara verildi. Bu 1.5 (bir buçuk) saatlik arada özellikle Ankara Arena Spor Salonu VİP Bahçesinde birçok İstanbul Büyükşehir Belediyesi bürokratı ve az önce ismini saydığım kişiler ve bunun dışında birçok belediye başkanlarının doğrudan delegelerle pazarlık yapmaya başladıklarını gördüm. Bu pazarlık sırada birçok delegeye 4 ay sonra yapılacak olan yerel seçimlerde belediye meclis üyeliği, belediye başkan yardımcılığında aday gösterilecekleri sözleri verildiğine bizzat şahit oldum. Bu pazarlıklar sonucunda Ahmet Atakan POZAM (Bahçelievler), Ali ARAL (Üsküdar), Ali Rıza AKYÜZ (Bakırköy), Arif TOSUN (Pendik), Aydın KARAASLAN (Ümraniye), Bergüzar GÖKÇE (Bahçelievler), Birgül COŞAR (Kadıköy), Can Ali TAN (Esenyurt), Değer Ahmet AKA (Şile), Deniz BEKİROĞLU (Avcılar), Deniz UYKAN (Bayrampaşa), Deniz YEŞİLYURT (Esenyurt), Erdinç AKTAŞ (Esenyurt), Erkan GÜL (Bakırköy), Ersin ÖZER (Sarıyer), Eyüp ÖZBEY (Kadıköy), Fatma Gül ALTINÖZ (Kartal), Fırat DURAK (Adalar), Gökhan ŞEKER (Maltepe), Gülüs ERTÜRK (Beylikdüzü), Günay ÖNALAN (Kadıköy), Hayati KAYA (Ümraniye), Hıdır ÖNER (Ümraniye), Murat SÖNMEZ (Bağcılar), Mustafa FAZLIOĞLU (Bakırköy), Nizamettin ÖZCAN (Esenyurt), Onur TOPÇU (Bayrampaşa), Selma Kanbak (Kadıköy), Senay İNCE (Küçükçekmece), Serkan YAZICI (Esenyurt), Sümmani DURSUN (Esenyurt), Ufuk İNAN (Avcılar), Uygar ELİTOĞ (Bakırköy), Volkan AKDEMİR (Beşiktaş), isimli bu kişiler kurultayda yapılan delege pazarlığı sonrasında kurultaydan 4 ay sonra yapılan mahalli yerel seçimlerde belirttiğim ilçelerden meclis üyesi olarak aday gösterilmiş ve sonucunda seçilmişlerdir. Kenileri halen görevdedirler. Yine bu süreçte İstanbul milletvekili olan kurultay döneminde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSYÖN'de yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan Gökhan GÜNAYDIN'ın şoförlüğünü yapan Mustafa GÜLCAN isimli kişiden Gökhan GÜNAYDIN ve onun danışmanı olan Ezgi YILDIZ'ın kurultay öncesi son bir ayda İstanbul Emirgan'da İBB'ye ait Beyaz Köşkte delegelerle görüşüp delegelere para vererek satın aldığı yönünde bilgiyi doğrudan bana anlattı. Yine ismini bilmediğim bir delegenin kurultay sırasında "Abi 300.000 (üç yüz bin) TL'ye oy mu verilir. Ben KİPTAŞ'tan bir tane daire istedim. Verirlerse oyumu veririm, vermezlerse keyifleri bilir. Oyunuzu vermekte acele etmeyin bir saate kadar piyasa daha çok yükselecek" dediğini bizzat kendisinden duydum.
…
Kurultay bittikten sonra 06.11.2023 günü İstanbul Kadıköy Moda'da Rembetiko isimli kafede otururken yan masada bulunan kendilerini daha önce tanımadığım UBER şoförü olduklarını konuşmalarından anladığım iki erkek şahsın CHP Kurultayı ile ilgili konuşmalarına denk geldim. Ben de bunun üzerine kendilerine yönelerek merakımdan dolayı konu ile ilgili konuştuğumda bana hitaben "Abi 5 Kasım 2023 pazar günü İstanbul Laleli'de 4 (dört) tane döviz bürosu açtırdılar" dediler.
Bende kendilerine " Bu bürolar ne için açıldı?" diye sorduğumda "Biz 4 (dört) tane Vito marka arabayla pazar günü sabahı İstanbul Tepebaşında bulunan İstanbul Planlama
Ajansından (İPA) 6-7 (altı-yedi) kişiyi alarak 4 ( dört) araba Laleli'de bulunan döviz bürolarının olduğu yere gittik. Bu dört döviz bürosunun Taç Döviz, Karadeniz Döviz, Servet Döviz ve ATS Gold Döviz olduğunu gördük." dediler. Devamla orada bekledikleri sırada götürdükleri kişilerin bu döviz bürolarında Samsonite marka bavullarla geri dönerek arabaya bindiklerini ve bu kişileri tekrar aldıkları yere bıraktıklarını söylediler. Bu kişiler devamla bana "Araba içerisinde 50.000.000 (Elli Milyon Dolar) USD taşıdıklarını konuşmalardan duyduklarını söylediler. Ben de kendilerine "Para taşıyacak adamlar niye sizi çağırsın, neden kendi arabalarıyla gidip almasınlar" diye bu kişilere sorduğumda bana hitaben Ordu Caddesinin sivil araç trafiğine kapalı olduğunu, yalnızca turizm ruhsatlı Uber araçlarının buralara giriş çıkış yapabildiklerini söylediler.
Dönemin CHP Batman İl Başkan Yardımcısı Yılmaz Özkanat:
Kurultaydan bir gün önceki akşam Batman CHP İl Başkanı olan Hüseyin Yaşar Batman'dan gelen bütün 10 kişilik delegeyi otelde topladı. Bize açıkça " Sizler hep beraber Özgür Özel'e oy vereceksiniz. Verdiğiniz oyların da oy pusulası üzerinde Özgür Özel işaretlenmiş olarak fotoğrafını çekeceksiniz ve bana göstereceksiniz. Bunun karşılığında da sizlere değişik görevler vereceğiz" dedi. Bana açıkça Özgür Özel'e oy vermem karşılığında kendisinin CHP parti meclis üyesi olacağını, bundan dolayı da benim çocuklarımı CHP'li belediyelerde işe alacağını söyledi. Bütün Batman delegeleri ile ayrı ayrı konuşup bu teklifleri onlara da söyledi. Ben bana yapılan teklife itiraz ederek kendisine "oy vermek benim şahsi hakkımdır, ben istediğim kişiye kendi özgür iradem ile oy veririm, siz bana baskı yapamazsınız" diye söyleyince benimle olan irtibatını kesti. Diğer delegeler ise Hüseyin Yaşar'ın baskısı altında Özgür Özel'e oy verdiler. Bu kurultaydan sonra Hüseyin Yaşar kendisi CHP Parti Meclis Üyesi oldu. Kardeşi Adnan Yaşar'ı Batman CHP İl Başkanı yaptı. Yeğeni Cihan Yaşar'ı İstanbul Küçükcekmece CHP
Belediye Meclis Üyesi yaptı. Oğlu Mert Yaşar'ı İzmir'in bir ilçesinde CHP Belediye Meclis Üyesi yaptı. Kızı Sevim Yaşar İlhan'ı da Batman CHP İl Yönetimine yerleştirdi. Hüseyin
Yaşar Kurultay öncesinde otelde diğer illerden gelen CHP'li delegeler ile de yoğun bir ilişki içerisindeydi. Sürekli onlarla görüşmeler yapıyorlardı. Hepsinin ellerinde değişik çantalar vardı ama içlerinde ne olduğunu bilmiyorum. Otelde bulunan CHP'li delegeler arasında Iphone marka cep telefonlarının delegelere dağıtıldığı konuşuluyordu. Hatta bazı kişilere verildiğini de duydum. Ben Hüseyin Yaşar'a itiraz ettiğim için telefon veya benzeri bir şey bana verilmedi. Otel içerisinde delegelere Özgür Özel lehine oy kullanmaya ikna etmek için telefon dışında para dağıtıldığını da diğer delegelerin konuşmalarından duydum. Batman delegelerinin çoğunluğu Ankara'ya kurultay için gelmeden önce Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıkça söylüyorlardı. Kurultaydan bir gün önce otelde yapılan görüşmeler ve Batman İl Başkanı Hüseyin Yaşar'ın delegelere yaptığı baskı sonucunda bu delegeler fikir değiştirerek Özgür Özel lehine oy kullanmaya ikna edilmiştir. Bu baskıyı yapan Hüseyin Yaşar, Özgür Özel ve adamlarından ne almışsa kendisine almıştır. Hüseyin Yaşar kurultayın ilk günü sandık kurullarının başına kadar bizzat bizim yanımızda bulunarak Özgür Özel'e oy vermemiz konusunda ısrar ve baskısına devam etti. Ben baskıya karşı direndim. Ancak diğer arkadaşlarımız baskısına direnemediler. Onlar Özgür Özel'e oy verdiler. Ben Kemal
Kılıçdaroğlu'na oy verdim. Bunu bildikleri için bir hafta önce kadar önce Batman İl Başkan Yardımcılığı görevimden benim isteğim dışında usulsüz bir şekilde beni yönetimden uzaklaştırdılar.
Dönemin CHP Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı Serda Tandoğan:
Otelin lobisinde sabah kahvaltıya indiğimiz sırada Özgür Özel'i destekleyen ekip tarafından bir stand açılarak üzerine büyük deri evrak çantası, yanında bir adet Ipad tablet, bir adet ajanda ve Özgür Özel'in tanıtım kitapçığını koyduklarını gördüm. Stand önünde bekleyen görevliler bu eşyaları imza karşılığında isteyen kurultay delegelerine dağıtıyorlardı ancak ben almadım. Alan kişilere imza attırıyorlardı. Benim gördüğüm kadarıyla stand üzerinde bulunan ve delegelere siyasi rüşvet olarak dağıtılan bu eşyaların tahmini değerinin yaklaşık 50 bin TL olduğunu düşünüyorum. Daha sonra kurultaya katılmak amacıyla araçlarımız ile kurultayın yapıldığı Arena Spor Salonuna geldik. Kurultay salonuna girince salonun zemin kısmında çok sayıda boş Iphone marka telefon kutuları gördüm. Bunların reklam amaçlı atılmış olabileceğini düşündüm. Ancak sonradan öğrendiğime göre Özgür Özel'i destekleyen ekip tarafından bütün kurultay delegelerine dağıtılmak üzere Iphone marka cep telefonlarını hazırlamışlar, kurultay salonunda da görüşüp ikna ettikleri delegelere Iphone marka bu cep telefonlarını vermişler. Telefonu alan delegeler de salon içerisinde telefonu taşımanın zor olması ve görüleceği düşüncesi ile telefonu kutunun içerisinden alarak cebine koymuş ve kutusunu boş olarak salona atmış. Oylamaya katıldım, ben oyumu Kemal Kılıçdaroğlu'na kullandım, daha sonra seçim sonuçlarının açıklanması zaman alacağı için otele giderek orada takip etmeye karar verdim, otele döndüm.
Erzurum Uzundere İlçe Başkanı Yusuf Göğerkaya:
Kurultaydan bir gün önce Balıkhan Restaurant'a yemeye parti milletvekilleri tarafından davet edildik. İl başkanımız ile birlikte Balıkhan'a gittik, yemeğimizi yiyerek sohbet ettik. Bu sırada yanımızda il başkanı Serhatcan Eş ile delegeler Yüksel Atabay, Şahin (İspir delegesi), Ekrem Ekmekçi (Yakutiye ilçe başkanı), Erturan Alagöz (Palandöken ilçe başkanı), Abdulkadir (Aziziye ilçe başkanı), Recep Eren (Horasan ilçe başkanı), Bayram (Tekman ilçe başkanı), Yunus Siner (Tortum ilçe başkanı) Üstüner Karacaoğlu olduğu halde yemek yiyerek sohbet ettik. Yemek çıkışı ben, Serhatcan Eş, Erturan Alagöz ve Abdulkadir olduğu halde Ankara'da bir pavyona gittik ancak adını ve yerini tam hatırlayamıyorum. Pavyonda oturup içtik, alkol alıp eğlendik. İlerleyen saatlerde geceleyin 02:00 civarında Serhatcan Eş, bizi pavyonun dışında kapı girişine davet etti. Orada bize hitaben "benim sizin imzalarınızı alıp bir yere göndermem lazım" dedi ve cebinden para çıkardı. Bana 1.000 (bin) USD (Dolar) para uzattı. Ben bu parayı delil olarak ileride kullanmak amacıyla aldım. Bu parayı hiç kullanmadım. Amacım ileride olabilecek bir şikayet ortamında dile getirmek ve delil olarak açıklamaktı. Arkadaşım Erturan Alagöz'e 1.500 (bin beşyüz) USD teklif etti ve o parayı alıp cebine koydu, Abdulkadir'e ise 1.000 (bin) USD teklif etti ancak Abdulkadir bu parayı kabul etmeyip, ortamı terk edip Kılıçdaroğlu'nun ekibinin olduğu tarafa gitti. Daha sonra pavyondan çıkıp otele geldik. Daha sonra Serhatcan Eş'in gösterdiği evrakları da imzaladık. Biz evrakları imzaladıktan yaklaşık 20 dakika sonra Şaban Sevinç isimli gazeteci kendi X (twitter) hesabından bizim imzalayıp Serhatcan Eş'e verdiğimiz evrakı aynen paylaştı. Erzurum delegelerinden Ekrem Ekmekçi, Yunus Siner, Ümit Karacabey, Bayram (Tekman ilçe başkanı), Recep Eren'in para aldıklarını duymadım. Serhatcan Eş, kurultay sırasında Özgür Özel lehine oy kullanmamızı ve oy pusulasında Özgür Özel işaretli olarak fotoğraf çekip oy pusulasının fotoğrafını kendisine göndermemizi biz delegelerden istedi. Ben de kurultay günü Özgür Özel lehine oyumu kullandım, fotoğrafımı kendi cep telefonum ile çektim ve Serhatcan Eş'e whatsapp üzerinden gönderdim. Diğer delegelerimiz de aynen böyle yaptı. Kurultay bitti, biz Erzurum iline döndük. 21. Olağanüstü kurultaya da delege olarak katıldım. Bu kurultaydan önce de yine Balıkhan Restauranta davet edildik ancak ben ve bazı arkadaşlarım bu davete katılmadık. Serhatcan Eş, bu davete katılmış ancak delegelerini toplantıya götüremediği için kızmış, otele geldiğinde benimle bu konuda tartıştı ve bana hitaben "açık ifade vermeyeni ... sinkaf ederim." diye bana hakaretlerde bulundu. Aramızda tartışma çıktı, herhangi bir müracaatta bulunmadık, arkadaşlar bizi araladı. Kendisiyle şu an görüşmüyorum.
Eski CHP Bitlis İl Başkanı Veysi Uyanık:
Ben 37. dönem CHP Bitlis İl Başkanlığı görevini yürüttüm, aynı zamanda CHP 38. Olağan Kurultayında kurultay delegesi olarak bizzat kurultaya katıldım. 38. Olağan kurultaydan yaklaşık bir hafta kadar önce CHP İstanbul milletvekili Özgür Karabat, İstanbul'a görüşmek için beni davet etti. Ben İstanbul iline gittim, orada bir gece kaldım. Daha sonra toplantının yapılacağı CVK Park Bosphorus Hotel'e gittim, hotelde Özgür Karabat, Ekrem İmamoğlu ve Metin Kaya ile birlikte girişte bulunan toplantı odasında gündüz vakti toplantı yaptık. Bu toplantıda Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel'i desteklememi istedi ve diğer detayları da Özgür Karabat ile halletmemi söyledi. Kendisi bir süre sonra toplantıdan ayrıldı. Ekrem İmamoğlu, benim Bitlis ve doğu ve güneydoğu illerindeki kurultay delegelerindeki etkimi biliyordu. Bu nedenle benim Özgür Özel lehine delegeleri ikna etmemi istedi. Toplantı bitiminde ben Ankara'ya döndüm. Kurultay yapılmadan önce TBMM'ye giderek Özgür Karabat ile kendi odasında görüşme yaptım. Ben "delegelere Özgür Özel'e oy vermeleri karşılığında ne vereceksiniz", diye açıkça Özgür Karabat'a sordum. Özgür Karabat odasında bulunan bir kargo poşeti içerisinde 100 bin TL olduğunu söylediği nakit parayı çıkarıp bana delegelere dağıtılmak üzere elden teslim etti. Ben 100 bin TL'yi elden aldım. Ayrıca market alışveriş kartlarının da arabada olduğunu, oradan da bana bu kartlardan vereceğini ve benim de bunları delegelere dağıtmamı söyledi. Ben de kendisine bana verdiği paraları ve market kartlarını kendilerinin istediği şekilde ilgili kurultay delegelerine dağıtacağımı ve kendilerine bilgi vereceğimi söyledim.
Devamını Oku
05 Aralık 2025 Cuma - 14:45
Devamını Oku
01 Aralık 2025 Pazartesi - 18:39
Devamını Oku
28 Kasım 2025 Cuma - 14:54