Süreç nasıl gidiyor? Silahlar bırakılıyor mu? Suriye’de tıkanma mı var?

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda Tebliğ Tedris İlim Hareketi Adamları Derneği (İTTİHAD) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekir Şimşek’in konuşmasıyla birlikte yaşanan gerginlik ve Dem Partililerin toplantıyı terk etmesi hayra alamet değildi.

Tartışmayı başlatan sözleri ve sonraki tavırları gazetecilerden okuyunca dedim ki, “Dem Parti, bulunduğu Meclis’in ve kritik öneminin hakkını verip PKK’nın feshini mi sağlayacak? Yoksa PKK’yı legalize etme yoluna gidip temsilcisi mi olacak?” Eğer bu gibi tartışmalara kendisini kapatır ve toz kondurmadan örgütü yıkamaya girişirse süreç ilerlemez ve bir sonuç alınamaz.

Dem Partililerle, AK Partililerle ve konuşmaların akabinde çok daha kritik kaynaklarla sürecin ne durumda olduğuna dair konuşmalar yaptım. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek bu önemli bilgileri vermeye başlayayım. Meclis’te bu işi yürütenler de aldıkları sorumluluğun farkında, sahada bu işi yürütenler de çok ciddi bir ilerleyiş içinde.

Dem Partililerle konuşmamın tüm detaylarını uzun uzun yazmayacağım ama az önce sizlerle paylaştığım “ağır” uyarıyı kendileriyle de paylaştım. Pek hoşlarına gitmedi tabii ama çok tatmin edici bir açıklama yapıldı.

Söz konusu derneğin Hizbullah ile yakın olduğunu gerekçe göstererek, “Bizim aramızdaki mesele eski bir hesaplaşma Hasan Basri Bey, süreçle ilgisi yok. Aşırı tepkilerin sebebini orada görmenizde fayda var. Komisyondaki her parti ve özellikle biz şiddetin sonunu getirmek için iyi niyetle çalışıyoruz.”

Genel havayı daha iyi anlamak için AK Partili bir üye ile de konuştum. “Bugün bir gerginlik yaşandı ama bu genel havayı bozmadı. Herkes sorumlu davranıyor. Toplantıdan sonra kendileriyle konuştuk. Dem Parti de tüm partiler de bu gibi gerginliklerden etkilenip hedeften sapmaz. Bunlar çözülür” dedi.

Gerçekten CHP gündemleri bizi memleketin asıl önemli konularından uzaklaştırıyor. Terörsüz Türkiye ile ilgili bu konuşmaları yaparken en son komisyon kurulmadan önce konuştuğum ve bugüne kadar beni hiç yanıltmayan kaynağımla görüştüm. Öcalan’ın konuşacağından, söyleyeceklerine, fesih kongresinden, silah bırakmaya kadar birçok bilgiyi köşem olduğunda yazdım, yayınlarda söyledim. Şimdi yine önemli birkaç not var.

“Suriye’de sıkıntı büyük mü?” Sorum ile başlayan sohbetten satır başlarını vereyim.

Evet Suriye’de sorun var. Bu sorun çok katmanlı. Kürtler arasında sorun var. Şam yönetiminin içinde sorunlar var. Batılıların yönetim üzerinde yarattığı sorunlar var. SDG ile Şam arasında mutabık olunmayan durumlar var. İsrail zaten çıbanın başı. Ama Türkiye’nin sorunların hepsini bildiği, hepsine çözümlerinin olduğu ve orada çok güçlü olduğu gerçeği de var.

Şöyle bir cümle duydum ve çok dikkatimi çekti, “3 – 4 ayrı koldan oradaki sorunların çözümü için çalışılıyor.” Buradan tam olarak ne anlamalıyız bilmiyorum ama Terörsüz Türkiye’nin Suriye ayağıyla ilgili sanırım sadece Şam ile değil, tüm taraflarla aktif görüşme var.

Sürecin karşısında olanlar genelde silah bırakma konusuyla ilgili, “Bir şov yapıldı ve orada kaldı” diyorlar. “Gerçekten orada kaldı mı?” diye sordum. Öğrendiğim her detayı yazamayacağım ama şu kadarını söyleyeyim, “Silahlar bırakılmaya devam ediyor. Çok küçük aksamalar dışında belirgin bir sıkıntı yok.”

“Süreç ne zaman biter?” diye de sordum. Bir cevap aldım ama sürecin sağlıklı ilerleyişi her şeyden önce gelir.