O 50 yıllık kanlı, 100 yıllık çatık kaşlı hafızadan daha büyük ne var? 1000 yıllık kardeşlik hafızası. Bu kritik günler geçecek ve Kürt ile Türk esas hafızasında geleceğe yürüyecek.
Son Güncelleme: 08 Aralık 2025 Pazartesi - 11:37 | GDH Haber
Artan provokasyonları ikiye ayırmak lazım.
Birincisi; toplumun sinir uçlarına dokunacak, duygu yoğunluğunu artıracak provokasyonlar. Bunların temel hedefi, sahada bir ani şok edici olay olduğu anda toplumsal infial yaratmak ve süreci ortadan kaldırmak.
İkincisi ise; siyonist - emperyalist provokasyonlar. Bunların başladığını maşaları olan teröristlerin dillerinden, Batı basınının kalemlerinden gördük. Dahasını da göreceğiz. Önümüzdeki 15-20 gün her şeye gebe…
Peki Türk Devleti uyuyor mu? Bunları görmüyor mu? Hiçbir önlem almıyor mu? Rahmetli Özal zamanındaki gibi, 2009’daki gibi, 2015’teki gibi terörsüz Türkiye hedefi başarısızlıkla mı sonuçlanacak?
Süreçleri doğru okumayınca bu gibi yanlış sorular sorulabiliyor. Özellikle kendi kendime yanlış soru sorarak bir şeye dikkat çekiyorum. Yazının başlığında ‘Terörsüz Bölge’ diyen adam neden ‘Terörsüz Türkiye’nin başarısızlığı ile ilgili soru sorsun ki?
Türkiye yukarıda saydığım geçmiş yılları kapsayan tüm aşamalarda terörü besleyen her kaynağı kuruttu. İnkarı kuruttu. Yasağı kuruttu. İstibdadı kuruttu. Bölgesel eşitsizliği kuruttu. Terörizmin gücünü kuruttu. Devlet içindeki terör baronlarını kuruttu.
Ne kaldı? Hafıza!
Peki o 50 yıllık kanlı, 100 yıllık çatık kaşlı hafızadan daha büyük ne var? 1000 yıllık kardeşlik hafızası. Bu kritik günler geçecek ve Kürt ile Türk esas hafızasında geleceğe yürüyecek. Komisyonun önerileri ve Meclis Genel Kurulu’nun kararları ile Devlet Bahçeli’nin işaret ettiği kuşun öbür kanadı da takılacak. Ondan sonrası herkesin kendi tercihi. Kadife eldiven elinden geleni yaptı.
Şimdi gelelim kritik günlere ve ‘Terörsüz Bölge’ye.
Terörsüz Bölge hedefinin sebeplerini önceki yazılarda ve TV programlarında anlattık. Bu sebepler Türkiye için vazgeçilmez ve buna karşı olan her şey tehdit niteliğindedir. Bu nedenle siyonist - emperyalist tazyik, Suriye’deki bölücü maşalar önümüzdeki 15 gün içinde ellerinden gelen her türlü enstrümanı devreye alacaklar.
1 - İsrail Gazze’ye yönelik kimseyi dinlemeyerek bir saldırı başlatabilir.
2 - Yine İsrail Suriye’de işgal ettiği alanları genişletmek için kuzeye yönelebilir.
3 - Suveyda başta olmak üzere Dürzi isyanları yeniden alevlenebilir.
4 - Nusayriler belgesinde hareketlilik olabilir. Şam yönetiminin mezalim yaptığına dair dezenformasyon yayılabilir.
5 - SDG, kabul edilemez isteklerle Ademi Merkeziyetçilik ve daha fazlasını isteyebilir ve elindeki silahlı güç ile Şam’ı tehdit edebilir.
6 - PKK’nın sözde yöneticileri üzerinden provokatif beyanatlar “Suriye” konusu üzerine gelebilir.
Peki Türkiye ne yapıyor?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, beraberinde Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Levent Ergün ve heyeti ile Şam’da Suriye Arap Cumhuriyeti Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra ve Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Ali Nurettin Nasan ile görüşmeler gerçekleştirdi. Türkiye-Suriye ortak harekât merkezinde incelemelerde bulundu. ve yine Genelkurmay Başkanı Bayraktaroğlu ve heyeti Suriye Cumhurbaşkanı Şara tarafından da kabul edildi.
Farkındasınız değil mi? Son günlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik uyarılarının hiçbirini yazmadım. Yalnızca bir resmi ziyaretteki görüşmeleri kupkuru bir haber dili ile sizinle paylaştım. Çünkü mesaj çok açık ve kupkuru,
“Terörsüz Türkiye için kadife eldiven elinden geleni yaptı. Terörsüz Bölge için de demir yumrum elinden geleni yapmaya hazır. Hadi sizi görelim.”
Devamını Oku
05 Aralık 2025 Cuma - 14:45
Devamını Oku
01 Aralık 2025 Pazartesi - 18:39
Devamını Oku
28 Kasım 2025 Cuma - 14:54