
Türkiye, Suriye ve ABD arasında önümüzdeki günlerde yapılacak üçlü toplantı sonucunda YPG’nin durumu daha da netleşecektir.
Son Güncelleme: 24 Ekim 2025 Cuma - 17:08 | GDH Haber
Bir taraftan ellerinde Abdullah Öcalan posterleri diğer taraftan da kahraman Türk polisine yönelik kabul edilmesi mümkün olmayan ‘düşman’ nitelemesi.
Terörsüz Türkiye konusunda ilk adımlar atılmaya başladığında da dile getirmiş ve kaleme de almıştım, bu süreçte asıl zorluk paradigma değişikliği. Yıllarca terör örgütünün söylem ve kararları üzerinden siyaset yapan bir partinin ve o partinin mensuplarının, bir sabah kalkıp ‘demokratik Türkiye’ diyerek yola revan olmayacağı belliydi.
Diyarbakır’da geçtiğimiz hafta yaşananlar da TBMM çatısı altında Öcalan sloganları attıranlar da korucular onurluca hayvancılık yapsın diyen de hep aynı zihniyet köklerinden geldiler.
Şimdi bu zihniyetin bir anda değişmesi mümkün mü?
Mümkün olmadığı için kabul edilmesi asla mümkün olmayan birçok şartı getirip dayatma telaşı içindeler lakin anlamakta güçlük çektikleri konu, PKK terör örgütünün bu saatten sonra ne Türkiye’de ne Irak’ta ne de Suriye’de terör eylemlerini sistematik bir şekilde gerçekleştirmesi mümkün değil.
Bu yüzden olması gereken Kandil ayarlı söylem geliştirmek değil, demokratik Türkiye’nin inşası için elinizi taşın altına koyabilmek.
Diyarbakır sokağında kahraman Türk polisine ‘düşman’ diye bağırmak değil.
Anlaşılan o ki önümüzdeki günlerde sokaklarda bu türden Tel Aviv ve Kandil ayarlı birtakım provokasyonları duymaya devam edeceğiz.
Suriye’de olan biten
Terörsüz Türkiye kapsamında 10 Mart tarihindeki deklarasyon ile mütenasip Şam yönetimine entegre olması beklenen SDG ayak sürümeye devam ediyor. Her ne kadar piyasaya ‘ha entegre oldu, ha olacak’ tarzında haberler sürmeye devam etseler de Suriye’deki SDG yapısı hem Suriye’nin istikrarına hem Türkiye Cumhuriyeti’ne tehdit oluşturacak yapısını muhafaza etmeye devam ediyor.
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem de Dış işleri Bakanı Hakan Fidan’ın son günlerdeki açıklamaları da bu değerlendirmemizi doğruluyor.
Bu kapsamda SDG, Suriye sahasında çoğunluğunu Arapların oluşturduğu bölgelerden çekilmemekteki ısrarını sürdürüyor, tüneller inşa etmeye devam ediyor ve ellerindeki füzeleri DEAŞ safsatası ile teslim etmemekte diretiyor.
Fırat nehrinin doğu yakasında Araplar, o bölgedeki toplam nüfusun yüzde yetmişinden fazlasını oluşturmuş olsalar da SDG şiddet kullanarak yönetimi bırakmak istemiyor, o bölgenin tüm kaynaklarını tek başına kullanmak istiyor ve bu konuda İsrail’e son derece güveniyor.
Ahmet Türk ise hala sınırınızda HTŞ olacağına YPG olsun tarzında açıklamalar yapmayı sürdürüyor.
Şimdi ne olacak?
Malumunuz geçtiğimiz hafta Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara Rusya Devlet Başkanı Putin’i ziyaret etti. Ziyaretin ana gündemi Rusya’nın mevcudiyetini koruduğu üsleri üzerinden bir al ver siyaseti. Suriye’nin buradan murat ettiği kuşkusuz kendi istikrarına yönelik bir Rus desteği, özellikle de İsrail’e karşı.
Sanırım İsrail saldırganlığına karşı Rusya’nın Esed döneminde dahi bir denge unsuru olamadığını Şara bizden daha iyi biliyor lakin bir Moskova ziyareti her açıdan yine de fena bir fikir değil zira Putin düne kadar İdlib kırsalında terörist dediği Şara’yı Moskova’da kabul etmek zorunda kaldı.
Hatta şunu bile dersek mübalağa olmaz, şartlar müsaade etse Putin YPG’ye açıktan destek vermeye devam eder.
Türkiye kendi sınırlarını korumalı
Suriye’nin istikrarı bizim için olmazsa olmaz derecede önemli. Bu açıdan Türkiye ısrarla YPG’nin elimine edilmesini beklerken kendi içinde de Terörsüz Türkiye siyasetini hayata geçirmeye gayret ediyor. Suriye’de gerçekleştireceği bir harekata kahraman polisimize düşman kuvvetler diyen zihniyetin nasıl bakacağını biliyoruz.
Türkiye hem Suriye hem kendi içindeki dengeleri gözetirken YPG’nin ısrarlı bunu bir fırsata çevirdiğini de görmüyor değiliz. Bu kapsamda önümüzdeki haftalarda Türkiye’nin Suriye ordusunu tahkim etmek için kapsamlı bir askeri tahkimatına şahitlik edebiliriz.
Türkiye, Suriye ve ABD arasında önümüzdeki günlerde yapılacak üçlü toplantı sonucunda YPG’nin durumu daha da netleşecektir lakin Türkiye olarak tüm sınırlarımız boyunca be tartışmasız Halep şehrini de içine alacak bir güvenli kuşak olmazsa olmazımız olmalıdır.
Devamını Oku
20 Kasım 2025 Perşembe - 09:40
Devamını Oku
07 Kasım 2025 Cuma - 16:50
Devamını Oku
31 Ekim 2025 Cuma - 15:16