Arab News: Türkiye ve Mısır arasında gelişen ilişkiler bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?

Türkiye ve Mısır, Libya'dan Gazze'ye Doğu Akdeniz'den Afrika'ya kadar çok sayıda başlıkta ortaklık yapabilir. Peki Türkiye ve Mısır arasında gelişen ilişkiler bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek?

1. resim

Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır ziyaretinin olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Görüşmenin gündeminde; savunma, enerji, ticaret, kültür, turizm, eğitim, LNG, nükleer ve yenilenebilir enerji gibi çok sayıda başlık yer aldığı belirtilen analizde, özellikle iki ülkenin savunma sanayi alanında yapacağı ortaklığın önemli sonuçları olacağı belirtildi.

Analizde ayrıca, iki ülkenin Doğu Akdeniz sınırlarına dikkat çekilerek, imzalanacak olan bir MEB anlaşmasının Doğu Akdeniz'de dengeleri değiştirebileceği tespiti yapıldı.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14 Şubat'ta Kahire'ye bir ziyaret gerçekleştirdi ve mevkidaşı Abdel Fattah El-Sisi ile bir araya geldi.

Görüşmenin gündeminde; savunma, enerji, ticaret, kültür, turizm, eğitim, LNG, nükleer ve yenilenebilir enerji gibi çok sayıda başlık vardı.

Mısır savunma sanayine büyük yatırımlar yaptı ve iki ülke ortaklık yaparak gereksiz mükerrerliklerden kaçınabilirse, bu büyük miktarlarda para tasarrufu sağlayacaktır.

Toplantı aynı zamanda kaçırılan fırsatların da bir muhasebesi oldu. Ancak yeni bir başlangıç her zaman beklentiler ve yeni umutlarla doludur.

İki lider ikili ticaret hacmini 15 milyar dolara çıkarma sözü verdi. Bu potansiyel mevcut. Ancak hedefe ulaşmak için her iki ülkenin iş çevrelerinin kararlılığı önemli olacaktır.

Geçen yıl 22.000 Mısırlı öğrenci Türkçe kurslarına kayıt yaptırdı. Aynı zamanda Arapça öğrenmek isteyen Türk öğrencilerin sayısı da binlere ulaştı.

Diğer yandan Türkiye, Gazze krizinin çözümünde olumlu bir rol oynamaya istekli. Ancak Katar ve BAE gibi ülkeler daha somut sonuçlar elde ediyor.

Türk-Mısır ilişkilerinin hem iyi hem de kötü dönemleri olmuştur.

Türkiye'nin Necmettin Erbakan liderliğindeki muhafazakâr hükümeti İsrail ile ilişkileri teşvik etmezken, Türk ordusu tam tersine Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişkileri geliştirmek istiyordu. Türk-Mısır ilişkileri bu zıt politikalardan olumsuz etkilendi.

Liderler, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden yapılandırılması için ortak bir bildiri imzaladı. Halklar arası ilişkiler yüzyıllardır istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Ahmed ibn Tulun 868 yılında Abbasi Halifeliği tarafından Mısır valisi yapıldığında, bu görevi sadece ordusunu kurma yetkisi verilmesi şartıyla kabul etti. Halifelik onun bu şartını kabul edince, on binlerce Kıpçak Türkünden oluşan bir ordu kurdu.

Bu Türkler, sonradan katılan diğer Türklerle birlikte artık Mısır halkının bir parçasıdır.

Mısır'ın 1517'de Osmanlı İmparatorluğu'na katılmasından sonra, Türk ve Mısır halklarının karışımı dört yüzyıl daha devam etti. Kahire'deki eski Mısır matbaası Boulac, Türk dilinin Kıpçak lehçesinde yazılmış el yazmalarıyla doludur.

İki ülke arasındaki ilişkilerde bazı olumsuz dönemler yaşandı. Ancak siyasi ilişkilerin gergin olduğu zamanlarda bile ekonomik ilişkiler artmaya devam etti. Siyasi ilişkiler daha normal bir duruma döndükten kısa bir süre sonra muhtemelen yeniden canlanacaktır.

Son Gazze krizi, iki liderin gündeminde önemli bir yer tuttu. ABD'den sonra Gazze krizinde oyun kurucu rolünü üstlenen ülke Mısır. Gazzelilerin Mısır sınırına yerleştirilmesi en hassas konulardan biri ve Mısır kendi tercihlerine aykırı bir politikaya izin vermeyecektir.

Gazze konusunda Türkiye ve Mısır'ın pozisyonları aynı olmayabilir. Türkiye ve Mısır'ın bir eksen oluşturması pek olası değil çünkü bu iki ülkenin birbiriyle çelişen çıkarları var. ABD, Türkiye ve Mısır'ı bu konudaki farklı pozisyonlarını çözmeleri için teşvik etmeye çalışacaktır.

Türk medyası her zaman İsrail'e karşı Gazze'yi desteklemiş ve Orta Doğu'da barışı teşvik etmeye çalışmıştır. Ayrıca insani yardım ve Gazzelilerin Mısır üzerinden tahliyesi konularıyla da yakından ilgilenmektedir.

Türk ve Mısırlı liderler ikili ilişkilerin yanı sıra Doğu Akdeniz, Suriye ve diğer çok taraflı sorunları da gündeme getirdiler. Orta Doğu'da tansiyonun yükseldiği bir dönemde bu tür kritik konulara sırt çeviremezler.

Libya sorunu da liderler arasındaki görüşmelerin önemli bir gündem maddesiydi. Liderlerin pozisyonları birbirlerinden büyük farklılıklar gösteriyor.

Türkiye, Trablus'ta faaliyet gösteren ve BM tarafından tanınan Ulusal Birlik Hükümeti ile işbirliği yaparken, Mısır Halife Hafter'in Libya Ulusal Ordusu'nu destekliyor. Ankara bu iki taraf arasındaki farkı en aza indirmeye çalışmaktadır.

Ziyaret sırasında; Doğu Akdeniz'deki çatışma konusu da liderler tarafından gündeme getirildi. Türkiye ve Mısır Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip iki ülke. Bu nedenle aralarındaki işbirliği önemlidir.

Türkiye ve Libya arasında imzalanan münhasır deniz alanlarının belirlenmesine ilişkin anlaşma, iki ülke arasında paylaşılan oldukça büyük bir deniz yetki alanı yaratmıştır.

Benzer bir anlaşma Türkiye ile Mısır arasında da imzalanabilirse, her iki ülke de ilave deniz yetki alanları elde edecektir.

Washington, Türk-Mısır ilişkilerinin gelişimini dikkatle takip ediyor çünkü bu ilişkilerin etkisi Orta Doğu'daki güç dengesini etkileyecek.

Hem Türkiye hem de Mısır'ın son Gazze krizi ışığında pozisyonlarını netleştirmeleri gerekiyor. ABD durumun kendi kontrolünden çıkmasına izin vermeyecektir ancak aynı zamanda ABD içinde muhalif sesler de mevcuttur.

Ayrıca, Türkiye Mısır'a insansız hava aracı satmayı teklif etti. İşbirliği bu aşamada kalırsa ABD müdahale etmeyebilir çünkü pek çok ülke birbirine insansız hava aracı satıyor.

Ancak ABD, Türkiye'nin Mısır'a diğer kritik savunma malzemelerini satmasından memnun olmayacaktır.

Mısır ayrıca, Türkiye'nin Afrika'daki en büyük ticaret ortağı. İlişkilerin ısınmasının ardından ticaret hacminin daha da artması muhtemel ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin geçmişi nedeniyle çekingenlik devam edebilir.

Kaynaklar

Tartışma