Foreign Policy Research Institute: Türkiye'nin Afrika'ya dönüşü kıtadaki dengeleri nasıl değiştirdi?
Türkiye Afrika'da, Fransa gibi ülkelerin güç boşluğunu doldurarak askeri ve ekonomik angajman yaratmaktan daha fazlasını yapıyor. Peki Türkiye'nin Afrika'ya dönüşü kıtadaki dengeleri nasıl değiştirdi?
Son Güncelleme: 13.03.2025 - 18:25

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Foreign Policy Research Institute'de Türkiye'nin Afrika kıtasındaki hamlelerinin ve bu hamlelerin küresel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Afrika'da önemli bir geçmişi olan Türkiye'nin, gelinen noktada ise bir NATO üyesi olmasına rağmen kıtada kendisini tarafsız bir aktör olarak konumlandırdığına dikkat çekilen analizde, kıtadaki bağlarının ise BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi'nde elini güçlendirdiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kıtada oluşturduğu Türk etkisinin, Türkiye'ye uzun vadede daha fazla kazanç sağlayacağı belirtildi.
İşte Foreign Policy Research Institute'de yayınlanan analiz:
Türkiye, şüphesiz Afrika ile ilgilenen en büyük güç değil. Kıtada ABD, Çin, Rusya veya AB'den daha mütevazı bir varlığa sahip. Ancak Ankara'nın temel ilgi alanlarına derinlemesine yatırım yapabileceği anlamına geliyor.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Afrika'da önemli bir geçmişi ile Türkiye, bir NATO üyesi olmasına rağmen Afrika'da kendisini tarafsız bir aktör olarak konumlandırıyor.
Bazı ülkeler ABD ya da AB'nin tepkisinden korktukları için Rusya ya da Çin ile iş yapmaktan çekinirken, Türkiye genellikle büyük güçleri kızdırmadan, kendisi için güvenlik ve ekonomik faydalar sağlıyor.
Peki, Türkiye Afrika'daki ortaklıklarından ne istiyor?
Büyük güçlerin aksine Ankara, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki atalarının izinden giderek Afrika'yı küresel siyasi ve ekonomik angajmanının temel bir parçası olarak görüyor.

Türkiye bu yeni ilişkilerden, BM'deki diplomatik desteğini artırarak, Suriye'deki siyasi ve mülteci sorunlarında baskı unsuru haline gelerek ve elverişli ekonomik ticaret anlaşmaları müzakere ederek faydalanabilir.
Diğer yandan Türkiye'nin Afrika'daki siyasi ve ekonomik nüfuzunu arttırması, Orta Doğu'daki bölgesel rakipleriyle rekabet etmek için elini güçlendiriyor.
Türkiye, ekonomik ve siyasi nüfuzunu artırmak için projelerini genellikle güvenlik ve kaynak koruma faaliyetleri veya silah satışları yoluyla gerçekleştiriyor.
Siyasi ve ekonomik projeler
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'nın kendi projeleri için ayrıcalıklı statü ve uluslararası destek elde etmek amacıyla diplomatik ilişkileri bizzat yürütüyor.

Bu yeni siyasi bağlar da Türkiye'ye, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi'nde potansiyel destek sağlıyor.
Bu nedenlerle ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha geniş kapsamlı projesi kapsamında Türkiye, özellikle ikili ticaret ve yatırım yoluyla küresel Güney-Güney işbirliğinin kurulmasına yardımcı olacak Afrikalı ortaklarla ilişkilerini sıklaştırıyor.
Türk şirketleri, Dakar ve Freetown gibi büyük Afrika şehirlerinin yakınında gemi tabanlı doğal gaz santralleri işleten Karpowership gibi şirketler tarafından yürütülen yenilikçi enerji projeleri de dahil olmak üzere Afrika'ya açılmış durumda.
Türkiye ayrıca, yeni Addis Ababa havaalanı ve Senegal'deki yol ve liman projeleri de dahil olmak üzere büyük altyapı projelerini finanse ediyor.

Türk hayır kurumları da dolaylı olarak Türkiye'nin etkisine katkıda bulunuyor. Ankara, tanıtım ve destek karşılığında yerel bilgi edinmek için Afrika'da çalışan STK'larla yakın ilişkiler sürdürüyor.
Diğer bir ifade ile Türkiye, Afrika'da ekonomik angajman etki yaratmaktan daha fazlasını yapıyor.
Türkiye'nin yeni projelerinin birçoğu, Türkiye'nin emriyle yurtdışına çıkmak isteyen devletler ve şirketler için muazzam ekonomik faydalar sunuyor. Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki toplam ticaret hacmi 2003 ile 2023 yılları arasında yedi kattan fazla artarak 1,35 milyar dolardan 12,4 milyar dolara yükseldi ve hükümet gelecekte daha da iddialı hedeflere ulaşmak için çalışıyor.

Eylül 2024 itibariyle Tunus, Fas, Mısır ve Mauritius ile serbest ticaret anlaşmaları imzalayan Türkiye aynı zamanda Afrika'nın petrol, uranyum ve altın gibi doğal kaynaklarının da işletilmesi konusunda anlaşmalar imzalıyor.
Doğrudan askeri işbirliği
Ankara'nın kıtada, silah satışından daha fazla doğrudan güvenlik angajmanları var.
Örnek olarak Türkiye, ticaret ve Hint Okyanusu'na erişim açısından önemi nedeniyle Afrika Boynuzu ile özellikle ilgileniyor.

2017 yılında Somali'nin başkenti Mogadişu'da 50 milyon dolar değerinde bir askeri üs kuran Ankara, Cibuti'deki Amerikan ve Çin askeri üsleri gibi bir üssü de burada hayata geçirdi. TÜRKSOM askeri üssü, Türkiye'ye Hint Okyanusu'na yakın bir askeri üs sağlıyor.
Türkiye 2024 yılında Somali ile Somali donanmasını donatmak, yeniden inşa etmek ve eğitmek için bir mutabakat zaptı imzaladı. Buna karşılık Somali hükümeti de Somali'nin Münhasır Ekonomik Bölge gelirlerinden yüzde 30 pay alarak, Somali sularındaki yasadışı faaliyetleri ve kayıt dışı ekonomiyi engelleyebildikleri takdirde her iki tarafa da ekonomik fayda sağlayacak bir değiş tokuş yaptı.

Şubat 2025 başında ise Türkiye'nin, Ocak ayı sonunda Fransız garnizonunun ayrıldığı Abeche askeri üssünün kontrolünü ele almak için Çad hükümeti ile yeni bir anlaşma yaptığı bildirildi.
Erdoğan'ın oluşturduğu Türk etkisinin Afrikalı ortakları tarafından pozitif olarak görülmesi Türkiye'ye uzun vadede de kazançlar sağlamaya devam edebilir.
Ancak Erdoğan'ın önümüzdeki yıllarda nasıl bir yol izleyeceği, ABD ve Avrupa'nın Türkiye'yi Afrika'da bir ortak ya da rakip olarak görüp görmemesinde büyük rol oynayacak.
Kaynak:
GDH Haber

The Wall Street Journal: Rusya-Ukrayna savaşında sona mı geliniyor?

The Middle East Institute: Türkiye stratejik özerkliğini güvence altına alıyor!

The Hill: Avrupa varoluşsal bir krizle karşı karşıya

İsrail basını: Trump Netanyahu'yu küçük düşürdü
İsrail Başbakanı Netanyahu Azerbaycan'a gidiyor

Nisan ayı SED ödemeleri hesaplara yatırıldı

Savaş tamtamları Keşmir için çalıyor
The Guardian: Hindistan ve Pakistan neden savaşın eşiğinde?
The Telegraph: ABD Orta Doğu'da sessizce yeni bir bataklığa gömülüyor!
The Center for European Policy Analysis: Avrupa'nın yeni lideri Meloni mi oluyor?

UnHerd: Altında yükseliş dolar hegemonyasının sonunu mu işaret ediyor?

Al-Monitor: Trump Türkiye'nin müttefikliğini kaybetmek istemiyor!

Geopolitical Futures: Trump'ın gümrük politikası ABD aleyhine mi dönüyor?

The Conversation: Türkiye küresel krizleri nasıl kendi lehine çeviriyor?

Atlantic Council: Nükleer görüşmelerin geleceği nasıl şekillenecek?

19FortyFive: ABD güçleri Suriye'den tamamen çekilecek mi?
