Carnegie Endowment for International Peace: Türkiye ve Avrupa ilişkileri yeniden şekilleniyor!
Trump yönetiminin Batı düzeninde yarattığı yıkım etkisi, Türkiye ve Avrupa ilişkilerini yeniden şekillendiriyor. Avrupa'nın güvenliğe odaklanmak zorunda olması, Türkiye-Avrupa ilişkilerinin geleceğini nasıl etkileyecek?
Son Güncelleme: 13.03.2025 - 18:01

Brüksel merkezli düşünce kuruluşlarında Carnegie Endowment for International Peace'de, Türkiye ve Avrupa arasındaki ilişkilerin ve bu ilişkilerin Avrupa'nın güvenliğine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump yönetiminin Batı düzeninde yarattığı etkinin ardından, Türkiye ve Avrupa arasındaki ilişkiler için yeni bir dönem başladığı tespiti yapılan analizde, Avrupa'nın güvenliğe odaklanmak zorunda olmasının da bu ilişkilerin geleceğini şekillendireceği belirtildi.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Rusya ve Batı arasındaki denge politikasının elini güçlendirdiği tespitine yer verildi.
İşte Carnegie Endowment for International Peace'de yayınlanan analiz:
Donald Trump yönetiminin Batı düzeninde yarattığı altüst oluşun ardından, Ankara'nın Avrupalı ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirmesi için yakında yeni fırsatlar yaratabilir.

Türkiye içeride, terör örgütü PKK'nın hapisteki elebaşı Abdullah Öcalan'ın örgütü feshetmesi yönündeki çağrılarının ardından yeni bir döneme girebilir. Bu çağrı uygulandığı takdirde isyanın barışçıl bir şekilde sona ermesine yol açabilir ve bu da Türk cumhurbaşkanının popülaritesini daha da artırabilir.
Suriye'de Beşar Esed rejiminin çökmesi Ankara için stratejik bir kazanç sağladı. Ancak Suriye'de henüz belirsizlikler devam ediyor.
Ankara'nın Suriye'deki önceliği, terör örgütü PKK ile bağlantılı olduğunu düşündüğü YPG ve SDG'yi dağıtmak.

Diğer yandan Türkiye'nin Suriye'de etkisinin artması, İsrail ile arasında gerilimi tırmandırabilir.
Türkiye'nin Avrupa ile ilişkileri yeniden şekillenebilir
Türkiye; Endonezya, Malezya, Pakistan, Somali ve diğer Afrika ülkeleri gibi uzak ortaklarıyla da bağlarını güçlendiriyor. Bu durum Erdoğan'ın Müslüman Güney'deki profilini yükseltiyor ancak onu henüz küresel liderliğin en üst kademesine çıkarmıyor.
Burada yaşanacak olan en ilginç gelişme ise, Erdoğan'ın konumunu en çok Avrupa kıtasından gelecek gelişmeler iyileştirebilir.

2022'de Ukrayna'da ve 2023'ten bu yana Gazze'de arzuladığı arabuluculuk rolünü üstlenmeye çalışan Erdoğan, Türkiye'nin askeri yeteneklerini ve coğrafi konumunu Avrupa'nın istikrarına katkıda bulunmak için kullanma fırsatına sahip.
Washington ve Moskova arasında Ukrayna'da ateşkes sağlanması için yapılan görüşmeler şimdiye kadar iki taraflı oldu ve Ukrayna, Türkiye ve Avrupalı liderler bu sürecin dışında kaldı.
Erdoğan geçtiğimiz günlerde Rusya, Ukrayna ve ABD arasında Türkiye'de yapılacak bir toplantıya ev sahipliği yapmayı ve müzakereleri “desteklemeyi” teklif etti.
ABD Başkanı Trump'ın 24 ve 27 Şubat tarihlerinde sırasıyla Fransa Cumhurbaşkanı ve İngiltere Başbakanı ile yaptığı görüşmeler, ABD'nin Avrupa'ya yönelik güvenlik garantilerinin devamlılığı konusunda herhangi bir güvence sağlamadı.

Diğer yandan Ukrayna'ya destek, ateşkese giden yol ve kıtanın güvenliğini görüşmek üzere 2 Mart'ta Londra'da bir güvenlik zirvesi toplandı. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ilk kez Ukrayna'ya askeri sevkiyatın arttırılması, Ukrayna topraklarında ve komşu NATO ülkelerinde asker konuşlandırılması ve Ukrayna'nın hava ve denizden gözetlenmesi konularının görüşüldüğü toplantıya katıldı.
Ayrıca, 1936 Montrö Sözleşmesi uyarınca Boğazları kontrol eden Türkiye, Karadeniz'in güvenliği konusunda en önemli aktör olma özelliği taşıyor.

Ancak genel olarak, Türkiye'nin Ukrayna ve çevresinde yeni oluşturulan bir Avrupa politikasına katılımı siyasi nitelikte üç sorunla karşı karşıya.
Birincisi, Rusya buna şiddetle karşı çıkabilir ve Türkiye'ye çekimser kalması için baskı yapabilir.
İkincisi, Ankara'nın 2019'da Rusya tarafından teslim edilen S-400 füze sistemleri, Batı gözetiminde devre dışı bırakılmadığı sürece katılımı engelleyebilir.
Son olarak ise, Ankara ile Batı Avrupalı liderler arasında güvenin yeniden tesis edilmesi gerekebilir.
Batı Avrupa, 2022'de Ukrayna'nın işgalinden bu yana Moskova'nın tehdidi altında ve şimdi de Washington'dan gelen kesinti, siyasi müdahale ve hatta düşmanlıkla karşı karşıya.

Avrupalı liderler, İkinci Dünya Savaşı'nın küllerinden doğan seksen yıllık barış ve işbirliği mimarisinin sonuna tanıklık ediyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ya da Almanya'nın yeni başbakanı Friedrich Merz'in açıklamaları bu durumu açıkça kabul ediyor.
Trump-Putin dünyasından kaynaklanan aksaklıklar Türkiye'nin Rusya ve Batı arasındaki denge politikasını zorlaştırsa da, Avrupa'nın güvenliğe odaklanmak zorunda olması Avrupa ve Türkiye için yeni bir dönem için fırsatlar veriyor.
Kaynak:
GDH Haber

The Hill: Avrupa varoluşsal bir krizle karşı karşıya

The Wall Street Journal: Rusya-Ukrayna savaşında sona mı geliniyor?

The Middle East Institute: Türkiye stratejik özerkliğini güvence altına alıyor!

Arab News: Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönem başladı!

Hollanda ve Fransa'da aşırı sağın yükselişi protest edildi
