Al-Monitor: Türkiye'de seçimin anahtarı ekonomi, deprem ve mülteciler olacak
Al-Monitor/Premise tarafından bu hafta yayınlanan ankete göre Türkiye'de seçimlerde taraflar çok yakın. Peki küresel diplomasideki yıldızlaşan Erdoğan, deprem ve kötü ekonomi ortamında seçmenini ikna edebilecek mi?
Son Güncelleme: 02.05.2023 - 23:15
ABD merkezli Al-Monitor'de Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin değerlendirildiği bir analiz yayımlandı.
Al Monitor, kendi alt kurumu olan Al-Monitor/Premise tarafından yapılan bir anketi baz aldığı analizde, seçimin çok yakın sonuçlara gebe olduğunu ve nihai sonucun ise özellikle deprem ve mülteci meselesi üzerinden şekilleneceği tespitinde bulundu.
Analizde; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika konusunda yıldızlaştığı belirtilirken, özellikle seçimin deprem gölgesinde gerçekleşmesi nedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan için siyasi kariyerindeki en zor sınav olacağı değerlendirilmesine yer verildi.
İşte Al-Monitor'de yayımlanan analizin tamamı:
Al-Monitor/Premise tarafından bu hafta yayınlanan bir ankete göre, Türkiye'nin görevdeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile rakibi olan muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki yarış birbirine çok yakın.
Ekonomi, deprem ve mülteciler seçmenin en büyük endişeleri ve Erdoğan'ın bu başlıklarda seçmenin gönlünü kazanmasını hayal etmek zor görünüyor.
Türkiye'de deneyimli eski bir üst düzey diplomat, Al-Monitor'a yaptığı değerlendirmede;
"Şu anda, özellikle maliye veya para politikasında bir değişiklik olmazsa, durum bir ödemeler dengesi krizine dönüşecek. Bu da Erdoğan'ın uygulamaya çalıştığı ekonomi politikasından uzaklaşma anlamına geliyor."
ifadelerini kullandı.
Ekonomi Erdoğan'ın gözetiminde kötüye doğru giderken, Kılıçdaroğlu'nun ortodoks ekonomiye dönüşü vaat etmesinin de seçmenleri cezbettiğini söyleyebilmek zor.
IŞİD'e Karşı Küresel Koalisyon'un bir dönem başkanlık görevini yürüten James Jeffrey ise Türkiye'den kısa bir süre önce döndükten sonra Al-Monitor'a verdiği demeçte;
"Kılıçdaroğlu deneyimsiz ve bazıları tarafından zayıf olarak görülüyor. Diğer yandan altı partili sağ-sol koalisyonunun güçlü bir hükümet sağlama olasılığı düşük"
değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, prensip olarak, Türkiye'deki 3,6 milyon Suriyeli mültecinin eve dönüşünü kolaylaştırmak için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile olan sorunları ortadan kaldırmanın Türkiye'nin çıkarına olabileceği konusunda hemfikir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yıllardır Esad ve Erdoğan'ın arasını düzeltmesi için baskı yapıyor ve Rus, Türk ve Suriyeli yetkililer arasındaki görüşmeler son dönemde gerçekleşmeye başladı.
Ancak Esad'ın acelesi yok. Esad şu anda, Arap Ligi'ne yeniden kabul edilmesini savunan taliplerinin ilgisinden keyif alıyor ve Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyindeki Türk varlığına son vererek ilk adımı atması konusunda ısrar ediyor. Erdoğan'ın Esad'a ve konuya olan ilgisi ise şmdilik daha çok seçim kaynaklı görünüyor.
Geçen yıl Rusya-Ukrayna Karadeniz tahıl girişimine arabuluculuk yapmak da dahil olmak üzere küresel diplomasideki yıldızlaşan Erdoğan, seçmenleri, Türkiye ekonomisini zorlayan Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü müzakere edecek kişinin yine kendisi olduğuna ikna edeceğini umuyor.
Diğer yandan, Suriye-Türkiye anlaşması ihtimali zayıf ve seçimi kim kazanırsa kazansın Ankara için risklerle dolu. Ancak parçalar eninde sonunda bir araya gelirse, bu Ortadoğu'da oyunun kurallarını değiştirebilir ve 2011'de Esad'a karşı halk gösterileriyle başlayan faslı fiilen kapatabilir.
Erdoğan yakın bir seçim gibi görünen süreci kaybederse, buradaki sonuç, şubat ayında Türkiye ve Suriye'yi vuran yıkıcı depremlerin büyük etkisinden dolayı olacaktır.
Yakın bir seçimden sadece üç ay önce olan depremin zamanlaması, Erdoğan için bundan daha kötü olamazdı.
Hatta yakın çevresinden bazıları seçimleri ertelemeyi bile düşündü. Dahası, deprem Erdoğan'ın çekirdek seçim bölgesini de vurdu.
Türkiye'de en çok etkilenen 10 ilden yedisi (Adıyaman, Malatya, Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Şanlıurfa) Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nden belediye başkanları tarafından kontrol ediliyor. Diyarbakır, hükümet tarafından atanan bir kayyum tarafından kontrol ediliyor ve sadece ikisi (Adana ve Hatay) muhalefet partisi tarafından yönetiliyor.
Erdoğan, depremden etkilenen bölgeleri yeniden inşa etmek için milyarlarca dolarlık bir fon kurma sözü verdi, ancak ne olursa olsun bu görev göz korkutucu. BM, hasarın 100 milyar doların üzerinde olduğunu tahmin ediyor. Depremlerde 50.000'den fazla insan öldü ve 1,5 milyon kişi geçici yerleşim yerlerinde kalıyor.
Al-Monitor/Premise anketi, seçmen adaylarının yaklaşık yarısının depremden sonra hükümete olan güvenini kaybettiğini gösteriyor. Erdoğan 14 Mayıs'ta kazanırsa, kendisinin ve partisinin en büyük şoklarından birini atlatmış olacak.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
VOX: Gölge filo stratejileri ve ABD'nin Venezuela hamlesi
Arab News: Türkiye Suriye'de ne planlıyor?
The New Arab: İsrail bir sonraki savaşına hazırlanıyor
Real Clear World: Rusya Avrupa'ya karşı “gri bölge stratejisini” nasıl işletiyor?
The Center for European Policy Analysis: Derinleşen Çin-Rusya ekseni Batı için büyük tehlike
UnHerd: Trump Avrupa'yı nasıl fethetti?
DİĞER HABERLER
VOX: Gölge filo stratejileri ve ABD'nin Venezuela hamlesi
Arab News: Türkiye Suriye'de ne planlıyor?
The New Arab: İsrail bir sonraki savaşına hazırlanıyor
Real Clear World: Rusya Avrupa'ya karşı “gri bölge stratejisini” nasıl işletiyor?
The Center for European Policy Analysis: Derinleşen Çin-Rusya ekseni Batı için büyük tehlike
UnHerd: Trump Avrupa'yı nasıl fethetti?
Al Jazeera: İsrail neden Suriye'ye saldırıyor?
Foreign Policy: ABD'nin yeni “Güvenlik Stratejisi” Asya için ne anlama geliyor?
The Guardian: Avrupa artık kendi başına mı?
Majalla: ABD'nin dünyadaki yeni öncelikleri ne?


