Newsweek: İsrail'in bir sonraki adım ne olacak?
Bölgedeki diğer Arap devletleri, 7 Ekim'den bu yana ilk kez İsrail'in İran ve uzantılarına karşı saldırılarını alkışlamıyor. İsrail artık, sadece özel operasyonlar yapabildiğini değil, düşmanlarını ezebileceğini gösterdiği aşamaya geçebilir!
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Newsweek'de, İsrail'in saldırılarının bölgedeki Arap hükümetleri tarafından artık hoş görülemez noktaya geldiğinin, ancak İsrail'in bunu aşmak için son hamleyi yapması gerektiği belirtilen bir analiz yayınlandı.
Bölgedeki Arap devletlerinin; 7 Ekim'den bu yana ilk kez İsrail'in İran ve müttefiklerine karşı yürüttüğü operasyonları alkışlamadığı noktaya geldiği belirtilen analizde, İsrail'in küçük operasyonlarını bir adım ileriye taşıması gerektiği belirtildi.
Analizde ayrıca; gelinen noktada İsrail'in hayatta kalması için Hamas ve Hizbullah'ı kararlı bir şekilde yenilgiye uğratmaktan başka çaresi olmadığı iddia edildi.
İşte Newsweek'de yayınlanan analiz:
Pazartesi ve Salı günü çağrı cihazları ve telsizleri eş zamanlı olarak patlatılan binlerce Hizbullah üyesine yönelik İsrail saldırısının ardından, çok sayıda Arap hükümeti saldırıyı kınadı ve bölgedeki çatışmayı tırmandıracağı korkusunu dile getirdi.
Ancak vatandaşlarının çoğunun başka fikirleri vardı.
Patlamaları takip eden günlerde Arapça sosyal medyada en çok merak edilen şey, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın cvereceği cevaptı. Ancak Hizbullah'ın dün yaptığı açıklamalar diğerlerinden farklı olmadı.
İsrail'de 7 Ekim'de meydana gelen İran destekli saldırısından bu yana diğer Arap rejimleri, İsrail'in İran ve müttefiklerine karşı yürüttüğü operasyonları ilk kez alkışlamıyor.
Arapça ve İbranice yayın yapan ABD merkezli haber ajansı The Media Line'a göre Arap dünyası Temmuz ayında Hizbullah'ın askeri komutanı Fuad Şükr'e düzenlenen suikastı büyük ölçüde destekledi ve hatta, bazı Arap yorumcular İsrail'in geçen ay Hamas lideri İsmail Haniye'ye düzenlediği suikastı bile destekledi.
İsrail Yemen'de Husilerin kontrolündeki Hudeyde limanını bombaladığında Suudi ve Yemenli gazeteciler ve sosyal medya kullanıcıları sevinç gösterilerinde bulundu.
Ancak gelinen noktada işler değişmiş görünüyor.
Orta Doğu'daki çatışmaların en önemli nüanslarından biri de İran'ın ve onun Hizbullah ve Hamas gibi vekil ve müşterilerinin kurbanlarının çoğunun Yahudiler değil Araplar olmasıdır.
Bir zamanlar karla kaplı dağları ve Arap dünyasının bankacılık başkenti olmasını sağlayan istikrarı nedeniyle “Ortadoğu'nun İsviçre'si” olarak bilinen Lübnan, İran tarafından ele geçirildi ve İsrail ile onu Taş Devri'ne geri götürecek bir savaşın eşiğine getirildi.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn gibi Körfez ülkeleri, bölgeye hakim olmak isteyen İran rejiminin sürekli tehdidi altında yaşıyor.
Geçmişte İran veya vekilleri bu ülkelerin her birine ya doğrudan ya da vekilleri aracılığıyla saldırdı.
2019'da ABD ve Suudi Arabistan, Suudi topraklarının derinliklerindeki iki büyük petrol üretim tesisini vurduğu için İran'ı suçladı. 2022'de İran destekli Husiler Abu Dabi havaalanının bir uzantısını bombalayarak üç kişinin ölümüne neden oldu. Bu yıl ise İran destekli Bahreyn hükümeti karşıtı bir vekil Bahreyn topraklarından İsrail'e füze fırlattı.
Tüm bu nedenlerle bugüne kadar Arap hükümetleri için, İran ile aktif olarak mücadele edebilecek tek gücün Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail olduğunu düşünüyordu. Zira; büyük zenginliklerine rağmen bu ülkeler, İran'la mücadele edebilecek askeri ve gayri nizami kabiliyetlerden yoksun.
Ancak Başkan Joe Biden yönetimindeki Washington, İran ile daha uzlaşmacı bir çizgi izlerken İsrail, İran'a karşı mücadelede bu ülekelrin ortağı haline geldi.
İsrailli siyasi yorumcu Eliyahu Yossian, İbrahim Anlaşmaları sırasında bir Arap yetkilinin İsrailli mevkidaşına “1973‘ün değil 1967’nin Yahudileriyle” anlaşmayı imzaladıklarını umduğunu söylediğini aktarıyor.
Bu, İsrail'in beş Arap ordusunu mağlup ettiği ve altı gün içinde üç katına çıkacak kadar toprak ele geçirdiği 1967'deki Altı Gün Savaşı'na ve İsrail'in nihayetinde galip gelmesine rağmen savunmasız olduğunun kanıtlandığı 1973 Yom Kippur Savaşı'na bir gönderme olarak kabul edilebilir.
İsrail artık bu ülkelerin güvenini yeniden kazanmak için, bölgedeki değerini gerçekten kanıtlamak ve caydırıcılığını geri kazanmak için sadece özel operasyonlar yapabildiğini değil, aynı zamanda düşmanlarını ezebileceğini de kanıtlamalıdır.
Bu da ancak hem Hamas'ı hem de Hizbullah'ı kararlı bir şekilde yenilgiye uğratmakla mümkün olabilir.
İsrail'in artık, İran'ı ve vekillerini küçük düşürmesinin ardından gerilimi azaltma çağrısı yapan resmi Arap açıklamalarına itibar etmemelidir.