The Middle East Institute: Orta Doğu bir daha asla eskisi gibi olmayabilir!

Hamas'ın saldırısı, İsrail'in askeri üstünlük ve cesaret imajına büyük darbe vurdu. Hamas bütün algıları paramparça etti ve Orta Doğu bir daha asla eskisi gibi olmayabilir.

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşunda, İsrail ve Hamas güçleri arasında yaşanan çatışmaların bölgesel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Bölgede yaşanan gelişmelerin köklü değişiklikleri beraberinde getireceğine dikkat çekilen analizde, Hamas'ın saldırılarının ise İran'ın bölgesel hedeflerine etki ettiği iddia edildi.

Analizde ayrıca; savaşın sonucu ne olursa olsun, Hamas'ın algıları paramparça ettiği ve Orta Doğu'nun bir daha asla eskisi gibi olmayacağı belirtildi.

İşte The Middle East Institute'de yayınlanan analiz:

Yahudi devletinin 11 Eylül'ü olarak tanımlanan Hamas'ın İsrail'e yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısı, Ortadoğu jeopolitiğinin dinamiklerini değiştirdi.

Bu acımasız saldırı, İsrail ordusuyla İsrail kent ve kasabalarında uzun süreli çatışmaları, İsrail nüfus merkezlerine binlerce roket atılmasını ve çok sayıda İsrailli asker ve sivilin kaçırılmasını içeriyordu.

Türkiye'nin 1 Ekim'de Ankara'daki intihar saldırısının ardından Suriye ve Irak'taki bazı noktalara saldırması gibi, İsrail'in de misilleme olarak Gazze'yi vurması, uzun süreli çatışmaları çözmek yerine bölgesel bir gerilimin yeniden canlanmasına neden oldu.

Arapların İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesine uzun süredir karşı çıkan İran, Filistin saldırısını kendi pozisyonunun doğrulanması olarak görüyor.

Çatışmalardan sadece birkaç gün önce İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesinin "başarısızlığa mahkum" bir "kumar" olduğunu ima etmişti.

Daha geniş çaplı bir bölgesel çatışma ihtimalini gündeme getiren Hamas sözcüsü Gazi Hamad ise BBC'ye yaptığı açıklamada, grubun saldırı için İran'dan doğrudan destek almadığını belirtti.

Ancak; İran'ın Hamas'ın saldırıyı planlamasına ve hazırlamasına yardım ettiği yönündeki iddialar doğru çıksa bile, grup saldırıyı İran'ın çıkarlarına hizmet etmekten ziyade kendi amaçlarına hizmet ettiği için başlatmış olacaktır.

İran destekli Lübnanlı gruplardan birisi olan Hizbullah, Lübnan'ın güneyinde İsrail işgali altındaki Şebaa Çiftlikleri'ne roket atarak bölgesel bir çatışma tehdidini güçlendirdi. İsrail silahlı insansız hava araçlarıyla misilleme yaptı.

Hizbullah saldırısı, İsrail askerlerinin sınırın Lübnan tarafında grubun bayrağını taşıyan Hamas yanlısı gruplara ateş açmasının ardından geldi. Olayda ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi.

Bu arada Suudi Arabistan'dan yapılan bir açıklamada Hamas saldırısının Suudi Arabistan'ın İsrail'i tanıması için ABD öncülüğünde yürütülen çabaları zora soktuğu belirtildi.

İsrail-Filistin çatışmasının Arap halkları arasında İsrail'le ilişkilere yönelik tepkiyi artırması beklenirken, Türkiye'deki sosyal medya tepkileri Türk kamuoyunun bir kesiminde farklı bir hissiyata işaret ediyor.

Türk Orta Doğu uzmanı Karabekir Akkoyunlu;

"İsrail, Türkler arasında muhtemelen her zamankinden daha popüler"

ifadelerini kullandı.

Akkoyunlu İsrail'in popülaritesini İsrail'in Ermenistan'a karşı Azerbaycan'a verdiği desteğe, Türkiye'de yükselen Arap karşıtı duygulara ve Arap ülkelerinin Yahudi devletiyle ilişkilerini normalleştirmesine bağlıyor.

Ancak bu durum pek çok Türk'ün Hamas saldırısını desteklemek için bu hafta sonu İstanbul'da yürüyüş yapmasına engel olmadı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Temmuz ayında Hamas lideri İsmail Haniye'yi ağırladı. Ancak şiddetten İsrail'i sorumlu tutan Arap açıklamalarının aksine Erdoğan, İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk yapmayı teklif etti.

Çatışmalar en azından kısa vadede, İsrail tarihinin en aşırılıkçı hükümeti tarafından, bir Filistin devletinin kurulmasını istememesi ve iki devletli bir çözümü reddetmesini pekiştirme riski taşıyor.

1973 Orta Doğu savaşının ilk günlerinde Mısır ve Suriye'nin İsrail'i hazırlıksız yakalamasının üzerinden 50 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra Hamas'ın saldırısı İsrail'in askeri üstünlük ve cesaret imajına darbe vurdu.

Buna ek olarak, silahlar sustuğunda İsrail'in zayıflığına dair algılar pekişebilir ve ülke Hamas saldırısının bir istihbarat ve operasyonel başarısızlık olduğu iddialarıyla sarsılabilir.

Yine de Netanyahu hükümetinin de olası bir çöküşle yüzleşmesi ihtimali yüksektir. Hiçbir İsrail hükümeti 1973 savaşı ya da 1982 İsrail'in Lübnan'ı işgali gibi büyük bir savaşın ardından altı aydan daha uzun süre ayakta kalamadı.

ABD'li ve Avrupalı diplomatlara göre ise perde arkasındaki gerçekler çok farklı.

Netanyahu, Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerini genişleten; İsrailli yerleşimcilerin Filistin karşıtı şiddet eylemlerinin artmasını zımnen onaylayan; Kudüs'te Yahudiler ve Müslümanlar için kutsal olan Tapınak Tepesi ya da Harem-üş-Şerif'le ilgili hassas anlaşmaları ihlal eden ve Filistin direnişine acımasızca karşılık veren bir hükümete başkanlık ederek sadece Filistililer'in değil Batılı liderlerin de tepkisini çekti.

Bununla birlikte Hamas, Netanyahu'nun Batılı ortaklarıyla ilişkilerinin gerilmesine güvenerek yanlış hesap yapmış olabilir ve bu da onların yeni şiddete karşı daha eşitlikçi bir yaklaşım sergilemelerine yol açabilir.

Sonuç ne olursa olsun, Ortadoğulu bir uzmanın ifadesi ile "Hamas algıları paramparça etti ve Orta Doğu bir daha asla eskisi gibi olmayabilir."

Tartışma