
Bu üç kavram akıl, ahlak ve fikir bir insanın sağlam duruşunu belirler. Yanlışı alkışlamayan, eğriyi doğru diye kabul etmeyen ve yalana sahip çıkmayan bireyler, toplumu ayakta tutan en güçlü yapı taşlarıdır.
Son Güncelleme: 24 Mart 2025 Pazartesi - 08:30 | GDH Haber
Doğru ile yanlışı ayırt etmek, bir insanın karakterini, ahlakını ve aklını belirleyen en temel ölçütlerden biridir. Ancak ne yazık ki, günümüzde yanlış olanı alkışlayan, yalanı sahiplenen ve eğriyi doğru gibi gösteren bir anlayış giderek yaygınlaşıyor.
Bu, bireyin sadece ahlaki zafiyetini değil, aynı zamanda fikirsizliğini ve akıl eksikliğini de gözler önüne seriyor.
Bir insanın bir yanlış karşısında sessiz kalması bile başlı başına bir sorunken, o yanlışı alkışlaması bambaşka bir faciadır.
Yanlışı alkışlayan insanın ya menfaati vardır ya da düşünme yetisini yitirmiştir. Çünkü doğruyu yanlıştan ayıran en önemli şey fikir sahibi olmaktır. Bir insanın doğru bir fikri yoksa, başkalarının düşüncelerine göre hareket eder, sürüklenir. Günümüzde popüler olanı, güçlü olanı, sesi çok çıkanları haklı görmek fikirsizliğin en net göstergesidir. Oysa fikri olan insan, yanlışı alkışlamaz,sorgular, düşünür ve hakkın yanında durur.
Yanlışı doğru gibi görmek veya eğriyi düzeltilmeye muhtaç bir şey olarak değil, meşru bir yol olarak kabul etmek, aklın devre dışı kaldığını gösterir. Akıl, insana verilmiş en büyük nimetlerden biridir. Ancak bu nimeti kullanmayan insan, sadece gördüğüne inanır, duyduğuna teslim olur, düşündüğünü zannetse de aslında düşünmez. Akıl, doğruyu ve yanlışı tartabilecek, adaleti ayakta tutabilecek en büyük terazidir. Eğer bu teraziyi kullanmıyorsan, aklın yok hükmündedir.
Bir toplumun çöküşü, yalanın hakikat yerine geçtiği an başlar. Yalanı doğru gibi savunan, onu yaymaya çalışan ve buna sahip çıkan biri, ahlaki değerlerini tamamen yitirmiş demektir. Ahlak, sadece bireysel bir mesele değildir; toplumların omurgasını oluşturan en büyük değerdir.
Eğer bir toplumda yalan alkışlanıyor, doğrular susturuluyor, hakikat yerine uydurma hikayeler revaç buluyorsa, orada ahlaki çöküş başlamıştır.
Bu üç kavram akıl, ahlak ve fikir bir insanın sağlam duruşunu belirler. Yanlışı alkışlamayan, eğriyi doğru diye kabul etmeyen ve yalana sahip çıkmayan bireyler, toplumu ayakta tutan en güçlü yapı taşlarıdır.
Eğer bir insan bu değerlere sahip değilse, onun yönlendirilmesi, kullanılması ve yanlışın bir parçası haline gelmesi kaçınılmazdır.
Hakikati savunmak her zaman zordur, ancak insan olmanın şerefi de burada saklıdır.
Unutmayalım ki; hakikat, bazen en ağır yük olur ama onu taşımak, insan olmanın en büyük şerefidir.
Devamını Oku
06 Aralık 2025 Cumartesi - 07:00
Devamını Oku
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:12
Devamını Oku
01 Aralık 2025 Pazartesi - 09:16