
İsmail Gaspıralı'nın, ölümünün 111. yılındayız. 1883'de Kırım'da "Dilde, fikirde, işte birlik!" şiarıyla bütün Türk dünyasında okunan Tercüman gazetesini çıkardı. 15 Aralık Türk Dili Ailesi günü vesileyle rahmetle anarken, neler yaptığını ve mücadelesini hatırlayalım.
Son Güncelleme: 16 Aralık 2025 Salı - 08:51 | GDH Haber
15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü, Türk Dünyası için önemli bir anlam taşıyor.
Bugün sembol bir isimden, İsmail Gaspıralı'dan bahsedelim. 1883'de Kırım'da "Dilde, fikirde, işte birlik!" şiarıyla bütün Türk dünyasında okunan Tercüman gazetesini çıkaran İsmail Gaspıralı'nın, ölümünün 111. yılındayız. Gaspıralı'yı 15 Aralık Türk Dili Ailesi günü vesileyle rahmetle anarken, neler yaptığını ve mücadelesini kısaca hatırlayalım.
Rus işgali altındaki Kırım'da doğan, geleneksel eğitimin yanında, modern Rus okullarında okuyan Gaspıralı, İslam dünyasının sorunları üzerinde erken yaşlardan itibaren düşünmeye başlamıştır. Bu dönem Müslüman Türk aydınlarının Gaspıralı'nın da paylaştığı ortak tespitini Kazanlı Ceditçi (yenilikçi) Rızaeddin bin Fahreddin, Şura dergisinde şöyle ifade ediyordu:
Müslümanların Meselesi Eğitimsizlik
"Müslümanlar yeni hayat, ekonomi ve maarif devrinin hiç birine ciddi olarak hazırlanmıyorlar, halkımızın geleceğine ehemmiyet vermiyorlar, olup bitenlerden ve komşu milletlerden ibret dersi almıyorlar, ilkokul ve medrese bahislerinden ileri gidemiyorlar. Zaten bu işleri de becerecek kişilerimiz yok, bunları da yetiştirmek yoluna gitmiyoruz...Tabii ki yalnız ilkokullarla iş bitmez. Ziraat ve sanayiye ehemmiyet vermezsek, günden güne kuruyacağız, halsiz düşeceğiz, bunun sonu ise felakettir."
Şark Meselesi
Gaspıralı dönemin Avrupalı devlet adamlarınca ortaya konulan emperyalist amaçlı "Şark Meselesi" karşısında, şarkın mücadele yolunun eğitimden geçtiği tespitini yapıyor:
"Başlığa bakıp Gladston'luk (İngiliz devlet adamı) veya Bismark'lık (Alman devlet adamı) iddiasında bulunduğum zannedilmesin. İndimde Şark Meselesi, maarif meselesi demektir. Moğol akıntısından ve yıkıntısından sonra hemen ta bu zamana kadar alem-i İslamın gayretten, gözden, kulaktan düşüp, koca gülbahçe miskinhane harabesine çevrilip asırlarca terakkiden bibehre(yoksun) kaldığı, büyük ulema(bilginler) zuhur etmediği, tüccarlar yol bulamadığı, kaşif ve naşirlerin namları dahi unutulduğu nedendir? Maarifsizlikten!”
Türklerin Perişan Hali
Bu bağlamda Rus işgali altında yaşayan Türk topluluklarına bakıldığında görülen manzara şöyledir:
"1881 senesinde topladığım malumata nazaran Rusya Türklerinde 18 bin küsur mahalle mektebi, 214 Medrese-i Arabiye mevcut olup bu 16 bin mektepte yarım milyon Türk çocuğunun beşer sene ömürleri çürütüldüğü halde onlara Türkçe beş satır okuyup yazma bile öğretilmediğini ve ancak kıraat-ı Kuran (Kuran okuma), namaz duaları öğretilmekle iktifa edildiğini (yetinildiğini) gördüm. Bu mahalle mektepleri sırf dini addolunduklarından resmen idare-i Şeriyyelerin (Çarlık döneminde kurulmuş dini idareler) nezaretinde, hakikatte ise hiç kimsenin nezaretinde bulunmuyorlardı."
Bu bakımdan Rus işgali altındaki Türklerin ve genel olarak Müslümanların kurtuluşu için Gaspıralı aşağıdaki programı geliştirmiştir:
Gaspıralı'nın Programı
"1-Mekteplerde Avrupai manada eğitim yapılması,
2-Türkler için bir ortak yazı dili meydana getirilmesi,
3-Kadının esaretten kurtarılması,
4-Rusya Türklerinin iktisadi hayata katılmaları,
5-Dini idarelerin islahı,
6-Yardımlaşma derneklerinin kurulması."
Usulü Cedit Hareketi
Gaspıralı sadece bir program vazetmemiş, onu takip edebilmek için ciddi bir eğitim ve yayın faaliyetine de girişmiştir. Programını gerçekleştirebilmek için, eğitim ve düşünme usulünde kadimcilik denilen eski yolu terkederek, ceditçilik denilen Avrupai yeni usulü deneyen Gaspıralı, bu yüzden Ruslarda hem de eski usulü savunan mollalardan şiddetli tepkiler görmüştür. Tepkiler karşılık hızla yayılan Ceditçilik sayesinde ciddi bir aydın nesli yetişmiştir. Etkiler Türkiye'ye de ulaşan bu hareket, asıl hasadını toplayamadan, Bolşevik ihtilalini takip eden Stalin'in terör döneminde "gök ekin biçer gibi" yok edilmiştir.
1883'de Çıkan Tercüman Gazetesi
Gaspıralı'nın Tercüman gazetesi ise başta İstanbul olmak üzere Türkçe konuşulan her yerde güçlü tesirler icra etmiştir. Bu etki Gaspıralı'nın kaleminde şöyle ifade ediliyor:
"Şiirlerinizi Edirne, Bursa, Konya, Ankara, Erzurum Türkleri anlayıp lezzetlenip okuyacakları gibi, Tiflis, Tebriz, Şirvan, Horasan, Türkistan, Kaşgar, Destikıpçak, Sibirya, Kazan ve Kırım Türleri de okuyacaktır ki, bu şerefe Fuzuli ve Nabi nail olmadılar. 40-50 milyonluk ve 30 asırlık bu aleme iptida bir kaşık oğul balını verdiren siz oldunuz ki, size şereftir, bize saadettir. Tebrik ediyorum. Tercümanın da çabaladığı bu yolda hizmettir ve 'kaba' (sade) lisandır ki, İstanbul'un hamal ve kayıkçılarına, Çin dahilinde bulunan Türk devecilerine gazeteyi tanıtmıştır."
Türkiye bugün yeniden başladığı yenileşme ve medenileşme hamlesiyle Türk topluluk ve Cumhuriyetlerine örnek oluşuyla Gaspıralı'nın Tercüman'daki misyonunu devam ettiriyor. Bu misyon, Manevi değer ve gelenekleri koruyarak her alanda modernleşmek ve özgürleşmek...
Gaspıralı'nın Son Sözleri
Gaspıralı ölmek üzere iken, yanındakilerden Yasin-i Şerif okumalarını rica ederek şöyle dua etmiştir:
"Büyük Allahım, 63.5 sene yaşadım. Bu hayatın 35 senesini müslümanların uyanması, terakkisi, tealisi ve tekamülü uğrunda sarfettim. Milletimin selamet ve saadeti için elimden ne geldi ise hepsini yaptım. Yarabbi...Meydana getirmek istediğim bir çok şeyler daha vardı. Fakat buna muvaffak olamayacağım. Artık...Ne varsa hepsi senin, her şey senin elindedir, Allah’ım!..."
İsmail Gaspıralı’nın büyük mücadelesi bugün neticelerini veriyor…
Devamını Oku
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:46
Devamını Oku
14 Aralık 2025 Pazar - 10:46
Devamını Oku
13 Aralık 2025 Cumartesi - 08:55