
20. yüzyılın sonunda yapılan emperyalizmin bittiği yönündeki analizlerin ne kadar anlamsız olduğu açıkça görülüyor. Trump’ın Venezuela politikasının arkasında yatan mantık, ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nden anlaşılabilir.
Son Güncelleme: 18 Aralık 2025 Perşembe - 12:25 | GDH Haber
Venezuela politikasının mantığı, Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nden anlaşılabilir
ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde en uzun ele alınan kısım, “Batı yarımküre” olarak tabir edilen Amerikan kıtasının bütünü… Monroe doktrini ABD’nin Avrupa’nın işlerine karışmama ilkesinin tamamlayıcı ilkesi, Avrupa’nın da Amerikan kıtasına karışmamasını istiyor. Monroe doktrini farklı dönemlerde farklı boyutlar ilave edilerek uygulanıyor, bugün de Trump revizyonuyla bir Monroe doktrininden bahsedilebilir.
Trump’ın Venezuela politikasının arkasında yatan mantık, ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nden anlaşılabilir.
“Yıllarca süren ihmalden sonra, Amerika Birleşik Devletleri, Batı Yarımküre'de Amerikan üstünlüğünü yeniden tesis etmek ve anavatanımızı ve bölge genelindeki kilit coğrafyalara erişimimizi korumak için Monroe Doktrini'ni yeniden teyit edecek ve uygulayacaktır.
“Yarımküre dışı rakiplerin güçlerini veya diğer tehdit edici yeteneklerini konumlandırma veya yarımküremizdeki stratejik açıdan hayati varlıklara sahip olma veya bunları kontrol etme yeteneğini reddedeceğiz. Monroe Doktrini'ne yapılan bu ‘Trump Eklentisi’, Amerikan güvenlik çıkarlarıyla tutarlı, Amerikan gücünün ve önceliklerinin sağduyulu ve güçlü bir restorasyonudur.
Batı Yarımküre için hedeflerimiz ‘Askere Al ve Genişlet’ olarak özetlenebilir. Göçü kontrol etmek, uyuşturucu akışını durdurmak ve karada ve denizde istikrarı ve güvenliği güçlendirmek için Yarımküre'deki yerleşik dostları askere alacağız (işbirliğine katacağız). Kendi ulusumuzun Yarımküre'nin tercih edilen ekonomik ve güvenlik ortağı olarak cazibesini artırırken yeni ortaklar geliştirerek ve güçlendirerek genişleyeceğiz.”
ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde Amerikan kıtasında ABD ile uyumlu hükümetler teşvik edilirken ABD’ye uyumlu olmayanlara karşı askeri seçenek hatırlatılıyor.
“Amerikan politikası, ortakların sınırlarının ötesinde bile bölgede tolere edilebilir bir istikrar yaratmaya yardımcı olabilecek bölgesel şampiyonları işbirliğine katmaya odaklanmalıdır. Bu uluslar, diğer şeylerin yanı sıra, yasadışı ve istikrarsızlaştırıcı göçü durdurmamıza, kartelleri etkisiz hale getirmemize, üretimi yakın kıyıya taşımamıza ve yerel özel ekonomileri geliştirmemize yardımcı olacaktır. İlkelerimiz ve stratejimizle geniş ölçüde uyumlu olan bölge hükümetlerini, siyasi partilerini ve hareketlerini ödüllendirecek ve teşvik edeceğiz. Ancak, yine de çıkarları paylaştığımız ve bizimle çalışmak isteyen farklı bakış açılarına sahip hükümetleri göz ardı etmemeliyiz.”
Belge, bölgede ABD’nin askeri varlığının artırılmasını ve ABD ulusal çıkarlarının her alanda korunacağını söylüyor. Bunun ABD’nin kıtaya her konuda müdahale ve kontrolü anlamına geldiği dört maddede açıklanıyor.
“● Küresel askeri varlığımızın, özellikle bu stratejide tanımlanan görevler olmak üzere Yarımküremizdeki acil tehditleri ele alacak şekilde ve son on yıllarda veya yıllarda Amerikan ulusal güvenliği için göreceli önemi azalan bölgelerden uzağa yeniden ayarlanması;
“● Deniz yollarını kontrol etmek, yasadışı ve diğer istenmeyen göçleri engellemek, insan ve uyuşturucu kaçakçılığını azaltmak ve bir krizde kilit geçiş yollarını kontrol etmek için daha uygun bir Sahil Güvenlik ve Donanma varlığı;
“● Son birkaç on yılın başarısız olan sadece kolluk kuvveti stratejisinin yerini almak üzere gerektiğinde ölümcül güç kullanımı da dahil olmak üzere sınırı güvence altına almak ve kartelleri yenmek için hedefli konuşlandırmalar; ve
“● Stratejik açıdan önemli yerlerde erişim kurmak veya genişletmek. Amerika Birleşik Devletleri, tarifeleri ve karşılıklı ticaret anlaşmalarını güçlü araçlar olarak kullanarak kendi ekonomisini ve endüstrilerini güçlendirmek için ticari diplomasiye öncelik verecektir. Hedef, ortak uluslarımızın iç ekonomilerini inşa etmeleri, ekonomik olarak daha güçlü ve daha sofistike bir Batı Yarımküre'nin Amerikan ticareti ve yatırımı için giderek daha çekici bir pazar haline gelmesidir. Bu Yarımküre'de kritik tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi bağımlılıkları azaltacak ve Amerikan ekonomik direncini artıracaktır. Amerika ve ortaklarımız arasında oluşturulan bağlantılar her iki tarafa da fayda sağlarken, Yarımküre dışı rakiplerin bölgedeki etkilerini artırmasını zorlaştıracaktır. Ve ticari diplomasiye öncelik verirken bile, silah satışlarından istihbarat paylaşımına ve ortak tatbikatlara kadar güvenlik ortaklıklarımızı güçlendirmek için çalışacağız.”
20.yüzyılın sonunda yapılan emperyalizmin bittiği yönündeki analizlerin ne kadar anlamsız olduğu açıkça görülüyor. ABD Amerikan kıtasındaki sadece askeri ve istihbari değil iktisadi hayatın tamamına karışacağını ve kontrol edeceğini ilan ediyor. Büyükelçilere bütün iktisadi işleri takip ve ABD şirketlerinin çıkarlarını koruma görevi veriyor. Bu belgenin perspektifinin uygulamasını Venezuela’da kaba bir şekilde görmek mümkün. ABD Başkanı Trump 18 Aralık 2025 tarihinde yaptığı Ulusa Sesleniş programında Venezuela'da petrol sektöründe iş yapan Amerikan firmalarının "kovulduğunu" söyleyerek "Petrol haklarımızı, sahip olduğumuz her şeyi aldılar, artık bunu yapamayacaklar. Onları geri istiyoruz." dedi… Venezuela’ya yönelik ablukanın gerçek sebebi bu şekilde açıkça ifade edilmiş oldu.
Norveç Nobel Komitesinin Venezuela muhalefetinden Maria Corina Machado’ya Nobel Ödülü vermesi ve Machado’nun ödülü Trump’a ithaf ederek ülkesine müdahale etmesi karşılığında ülkesinin kaynaklarını ABD’ye vaat etmesi, Amerikan kıtasının yahut Batı Yarımküre’nin yeniden bir trajediye doğru ilerlediğine işaret etmiyor mu?
Devamını Oku
17 Aralık 2025 Çarşamba - 11:15
Devamını Oku
16 Aralık 2025 Salı - 08:51
Devamını Oku
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:46