
1930’da Adana’da kurulan Ahali Cumhuriyet Fırkası, liberal çizgisi ve hükümete karşı cesur eleştirileriyle dikkat çekti. Kurucusu Abdülkadir Kemalî Bey, partisi kapatılınca yurt dışına kaçtı, yıllar sonra Türkiye’ye dönüp Bergama Hâkimliği’ne atandı.
Son Güncelleme: 09 Ekim 2025 Perşembe - 09:36 | GDH Haber
1930’da SCF'nın kurulmasıyla artan siyasî parti sayısı, ikiyle sınırlı kalmamıştır. Kimisi daha kurulma aşamasında akim kalan, kimisi de kurulduktan kısa süre sonra Bakanlar Kurulunca kapatılan teşebbüsler olmuştur.
Edirne'de Mimar Kazım Tahsin Bey 29 Eylül 1930 günü Türk Cumhuriyet Amele ve Çiftçi Partisi kurmaya kalkışmışsa da, izin alamamıştır. SCF kapandıktan altı ay sonra Arif Oruç Layık Cumhuriyetçi İşçi ve Çiftçi Fırkası kurmaya çalışmışsa da, sonuç alamamıştır.
Abdülkadir Kemalî Bey (Öğütçü) 24 Eylül 1930'da Adana'da ACF (Ahali Cumhuriyet Fırkası) adıyla hükümet tarafından onaylanan bir parti kurmuştur. Kurucuları Avukat Abdülkadir Kemalî Bey, Hasbî, Ali Vehbi, Bekir Sıtkı, Mustafa Ziya, Çiftçi Hasan ve İhtiyat Zabiti Ali Beyler olarak görülen partinin, programına geçmeden Abdülkadir Kemalî Bey'den bahsetmek gerekiyor.
Abdülkadir Kemali Öğütçü, 1889'da eskiden Adana'ya bağlı bir ilçe, bugün il olan Osmaniye'de (Yarpuz) doğmuştur. Önce Hamidiye Yüksek Ticaret okulunda, sonra Hukuk Mektebi'nde okudu. Erganun, Şeb-tap ve Mehtap adlı gazeteleri çıkardı. İttihat ve Terakki Fırkası ile yakın ilişkileri oldu. Adliye ve mülkiye sınıflarında memur olarak çalıştı.
TBMM I. döneminde Kastamonu mebusu oldu. Kısa süreli Adliye Vekâleti Müsteşarlığı ve üç günlük Adliye vekilliği yaptı. Pozantı İstiklâl Mahkemesi üyeliği ve başkanlığı yaptı. İktidarı her fırsatta eleştiren Abdülkadir Bey Meclis'te ondördü gizli oturumlarda olmak üzere yüzkırk defa kürsüye çıkmış, altı soru önergesi ve ondört kanun teklifi vermiştir.
İkinci dönemde mebus olamayan Abdülkadir Kemalî Bey Adana'da avukatlık yapmış, Toksöz gazetesini çıkarmıştır.Abdülkadir Kemalî Bey 1924'te Müdafaa-i Umumiye Fırkası kurmaya çalışmışsa da, başarılı olamamıştır.
Gazetedeki yazıları, Şeyh Said isyanıyla ilgili görülerek yargılanmış ve sonuçta "siyasetle uğraşmamak kaydıyla beraat" etmiştir. ACF'nı kurduktan sonra tekrar Toksöz gazetesini çıkarmak istemişse de, bu isimle gazete çıkarmasına izin verilmemiş, o da Ahalî ismiyle bir gazete yayımlamıştır.
Abdülkadir Kemali Bey'in kurduğu ACF'na daha yakından bakmak dönemi ve tartışmaları anlamak bakımından yararlı bir zemin teşkil edecektir. ACF'nın nizamnamesine göre "Cumhuriyetin hakiki manası dahilinde ahaliyi refaha kavuşturmak fırkanın ilk ve son umdesidir" (md.2) Bu maddenin CHF'na ve hükümete yönelik bir eleştiri olduğu açıktır, izleyen maddelerde de bu eleştiriler devam edecektir.
Ahaliyi refaha kavuşturmak için il özel idarelerine özel önem verilecek, bu şekilde ahalinin parası hükümet merkezinde israf edilmeyecektir. (md. 3) Bütün seçimlerin tek dereceli ve serbestçe yapılabilmesi için kanunda değişiklik yapılacaktır. (md. 4)
İktisadî vaziyeti düzeltmek için mebus ve memurların sayısı ve maaşları indirilecek, tütün tekeli kaldırılacak, tütün ve genel olarak dış ticaret teşvik edilecek (md. 5), dışarıda ticaret odaları temsilcilikleri açılacaktır (md. 6).
Ordunun hayvan ve askerlerinin ihtiyaçlarını kendi temin etmesi sağlanarak, bunların ahali üzerindeki yükü kaldırılacak (md. 5), askerî hastaneler kaldırılacak, askerî hastalar da devlet hastanelerine gideceklerdir. (md. 29)
Demiryolları dahil zarurî olmayan bütün masraflar durdurulacaktır. (md. 7) Ahalinin vergi yükünü azaltmak için telgraf, posta ve telefon teşkilâtı gelir yaratacak bir kaynak haline getirilecektir (md. 29). Maliyenin vergileri daha az masrafla tahsili sağlanacak (md. 8), devlet alacakları için uygulanan hapis usulü kaldırılacak (md. 10), ahaliye borcundan dolayı devletin malı haciz edilebilecektir. (md. 11)
Mahkemelere Anayasaya uygun olmayan kanunları uygulamama hakkı verilecektir. (md. 12) Hâkimlerin şahsî, cezaî ve hukukî sorumluluğu kabul edilecektir. (md. 16) Hâkimlerin görevlerine devamları, işlerini yapmaları ve ahalinin şikâyetlerini önlemek için valilere teftiş ve murakabe hakkı verilecektir. (md. 13) İcra ve tebligat işleri noterler gibi özel bir kurum tarafından yapılacaktır. (md. 17)
Fırkanın eğitim siyaseti, dünya ilim ve fennini memlekete aktarmaktan ibarettir. Bunun için bir tercüme teşkilâtı kurulacaktır ve elli sene için bu nakilcilik uygulanacaktır. (md. 18)
Bütün okullarda dünya ithalat ve ihracat istatistiklerinin mukayesesi, iktisat ve hukukun gerekli konuları okutulacak, özellikle seçim hakları öğretilecektir. (md. 20) İlköğretim mecburî ve parasız olacaktır. (md. 21) Öğretmenlerin ölünceye kadar iyi yaşamaları sağlanacaktır. (md. 22)
Sağlık Bakanlığı'nın sıtma, frengi ve trahoma mücadelesine tahsis ettiği ödenek il sağlık müdürlükleri tarafından kullanılacaktır. (md. 26) tabip odalarına hükmî bir şahsiyet verilerek, kanunî düzenlemelerle hak ve yetkileri belirlenecektir. (md. 27)
Belediye kanunu fırka endişesiyle değil, vatan ve millet ihtiyaçları esas alınarak yeniden düzenlenecektir. (md. 30)
Çiftçinin yardımıyla ve çiftçi bankası olarak doğan Ziraat Bankası'nın hükümet ve fırka emrine girmesi alışkanlığına son verilecek, banka sadece çiftçiye borç veren bir kurum haline getirilecektir. (md. 32)
Hürriyetler konusunda önce, düşüncesi ne olursa olsun, hiç kimse düşündükleri yüzünden hükümet tarafından takip edilmeyecektir. (md. 23) Mesken hürriyetinin hiçbir sebep ve bahane ile ihlâl edilmesine izin verilmeyecektir. (md. 25) Söz, yazma ve vicdan hürriyetini engelleyen gayrî tabiî kayıtlar kesinlikle ortadan kaldırılacaktır. (md. 24; md. 26)
ACF'nın programının ademi merkeziyetçi, liberal çizgide ve siyasî yelpazenin sağında yer aldığı görülüyor.
ACF sadece CHF'na karşı değil, SCF'na karşı da sert bir muhalefet yapmıştır. SCF'nı "iki numaralı Halk Fırkası" diye eleştirirken, SCF ile CHF'nı "iki çehreli tek fırka" olarak görmektedir. ACF, SCF kendisini feshettikten sonra bir süre daha yaşamıştır.
ACF, bu arada, Adana dışında Abdülkadir Kemalî Bey'in daha önce TBMM I. dönem mebusu olduğu Kastamonu'da örgütlenmeye teşebbüs ettiyse de, başarılı olamamıştır. Sadece Maraş'ta 29 Kasım 1930'da bir şube açabilmiştir.
Basında ACF'nın da çok yaşamayacağı, yakında hükümet tarafından kapatılacağı haberleri çıkmış, 12 Kasım 1930 tarihli Vakit ve Hakimiyeti Milliye'de, Ahali gazetesindeki bazı yayınlar üzerine Abdülkadir Kemalî Bey hakkında adlî takibat başladığı haberi çıkmıştır.
ACF ve Ahali gazetesi aleyhinde yayınlar başlamıştır. 21 Aralık 1930'da ACF hükümet tarafından "idare heyeti gösteremediği" gerekçesiyle kapatılmıştır. Öte yandan Başbakanlık Abdülkadir Kemalî Bey hakkında soruşturma açılmasını istemiş, o da, daha ACF kapatılmadan 17 Aralık 1930'da Suriye'ye kaçmıştır. Abdülkadir Kemalî Bey yurt dışına çıkınca, hakkında çok ağır ithamlar içeren yazılar yazılmıştır.
Abdülkadir Kemalî Bey 1939 yılı Haziran'ında Türkiye'ye dönmüş, hakkındaki soruşturmanın zaman aşımından dolayı düşmesiyle Adalet Bakanlığı'nda memuriyet talebine olumlu cevap verilmiş, Bergama Hâkimliği'ne atanmıştır.
Devamını Oku
07 Aralık 2025 Pazar - 07:00
Devamını Oku
06 Aralık 2025 Cumartesi - 07:00
Devamını Oku
30 Kasım 2025 Pazar - 12:00