
Özgür Özel ve CHP değişen Türkiye ve dünya şartlarını değerlendiren, zamanın ruhuna uygun bir yenilenmeden halen uzak olduğu görülüyor. İmamoğlu ve Kurultay polemikleri bu temel ihtiyacı ortadan kaldırmadı.
Son Güncelleme: 09 Nisan 2025 Çarşamba - 09:16 | GDH Haber
CHP Olağanüstü Kurultayı 6 Nisan 2025’de Ankara’da Nazım Hikmet Ran Kültür Merkezinde küçük bir salonda gerçekleşti. Kurultayda Özgür Özel tek aday olarak yeniden genel başkan seçildi, Özgür Özel’in parti meclisinde çarşaf liste içinden hazırladığı anahtar liste firesiz seçildi.
19 Mart 2025’de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan sürecin 6 Nisan 2025 olağanüstü kurultayıyla siyasi ilk aşaması tamamladı.
İlk aşamanın bir muhasebesini yapacak olunursa karşımıza şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Ekrem İmamoğlu tutuklandı ve İBB Başkanlığından alındı. CHP Ekrem İmamoğlu’nu tutukluyken yaptığı “tek adaylı Cumhurbaşkanlığı önseçimi”yle Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti.
İmamoğlu’nun yolsuzluk ve terörle ilişki çerçevesinde gelişen davalarında CHP, hukuki değil siyasi savunma yapmayı ve İmamoğlu ile özdeşleşmeyi tercih etti. Bu süreçte CHP teşkilatı ve tabanı bu istikamette kitlesel bir şekilde angaje edildi.
Özgür Özel bu siyasi mücadeleye olağanüstü kurultay sürecini bir final haline getirerek, gerginliği ve krizi yönetme kabiliyeti olduğunu yönetti. Parti içi muhalefeti odağı olan Kemal Kılıçdaroğlu ve “partiden ayrı düz koşu” yaparak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan Mansur Yavaş’ı bu süreçte ses çıkaramayacak hale getirecek bir siyasi iklimde İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına ve kendisinin genel başkanlığına karşı çıkamayacak bir kıvama getirdi.
Netice olarak son 3 haftada Kemal Kılıçdaroğlu hizbi ve Mansur Yavaş zayıfladı; Ekrem İmamoğlu CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı sıfatını kazandı ama aday olması için gerekli üniversite diplomasını, adaylık için gerekli lojistik ve fiili güç devşirdiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığını kaybetti; Özgür Özel bu üç grubun kaybettiği güçlerden en fazla pay alan siyasi aktör olarak güçlenerek çıktı…
CHP Olağanüstü Kurultayından sonra CHP’nin parti içinde ve ülke politikasında değişiklik olup olmayacağı önümüzdeki günlerin temel tartışma konusu olması beklenebilir. Ağır bir mağlubiyet yaşayan Kemal Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş’ın güç kaybını ne ölçüde kabul edip etmeyecekleri, buna karşı nasıl mücadele edecekleri CHP’nin kaderini tayin edecektir.
Keza Ekrem İmamoğlu’nun fiili güç kaybı karşısında nasıl pozisyon alacağı da… Özgür Özel artık kendini ispat etmiş ve güçlenmiş bir genel başkan olarak CHP’nin içinde ve ülke politikasının teşekkülünde artık daha rahat “lider” rolü oynayabilir…
Siyaset biliminin kurucu isimlerinden Makyavel Prens isimli klasikleşmiş eserinde bir prensin talih eseri prens olabileceğini ama prensliği devam ettirebilmenin yetenekleriyle mümkün olabileceğini söyler.
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun lojistik desteği ve siyasi liderliğiyle 4-5 Kasım 2023 CHP Kurultayında genel başkan olmuştu. Şimdi Özgür Özel’in son 3 haftada Ekrem İmamoğlu’na açıkça sahip çıkmasına rağmen, onun aleyhine güçlenen ve zaman içerisinde istese de istemese de belki de “mecburen”, İmamoğlu’nun tasfiye sürecini üstlenecek bir siyasi pozisyonda duruyor. Makyavel bu ve benzeri durumların siyasi genel kuralını Prens’de şöyle yazmıştır: "...hiç şaşmayan genel kural: bir başkasının yükselmesine sebep olan kendi sonunu hazırlar." (Prens, Anahtar Kitap, s. 51.)
Makyavel’in tespit ettiği genel kural esasında CHP tarihine bakınca İsmet İnönü-Bülent Ecevit, Ecevit- Deniz Baykal, Baykal-Kemal Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu -Ekrem İmamoğlu, değişimleri kayda değer örneklerdir. Ekrem İmamoğlu ile onun önünü açtığı Özgür Özel ilişkisinin de bu genel kurala uygun gelişip gelişmeyeceğini çok da uzak olmayan bir tarihte görmek mümkün olacak.
...
Madem Makyavel’den başladık, onunla devam edelim… Özgür Özel ve CHP değişen Türkiye ve dünya şartlarını değerlendiren, zamanın ruhuna uygun bir yenilenmeden halen uzak olduğu görülüyor. İmamoğlu ve Kurultay polemikleri bu temel ihtiyacı ortadan kaldırmadı. Makyavel bu hususun altını şöyle çiziyor; “Sadece zamana uygun hareket edenler uzun vadede başarılı olacaktır.” (Makyavel, Siyaset Üzerine Konuşmalar, s.387)
CHP ve Özgür Özel, bu krizde parti asabiyesine ve parti gururuna ziyadesiyle kapıldı. Bu durumda somut olayların somut analizi rafa kalktı. Halbuki Makyavel’in Prens adlı eserin çağımızda prensin yerini alan parti etrafında Modern Prensi yazan Gramsci şöyle diyecektir:
"Parti 'gururunu' boşlamak ve gururun yerine somut olayları koymak gerekir." (Gramsci, Modern Prens, s.53)
Gramsci’nin şu sözü de sadece CHP genel başkanına değil, bütün partilerin genel başkanlarının kulaklarına küpe olmalıdır:
"Kavgada her zaman yenilmeyi öngörmek gerekir, yenmek kadar önemli şey ardıllarını yetiştirmektir." (Gramsci, Modern Prens,51)
Devamını Oku
14 Aralık 2025 Pazar - 10:46
Devamını Oku
13 Aralık 2025 Cumartesi - 08:55
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 09:19