
Bu tür başarılı ve başarısız darbe ve darbe teşebbüslerinin tam bir dökümünün yapılması, belki de Türkiye için bir tiyatro oyunun yazılmasına ilham verebilir.
Son Güncelleme: 29 Mayıs 2025 Perşembe - 07:00 | GDH Haber
Seyrettiğim bir tiyatro oyununda küçük bir ülkenin sık sık işgal edilmesi ve kurtarılması sonucu yılın her gününe birden çok bayram düşmesinin yarattığı karışıklık mizahi bir şekilde anlatılıyordu.
27 Mayıs askeri darbesi üzerine düşünürken aynı durumun, bizde de askeri darbeler için söz konusu olabileceğini fark ettim. Mesela başarılı 27 Mayıs 1960 darbesinden önce, bir başka Mayıs ayında, 21 Mayıs 1963'de akim kalan darbe teşebbüsünün olduğunu biliyor muydunuz?
Bu tarih, 27 Mayıs 1960 sonrasında ordu içindeki bölünme neticesinde Milli Birlik Komitesinin seçimlere gitmesinden rahatsız olanların meydana getirdiği Silahlı Kuvvetler Birliğinin seçimlerden sonra yönetime el koymayı planladığı günde darbe yapılmayacağının anlaşılması üzerine 22 Şubat 1962'de başarısızlıkla sonuçlanan darbe teşebbüsünün ertesi yıl yenilendiği tarihtir.
Bu tür başarılı ve başarısız darbe ve darbe teşebbüslerinin tam bir dökümünün yapılması, belki de Türkiye için bir tiyatro oyunun yazılmasına ilham verebilir…
Türkiye ne yazık ki çok zayıf bir hafızaya sahip ve bu konuyla hesaplaşabilecek cesaretten de yoksun. İşte son on günün gazetelerine bakıldığında ne 21 Mayıs darbe teşebbüsünden ne de 27 Mayıs darbesinden yeterince bahsedildiğini göreceksiniz.
Bu konudaki hafıza zayıflığını test etmek üzere Siyasi Düşünceler Tarihi dersi verdiğim kamu yönetimi bölümü öğrencilerine 14 Mayıs 1950'den 27 Mayıs 1960'a, 22 Şubat 1962'den 12 Mart 1970'e kadar on civarında tarih sordum ve şaşırtıcı bir şekilde koca sınıftan doğru dürüst bir cevap bile alamadım.
Bu bilgisizliğin demokratik bir rejimin dayanması gereken siyasi bilinç ve siyasi kültür bakımından ciddi bir handikap teşkil ettiği ortadadır.
Evvela bütün bu darbelerin beslendiği ortak zihniyeti kısaca özetleyelim. Darbelerin mantığına göre, Türk milleti henüz rüştüne ermiş değildir.
Siyasetçiler ve siyasi partiler, bu yüzden milleti kandırmaktadır. Şu halde Türk milletini vesayeti altına alarak onu siyasetçilerden ve kötü niyetli benzeri unsurlardan koruyacak bir aktöre ihtiyaç vardır.
Bu aktör aydınların desteğine de sahip olan ordudur. Ordu, kandırma ilişkilerine dayalı demokrasiye son vererek henüz rüştüne ermemiş Türk milletini vesayeti altına alacak, onu eğitecek reformlar yapacak ve reformlar yerleşinceye kadar yönetimi üstlenecektir.
27 Mayıs darbecilerinin, 27 Ekim 1957 seçimlerini takiben 29 Ekim törenleri yapılırken Cumhurbaşkanını ve Başbakanı tören alanında tutuklama düşünceleri hiçbir ölçü tanımadıklarının en temsil edici örneklerindendir.
21 Ekim 1961 Silahlı Kuvvetler Birliği cuntasının darbe protokolü ise seçimlerden bir hafta sonra darbe yapmayı amaçlıyordu. Böyle bir düşüncenin sahiplerinin Cumhuriyet ve hürriyet aşkından bahsedebilmeleri ise tek kelimeyle şaşırtıcıdır.
22 Şubat darbecileri bütün halkın, siyasetçilerin, basının ve polisin gözleri önünde '' Harbiyeli Aldanmaz'' parolasıyla, tam ondört ay yeni bir darbeyi hazırlamışlardır. 22 Mayıs 1963'deki bu kanlı teşebbüs de başarısız olmuştur.
Bu teşebbüste Harbiyeli öğrenciler Genelkurmay karargahına saldırmış, savaş uçakları da Harbiye’yi makinalı tüfekle taramışlardır. 6 kişinin öldürüldüğü, 30 kişinin yaralandığı, 151 subay ve 1450 harbiyelinin ordudan ihraç edildiği olayları takiben 6 kişi idama 29 kişi ömür boyu hapse mahkum olmuş, bunlardan Fethi Gürcan ve Talat Aydemir idam edilmişlerdir
Türkiye'de her ay için bu tür bir darbeler yazısının yazılabilmesi sizce de üzücü değil midir?
Devamını Oku
17 Aralık 2025 Çarşamba - 11:15
Devamını Oku
16 Aralık 2025 Salı - 08:51
Devamını Oku
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:46