
İtiraz edince cezası idama dönen mebuslar, kolonya fiyatına kızıp Elazığ'a sürülen eczacılar... İstiklal Mahkemeleri'nde yaşananlar gerçek mi, yoksa bir kara mizah mı? Tarihin en tartışmalı mahkemelerinden akılalmaz sahneler!
Son Güncelleme: 27 Aralık 2025 Cumartesi - 10:42 | GDH Haber
İstiklal Mahkemeleri, Birinci Meclis döneminde yasama, yürütme ve yargı yetkilerini uhdesinde barındıran, güçler birliğinin bir ürünü olan, Meclis içinden milletvekillerinin hakimlik yaptığı, temyizi olmayan, olağanüstü ve siyasi bir mahkemedir. Fransız Devrimine özenmenin ve henüz devlet teşkilatının oturmamasının bir ürünü olarak ortaya çıkan İstiklal Mahkemeleri, zamanla CHP'nin rakiplerini tasfiye etme, hatta ortadan kaldırmanın bir aracına dönüşmüştür. Bir çok kişinin canını yakan, ocağını söndüren, perişan eden bu mahkemelerin kararlarının yarattığı tahribatın hala giderilmemiş olması büyük bir eksikliktir. Şimdi bu mahkemelerin traji-komik hikayesini anlatan enstantanelere geçebiliriz.
Pencereden Kaçan Mahkeme Heyeti
Mahmut Goloğlu anlatıyor...
Kazım Karabekir Paşa sorgusunda: "Bir parti kurmak düşüncesinde değildim. Fakat karşı taraf bırakmadı. Memleket hizmetinden kaçıyormuşuz gibi durumu aleyhimize çevirmek istiyordu. Terakkiperver Parti bu etkenlerle doğdu." Mahkeme Başkanı Ali Beyin "Bence memleketin böyle partilere tahammülü yoktur" demesi üzerine de, "Ben ters düşüncedeyim. Memleket demokrasiye layıktır. Millet anlayışlıdır." Dedi ve sözlerine şunları ekledi: "Parti kurdurmamak hükümetin elinde idi. Oysa ki kurulurken cesaret verenlerin başında hükümet vardı."
Çeşme'de bulunan Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşanın bu sözlerini duyunca çok sıkıldı ve böyle bir konuşmaya müsaade ettikleri için de İstiklal Mahkemesi’ne kızdı. Mahkeme Kurulu'nun Çeşme'ye getirilmesini emretti. O gece verilecek baloya çağrılmak bahanesiyle, İstiklal Mahkemesi Çeşme'ye getirildi. Mustafa Kemal Paşa onları, balo salonunun yanındaki bir odaya aldı ve çok sert bir şekilde azarladı. Mahkeme Kurulunun arık baloda kalacak hali kalmadı. Mustafa Kemal Paşanın önünden geçip gitmeye de cesaret edemediler. Pencereden atlamak suretiyle ancak dışarı çıkabildiler ve kimseye görünmeden İzmir'e gittiler.
On Seneye İtiraz Edince İdam Edilenler
Ali Fuat Cebesoy anlatıyor...
İstanbul Mebusu İsmail Canbolat Bey, hepimizin kolayca işitebileceğimiz bir sesle:
-Ben tekrar mahkeme huzuruna çıkacağım...dedi. Bana haksızlık yaptılar. Kendimi müdafaa edeceğim. Ben on sene sürgün cezasına müstehak değilim. Hakkımı arayacağım. Arkasından Sivas Mebusu Halis Turgut Beyin de itirazı yükseldi. O da on sene sürgün cezasına çarptırılmıştı.
Heyecan göstermekte haklıydılar. Fakat her şeyi zamana bırakmak daha iyi olacaktı. İkisine de fikrimi söyledim:
-Siyasi mahkumiyetler zamanla halledilir. Acele karar verip hemen harekete geçmeyiniz...dedim.
Dinlemediler.
-Töhmet altında yaşayamayız. Kendimizi müdafaa edeceğiz diye fikirlerinde ısrar ettiler.
Az sonra mahkeme mübaşiri içeriye doğru bağırdı:
-Kendilerini müdafaa edecekler buyursunlar!
10 sene sürgün cezasının ağırlığına tahammül edemeyen ve bunun için tekrar mahkemenin huzuruna çıkan bu iki arkadaşa verilen yeni ceza korkunçtu:
İdam.
Hüküm, diğerleriyle beraber o gece sabaha karşı yerine getirildi.
Üç sene Kalebendlik Sevinç Yaratıyordu
Zekeriya Sertel anlatıyor...
Kollarımızı sallaya sallaya mahkemeden çıktık. Bir arabaya bindik. Sevine sevine hapishaneye döndük. Hüseyin Cahit'le, Ata Çelebi bizi kapıda merakla bekliyorlardı.
-Ne oldu, nasıl geçti? Dediler.
-Darısı sizin başınıza, dedik.
-Ne o beraat mi ettiniz?
Ölüm beklerken üç sene kalebent cezası bize öyle hafif gelmişti ki, onlara da aynı cezanın verilmesini diler olmuştuk.
Avukatlığa Gelen Sanık Oluyordu
Halikarnas Balıkçısı anlatıyor...
Mahkeme heyeti yerini aldıktan sonra Karadeniz kıyısının bir yerinden muhakeme edilmek üzere yedi sekiz kişiyi mahkeme huzuruna getirdiler. Bu sanıklar, müdafaaları için, bulundukları yerin en anlı sanlı avukatlarından dört beşini tutmuşlar, onlara yerlerinde vekaletnameler vermişlerdi.
Avukatların vekaletnamelerini Mahkemeye sunması üzerine:
Hakim, yani Afyon milletvekili Ali Bey, "Vay sen misin gele?" dermişcesine, "Bunlar nedir?" diye sordu. Onlar da, "Vekaletname efendim" dediler. Ali Bey, "Ha, öyle mi? Siz de sanık olarak muhakeme edileceksiniz?" deyince avukatlarda şafak attı.
Şark İsyanının Sebebi Kolonya Fiyatı mı?
Gazeteci Ahmet Emin Yalman anlatıyor...
Mahkeme üyelerinden biri, Sirkeci'de bulunan Beşir Kemal Eczanesinin kendisine bir şişe kolonyayı pahalı fiyata verdiğinden şikayet etti ve bir takım Arapların iktisadi işlerde hakim roller oynamasına kızdığını söyledi. Derhal karar verildi. Bahsi geçen şahısların Şark İsyanıyla ilgisi görüldüğü gerekçesiyle Elazığ'a getirilmesi kararlaştırıldı.
Adamlar şaşkın geldiler. Durumlarının ıslahının çaresi, bir takım hayır işlerine yardımlar vermek olacağı kendilerine anlatıldı. Bu tavsiyelere uydular ve bir müddet sonra serbest bırakıldılar. Arada Hususi menfaatin de rolü olup olmadığını bilmiyorum, gözümle bir şey görmedim, kimsenin günahına giremem.
Devamını Oku
26 Aralık 2025 Cuma - 12:17
Devamını Oku
25 Aralık 2025 Perşembe - 14:10
Devamını Oku
24 Aralık 2025 Çarşamba - 12:42