
Serbest Fırka’nın kurulmasıyla kimi muhalif çevreler de, serbestlik havasından teneffüs etmek amacıyla siyaset ve matbuat dünyasında boy göstermişlerdir.
Son Güncelleme: 02 Eylül 2025 Salı - 09:46 | GDH Haber
Giriş
Tek parti döneminde Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurulmasıyla, 1930 yılı içerisinde rejimin bürokratik karakterini aydınlatacak tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmaların Fethi Okyar- İsmet İnönü arasında olanları kamuoyuna mal olurken kimi mahalli tartışmalar unutulmuştur.
Halbuki konunun taşra boyutu, problemin ne kadar derin olduğunu ve taşradaki bürokratik tahakkümü de net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Muhalif Bir Adam, Bir Fırka
Serbest Fırka’nın kurulmasıyla kimi muhalif çevreler de, serbestlik havasından teneffüs etmek amacıyla siyaset ve matbuat dünyasında boy göstermişlerdir. Bunlardan Abdülkadir Kemali Bey, ll. Meşrutiyet döneminden beri siyasetin içinde olan ve Milli Mücadeleye katılmış demokrat, hürriyetçi bir muhafazakardır.
Meşhur edebiyatçı Orhan Kemal’in babası olan Abdülkadir Kemalî Bey, Ahali Cumhuriyet Fırkası'nın naşiri efkarı olarak çıkan Ahali gazetesinin 26 Ekim 1931 tarihli nüshasındaki başyazısında, günün en mühim meselesinin "memur mesuliyeti" meselesi olduğunu ifade ederek, halkın memurların kasıtlı ve hatalı hareketlerine karşı doğrudan doğruya mahkemeye gidebilmesine imkân veren bir kanun yapılmasını teklif etmektedir.
Memurlar böylece hükümetin idarî otoritesi imtiyazından çıkacakları için, halkın şikâyeti üzerine mahkemede hesap vereceğinden "memurda mesuliyet korkusu" artacaktır. ACF’nın programında da memur sayısının ve masraflarının azaltılması yer almış olması bu bakımdan manidardır.
En Mühim Mesele: “Memur Mesuliyeti”
"Memur mesuliyeti" meselesinin memleketin en mühim meselelerinden sayılması dikkat çekicidir. Siyasî iklim bu tarihte henüz sertleşmediğinden, Abdülkadir Kemalî Bey'in bu teklifi, kendisine mesafeli bakan hükümet yanlısı Türk Sözü gazetesinde dahi soğukkanlılıkla tartışılabilmiştir.
Başyazar Baha Tonguç, kendisinin de öteden beri, özellikle halkı ilgilendiren yerlerde bulunan, devlet memurlarının sorumluluk korkusunu hissetmeleri hususunu düşünmekte olduğunu yazmıştır. Tonguç Bey memurlarda sorumluluk korkusu yaratabilmek için, bugünkünden daha kısa ve etkili yollar bulmak gerektiğini, ancak Kemalî Bey'in önerdiği yolun da başka sakıncalar doğurabileceğini iddia etmektedir.
Bu sakıncalar işlerin aksamasına ve kanuna göre değil, keyfe göre işlemler yapılmasına, hükümet işlerinde karışıklık ve anarşiye sebep olabilir. Bu yüzden "memur mesuliyeti" daha kısa ve etkin yollardan kaldırılabilmeli ama bu yetki, "milletin idarî vekâletini haiz hükümete ait olmalıdır." İdarî yapının işleyebilmesi için onu idare edenlerin yetkileri de kabul edilmelidir.
Muhalif Yeni Adana'nın başyazarı Tevfik Bey de bir yazısında "memur mesuliyeti" konusuna değinmektedir. Tevfik Bey'e göre yüksek idare amirlerinin memurlara mesuliyet korkusu telkin ederek kanunların uygulanmasında şahsî yorumların önüne geçmeleri gerekmektedir.
Gazi ve İsmet Paşa Memurları Koruyor
Memurlar aleyhindeki bu hava ve Gazi'nin seçim kararı alınmasıyla beraber mebus maaşlarının da beşyüz liradan üçyüzelli liraya indirilmesi hakkındaki teklif dolayısıyla memur maaşlarında da bir indirim yapılacağı söylentileri üzerine Başvekil İsmet Paşa'nın yaptığı açıklama kayda değerdir.
İsmet Paşa başvekil olarak memur maaşlarının indirileceği haberlerini yalanlamak suretiyle, CHF'nın ve hükümetin temel dayanak noktalarından bürokrasiye sahip çıkmaktadır.
Beyanatta dikkat çeken bir başka nokta da, mebus maaşlarındaki kısıntının hükümetin teklifiyle değil, "Gazi hazretlerinin ilhamlarıyla bizzat mebuslar"ın teşebbüsüyle gerçekleştiğinin altının çizilmesidir.
İsmet Paşa'nın bu beyanından önce Gazi, bürokrasiyi eleştirenlere çok sert bir cevap vermiştir. Bürokrasiyi ve özellikle de öğretmenleri, CHF politikalarını takip etmeleri için uyarmıştır.
Konya'da da askerî bürokrasiyi öven ve başka ülkelerde ilerlemeye ordular karşı çıkarken, Türk ordusunun ilerlemek isteyen milletin önünde bir önder olduğunu söylemiştir. Elbette eleştiriler de savunma ve övgüler de boşuna değildir.
Muhalefet bürokrasinin yani zor unsurunun geriletilmesine çalışırken, CHF da rıza yoluyla ikna edemediğinde, "zor" yolunu kullanabileceğini ihsas etmektedir.
Üretici Sınıflara Karşı Memur Körlüğü ve Vergi Zulmü
Gazi'nin bu nutuklarından önce, yurt gezilerinde Adana'ya gelişinin ertesi günü Yeni Adana'da yer alan bir yazı, hükümete ve artık tek parti olarak kalan CHF kadrosuna yönelik eleştiriler içermektedir. Yazı, Gazi'nin Adana'ya gelişi dolayısıyla Adana iktisadiyatı üzerine hazırlanan raporu kimlerin hazırladığı üzerine kaleme alınmıştır.
Yeni Adana'nın başyazarı Tevfik Bey'e göre, Adana'nın yaşadığı iktisadî buhranın sebepleri ve üreticilerin ihtiyaçları üzerine bir rapor düzenleme düşüncesinin yerindedir, fakat bu raporu hazırlayacak kişilerin hakiki durumu bilmeleri gerekmektedir.
Buna karşılık raporu hazırlayacak kişiler arasında iktisattaki buhranı bizzat işinde hisseden üreticiler yoktur, memurlar içinde başarısız kişiler ve banka müdürleri vardır ki, bunların da hakiki durumu ve ihtiyaçları tespit kabiliyeti yoktur.
Tevfik Bey'in raporu hazırlayacak kişiler hakkındaki değerlendirmesi olumsuzdur, kendi ifadesiyle "Derme, çatma fikir ve kanaatlerin mahsulü olacak bir rapor hiçbir zaman müstahsili ve iktisadî düşkünlüğü tatmine medar olamaz."
Adana'daki memur şikâyetlerinden birkaç örnek daha verelim. Yeni Adana gazetesinde hükümet dairelerinden alacağı olan kişiler, polisler tarafından hiçbir izahat yapılmadan, adeta suçlu gibi bu dairelere götürüldüğünden şikâyet edilerek, konuyu ilgili kişiye haber verdiğinde polisin işinin bittiği, böyle kişilere mahkeme davetine uymayan suçlular gibi davranılamayacağı ifade ediliyor.
İkinci örnek, daha somut ve resmî raporlarda da kendisinden şikâyet edilen Adana Defterdarı Talât Bey'dendir. Yeni Adana gazetesine göre Adana Defterdarlığı bir hayvandan sadece bir tür vergi alınabilirken, iki türlü vergi almıştır: Hem sayım hem de kazanç vergisi.
Gazi Adana'ya geldiğinde ise şikâyet olmasın diye, sayım ve kazanç vergisine ait makbuzlar maliye memurları tarafından "para sizden yanlışlıkla alınmış, paralarınız geri verilecek" diye toplanmıştır. Gazi gittikten sonra da paralar değil makbuzlar iade edilmiştir.
Adana Defterdarı hakkındaki bir başka şikâyet konusu da Aşikyan Fabrikasını sekiz taksitle ödemek üzere satın alan kişilerin, diğer taksitleri gününde ödeyemeyince, Defterdarlık mahkeme hükmü olmadan ihaleyi feshetmesi ve fabrikadaki bin çuval unu haczettirmesi üzerinedir.
Daha sonra iki yüz çuval un fabrikaya iade edilirken, unlar görevli bekçiye değil, sorumluluğu olmayan bir kişiye teslim edilmiş ve bu arada fabrika yanmıştır. Durumu inceleyen Maliye Bakanlığı'nın yaptırdığı inceleme sonucunda Defterdar Talât Bey'le millî emlaktan iki kişinin muhakeme edilmeleri kararına varılmıştır.
Sonuç
1930’daki çok partili hayat denemesinin ana konusunu teşkil eden memur zulmü, Serbest Fırka’nın ve ona eklenen Ahali Cumhuriyet Fırkası’nın yanında matbuat tarafından da eleştirilmiştir.
1930 Belediye seçimlerinin de temel tartışma konusu bu memur ve vergi zulmü olmuştur. Bu tartışma ve eleştirilere rağmen, memur tahakkümü seçim sürecindeki baskılar ve sandıklardaki yolsuzluklarla da kendisini göstermeye devam etmiştir.
Bürokrasinin baskıları sonucu seçim sonuçları değiştirilerek, Serbest Fırka CHF karşısında mağlup ilan edilmiştir. Bu durum kendisine “Fırkamız seçimlerde başarılı oldu” şeklinde aktarılınca Mustafa kemal Paşa, kendimizi kandırmayalım seçimleri, CHF değil idare ve jandarma fırkası kazandı diye gerçekçi bir şekilde cevap verecektir.
Seçimlere müdahale etmeyerek Serbest Fırka’nın kazanmasına izin veren Samsun valisi görevden alınırken, Silifke vilayet merkezi olmaktan çıkarılacaktır.
Serbest Fırka’ya katılanlar ömürleri boyunca şikayet ettikleri memurlar tarafından düzenlenen istihbarat fişlerinin mağduru olurken, Abdülkadir kemali Bey ancak Beyrut’a kaçarak kendini kurtarabilecektir. Memur tahakkümü ise 14 Mayıs 1950’ye kadar sarsılmadan, hatta artarak devam edecektir.
Devamını Oku
14 Aralık 2025 Pazar - 10:46
Devamını Oku
13 Aralık 2025 Cumartesi - 08:55
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 09:19