
Terörün sona ermesi için siyasi partilerin ve seçilmiş iktidarın inisiyatif sahibi olmasının demokrasi bakımından önemli bir eşik olduğunu hatırlamalıyız. Türkiye bu eşiği, bürokratik vesayet sistemini tasfiye ederek atlayabildi.
Son Güncelleme: 22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:28 | GDH Haber
Terörsüz Türkiye projesinde siyasi partilerin TBMM’de kurulan Komisyona verdikleri raporlar tartışılıyor… Bu tartışmalara geçmeden önce, Türkiye’nin terör gibi bir temel meselesinde terörün sona ermesi için siyasi partilerin ve seçilmiş iktidarın inisiyatif sahibi olmasının demokrasi bakımından önemli bir eşik olduğunu hatırlamalıyız. Türkiye bu eşiği, 27 Mayıs darbesi sonrası kurulan 12 Mart darbesiyle güçlenen ve 12 Eylül darbesiyle tahkim edilen bürokratik vesayet sistemini tasfiye ederek atlayabildi.
Vesayet Sisteminin tasfiye sürecinde bir çok aktörün katkısı olmakla beraber, bu tasfiyenin esasının ve tamamlanmasının AK Parti eliyle olduğu açıktır. Devlet içindeki ikiliğin sona ermesi, devletin seçilmiş siyasi iktidar tarafından yönetilmesi neticesinde gerçekleşen reformlar, sivilleşme ve demokratikleşme sayesinde Türkiye’nin temel meselelerini seçilmiş siyasetçilerin ve siyasi partilerin çözeceği oyunun kuralı haline geldi.
PKK, AK Parti’nin 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra hayata geçirdiği demokratikleşme reformları ve bürokratik vesayetin tasfiyesi karşısında bir şaşkınlık yaşadı. Bu şaşkınlığı önce bir aldatmaca olarak takdim etmek isteyen PKK, böyle olmadığını anladığında ise böyle olması için şiddete dönmek ve AK Parti’nin bürokratik vesayete teslim olmasını sağlamak istedi. PKK/ DEM çizgisinin bu tarihi sicilinin kendiliğinden değişmediğini unutmamak lazım… Bu değişim arkasında Türkiye’nin müşterek milli kimliğinin, demokratik yönetiminin ve devlet kapasitesinin olağanüstü etkisi vardır.
PKK’nın feshedilme kararından önceki cari mantığını veya durum muhakemesini, onların en azından bir kanadının bakış açısıyla özetlemek yerinde olacaktır. PKK’nın bu dönemdeki öncelikli hedefi, AK Parti’nin diğer siyasi partilere benzetilerek bitirilmesidir:
“Devletin, Kürtlerin olmadığı şeklindeki resmi Kürt politikası iflas etmiştir. Devlet şimdi bireysel haklar temelinde bir hürriyetler tanınması, PKK’nın uluslararası (ABD, Avrupa Birliği, Irak vs.) güçlerin yardımıyla tasfiyesi ve PKK dışındaki Kürtlerle sorunun çözümü çizgisine gelmiştir. Ancak devletin, yani asker-sivil bürokrasinin bu yeni politik çizgiyi hayata geçirecek gücü ve meşruiyeti sınırlıdır. AK Parti, bütün Türkiye’yi ve bölgeyi de güçlü temsil kabiliyetiyle bu planın ikna ve icrasında asker-sivil bürokrasinin vazgeçemeyeceği müttefikidir. AK Parti’nin Kürt sorununa yönelik ‘demokratik açılımının’ amacı budur; yani devlet projesinin hayata geçirilmesidir. Esasen AK Parti, ideolojik hasımlığa rağmen devletçe kapatılmıyorsa bu misyonu yüzünden kapatıl(a)mamaktadır. PKK, bu planı bozmak için AK Parti’yi bitirecek ölçüde bir savaşa girmelidir. 2010 bu bakımdan kritiktir.”
Görüldüğü gibi PKK siyasetin inisiyatif almasına karşıdır ve siyasi aktörleri bürokrasinin basit aparatları olarak görmekte ve böyle olması için de terörü bir yöntem olarak kullanmaktaydı… Bu şekilde darbe ve vesayetin bir kan bankasına dönüşen PKK, Türkiye’nin kendi meselelerini demokratik bir şekilde çözmesinin önündeki temel engellerden birine dönüşmüştü.
Devamını Oku
25 Aralık 2025 Perşembe - 14:10
Devamını Oku
24 Aralık 2025 Çarşamba - 12:42
Devamını Oku
23 Aralık 2025 Salı - 08:00