Türkiye ve Dünya: Jeopolitik, ittifak, siyaset ve ideolojiler değişirken…

Bir önceki Almanya Şansölyesi Ukrayna savaşı dolayısıyla söylediği dünyadaki jeopolitik deprem, artık jeopolitik paradigmayı yeniden tayin edecek noktaya geldi. Bunu en son ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesinde yeniden gördük. Bu belgeyle ABD’nin ll. Dünya Savaşı sonrasındaki jeopolitik, ittifaklar, siyaset ve ideolojiler hasılı bildiğimiz dünyanın değiştiğini görüyoruz. Bunları önümüzdeki yazılarda teferruatlarıyla tartışacağız. Bu değişimin Türkiye’yi ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeyi de paradigma seviyesinde dönüştürmesi kuvvetle muhtemel…

Türkiye dünya ölçeğinde jeopolitik paradigma değişmeden tarih tecrübesi, devlet aklı ve Türkiye’nin uğraştığı somut meseleler sayesinde bir çok ülkeye göre hazırlıklıydı. Ancak yine de jeopolitik deprem ve paradigma değişimi öyle büyük ki, Türkiye’nin bu durumdan etkilenmesi ve yeni tedbirler alması kaçınılmaz. Siyaset, medya ve aydınlar maalesef bu meseleyi bütün gerçekliğiyle tahlil, teşhis ve tedbir almaktan uzak… Meseleye iktidar ve idarenin dışında katma değer katkısı yapıldığını göremiyoruz.

Türkiye’nin sıcak meselesi, Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge projelerinin birbirini besleyecek şekilde tamamlanması… Suriye’nin SDG bölgesini de entegre edecek şekilde bütünleşmiş ve normalleşmiş bir ülkeye dönüşmesi ve nihayet İsrail’in bölgeyi kaosa sürükleyecek saldırganlığınım sona erdirilmesi… Bütün bunları dünyadaki ve bölgedeki jeopolitik değişimle çok yakından ilişkili olduğu çok açık…

Terörsüz Türkiye Bahçeli’nin ifade ettiği ve Erdoğan’ın talimatıyla hayata geçen sade formül mecrasında ilerlerken bu formülün bozulması için yoğun bir kampanyanın yürütüldüğü görülüyor. Önce Bahçeli’nin sade formülüne dönelim.

DEM Parti aracılığıyla PKK’nın kurucu ismi PKK’ya kendini fesih çağrısı yapacak, PKK da bir kongre toplayarak kendini feshedecek… Bunlar olurken herhangi bir siyasi talep ve pazarlık olmayacak, hiçbir yabancı devlet bu sürece müdahil olmayacak…

Bu sade formül hayata geçti… Bu sade formülün beş aşamada tamamlanması öngörüldü. İlk olarak PKK’nın kurucu ismi PKK’nın kendini feshetmesini istedi. İkinci olarak PKK kongresini toplayarak fesih kararı aldı. Üçüncü olarak PKK’nın fesih ve tasfiyesi gerçekleşecek. Dördüncü olarak PKK’nın feshi ve tasfiyesi için bir hukuki çerçeve oluşturulacak. Beşinci aşamada ise terörün 50 yıldır meydana getirdiği tahribat rehabilete edilecek…

Şimdi üçüncü ve dördüncü aşamanın birlikte hayata geçebileceği bir döneme gelindi. O yüzden de sade formülü sulandırmak ve işlemesini engellemek için bir kampanyanın yürütüldüğü görülüyor. Bunların bir kısmı işin tabiatındaki zorluklardan kaynaklanıyor. Ancak örgütün, partinin ve farklı bölücü siyasi hareketlerin etnik talepleri araya sokma gayretleri, sosyalist grupların direnci, yurt dışından etnik hareketlerin Suriye üzerinden tahrikleri, sürece CHP’nin yolsuzluktan yargılanan İmamoğlu ve çevresini kurtarma çabaları, bu süreç üzerinden Türkiye siyasetini ve bazı partileri tanzim etmek isteyen iç ve dış çevrelerin hesapları, bilhassa İsrail’in bunun yanında Fransa ve İran’ın tahrikleri…

Türkiye şimdi bütün bunlardan etkilenmeden başlangıçtaki sadelikte formülü uygulamaya çalışıyor… Türkiye bunu başarırsa siyaset dar bir patikadan veya köprüden geniş ve verimli bir platoya ulaşacak… Böylece 50 yıllık terör, 150 yıllık dağılma ve çözülme döneminin tahribatı aşılarak Türkiye meselelerini terör ve bölünme korkularını aşmış olarak serbestçe tartışabilecek…Türkiye bunu başardığında dünyadaki jeopolitik paradigma değişikliği başta olmak üzere her konuda kendini yenileme ve reform işlerini çok daha sakin, kuşatıcı ve ortak akılla yapabilecek…