
Yalova’da DEAŞ’a karşı verilen mücadelede şehit düşen kahramanlarımızın kanı yerde kalmıyor. Ancak asıl soru şu: DEAŞ neden tam da Türkiye ve Suriye’nin terörü tasfiye etmek için anlaştığı bir dönemde yeniden harekete geçirildi?
Son Güncelleme: 29 Aralık 2025 Pazartesi - 14:15 | GDH Haber
Terör maalesef yeniden gündemde… Türkiye’nin birçok yerinde DEAŞ’e yönelik operasyonlar yapılıyor. Yalova’daki operasyonda DAEŞ teröristlerinin güvenlik kuvvetlerine silahlı mukavemeti neticesinde 3 polis şehit oldu, 8 polis ve 1 bekçi yaralandı; 6 terörist ölü ele geçirildi, 5 şüpheli de gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya yaptığı açılamada DEAŞ’a karşı son zamanlarda yürütülen operasyonları şöyle açıkladı:
“Bu kapsamda; son bir ay içerisinde, DEAŞ terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonlarda 138 şüpheli tutuklanmış, 97 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı uygulanmıştır. Bu kararlılığın bir devamı olarak; bu sabah, 15 ilimizde, 108 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenlenmiştir.”
Yalova’daki terörist saldırı, Türkiye’nin Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge projelerinin hem ne kadar isabetli olduğunu hem de belli çevrelerine kadar rahatsız ettiğinin yeni bir göstergesi…
Dünyada muazzam bir jeopolitik ve ideolojik alt üst oluş yaşanıyor. Jeopolitik ve ideolojik mücadelede maalesef belli başlı bazı ülkeler terörü yöntem, terörist örgütleri de gizli vekil veya siyasete müdahale aracı olarak kullanabiliyorlar. Burada özellikle DEAŞ örgütü öne çıkıyor. DEAŞ özellikle Irak ve Suriye’yi hedef alan bir örgüt olarak ortaya çıktı, bugünlerde Afrika’yı hedef alıyor. Örgütün Irak ve Suriye’ye yabancı müdahaleyi meşrulaştıran, meşru muhalefeti lekeleyen ve PKK / PYD’yi meşrulaştıran bir tarihi var. Türkiye’ye yönelik saldırıları Türkiye’deki etnik ve mezhebi fay hatlarına yönelik hedefler beslediğini ortaya koydu. DEAŞ faaliyetlerinin zamanlama ve mekan seçimi şaibeli bir profile sahip. Bu haliyle bazı devletlerin istihbarat örgütlerinin yönlendirmesiyle saldırlar yaptığı yönünde yaygın bir kanaat var.
Bu bağlamda Türkiye ve Suriye’nin SDG / PYD / YPG’nin tasfiyesi ve Suriye devletine entegrasyonu için yürüttüğü görüşme ve baskılarını arttırdığı bir dönemde, DEAŞ’ın yenden harekete geçmesi “manidar”… Suriye’de bir Şii Camisinin hedef alınması ve Türkiye’de yılbaşında eylemler yapacağına ilişkin iddialar, PYD / YPG ve İsrail’in DEAŞ’ı kullanarak bölgedeki istikrarı bozmak ve PYD üzerindeki baskıları azaltmak amacına matuf olabileceği düşüncelerine kapı aralıyor.
ABD’nin DEAŞ ile mücadeleyi SDG / PYD ile beraber yapması, DEAŞ’lı bir çok militan ve ailesinin SDG / PYD kontrolünde olmasına yol açtı. Bir terör örgütüyle mücadeleyi başka bir terör örgütü ile işbirliği yaparak yürütmek Türkiye’nin baştan beri itiraz ettiği bir modeldi. SDG / PYD’nin kendini meşrulaştıran DEAŞ’ın belli bir militan kesimini elinde tutması ve bu kadroyu kendi istediği istikamette kullanma imkanına sahip olması, bölgedeki istikrarı tehdit eden temel problemlerdendir. ABD bu konuda Suriye hükümeti ile anlaşması, İsrail ve SDG / PYD’nin elindeki önemli kozlarından birin elinden aldı. Birkaç hafta önce Suriye’de DEAŞ üzerinden ABD askerlerine yönelik saldırıya rağmen ABD, İsrail ve SDG / PYD’nin oyununa gelmeyerek Suriye’nin DEAŞ ile mücadelesini övmüştü. Ancak bundan sonra DEAŞ’ın Suriye’de Şii Camisine saldırarak Suriye’deki Şii ve Nusayrileri tahrik etmeye çalışması, İsrail ve SDG / PYD için DEAŞ’ın hala kullanışlı bir örgüt olduğunu herkese hatırlattı.
Türkiye, bütün bu gelişmeleri yakından takip ederek güvenlik perspektifini elden bırakmayan bir kararlılık sergiliyor…Türkiye’nin Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge projelerindeki haklılığı, bu gelişmelerle teyit edilmiş oldu. Türkiye bölgeyi terör üzerinden istikrarsızlaştırma, etnik-mezhebi-dini bölünme ve yabancı müdahalesine yol açmaya yönelik gayrı nizami harp yöntemlerine karşı tedbirli olmak ve bölge ülkeleriyle işbirliğine devam etmek mecburiyetinde. Türkiye’nin güvenlik, istihbarat ve savunma alanındaki reform ve kararlılığının ne kadar doğru olduğunu da bir kez daha görmüş olduk. Türkiye güvenlik tedbirlerinin yanında dini istismarına yönelik örgütlere karşı Diyanet İşleri Başkanlığı, eğitim kurumları, medya ve sivil toplum üzerinden önleyici ve rehabilite edici entegre bir mücadele vermek zorunda… Türkiye güvenlik tedbirlerini bu şekilde siyasi, sosyal, dini perspektifle tahkim etmek durumunda…
Devamını Oku
28 Aralık 2025 Pazar - 08:00
Devamını Oku
27 Aralık 2025 Cumartesi - 10:42
Devamını Oku
26 Aralık 2025 Cuma - 12:17