Sivasspor forması ve lümpenler

Westfalen Stadyumu tribünlerini dolduran insanımız, Almanya’nın bu en meşhur stadını Dolmabahçe Stadına çevirirken sizler neler hissettiniz bilemem. Hele maç sonunda çalan Ayten Alpman şarksının sizde bir şeylere tekabül edip etmediğini tahmin dahi edemem.

Ancak, bir yandan tahassüsle izlediğim bu görüntünün bende oluşturduğu öfkeyi ve sevk ettiği düşünceleri sizlerle paylaşabilirim. Dinlemek isteyenler refakat buyursun lütfen.

Paralel toplumlar olarak yan yana yaşadığımız hem kel hem fodullar toplumunu özetlememi isteseler bendenizden kısaca

“Hiçbir özlemi olmayan muhterislerin; özlemlerle dolu insanların kuyruğuna teneke bağlama hevesiyle kendinden geçtiği, Sodom ahalisindem daha Sodomlu, Gomore ahalisinden daha Gomoreli saçma sapan bir güruh”

derim.

En insani duruşlarını, zaaflarının kendilerini duçar ettiği acz anlarında gördüğümüz, bu durumdan çıkınca yine umursamaz, bencil; kibirli ama cahil hallerine tahammül etmek zorunda kaldığımız bu güruhtur bu.

Hasret çekmek nimetiyle semirtilmemiş gönülleri, çok az sayıda insani hazla merzuk olmuş olduğu için, ancak kendi cinsinden mankurtlarla hemdem olarak tatmin olabiliyor. Mütemadiyen memnuniyetsiz, iddialı, egolu, mutmain olma becerisi olmayan bu tiplere her gün denk geliyorsunuzdur.

Elbette birlikte yaşamıyorsunuzdur, zira bunlar bizim paralel toplumumuz. Bizler bunların yanında yaşıyoruz, lakin kat’a bunlarla birlikte yaşamıyoruz. Her türlü beraberlikten bu gibilerle, Allah’a sığınırım.

Ve inanın bana, hasret çekmeyi beceremeyen, rikkat nedir bilmeyen bu kimselerin bu memleket hakkında en ufak niyazları, vatan-millet selametine en ufak garazları yoktur. Aksine sevmezler, irkilirler bu topraklara ait herhangi bir değerin şulesini gördüklerinde.

Türkiye-Gürcistan maçının 87-88 dakikalarında, tribünden bir kesit gösterdi maçın yayın yönetmeni; üzerinde Sivasspor forması el sallıyordu abiler kameraya. “Almancı” diye sizin hem kel hem fodul lümpenlerin hakir gördüğü abilerimiz.

Kim bilir Almanya’nın, Avusturya’nın hangi şehrinde mukimler. Her sene izne geldikleri Türkiye’ye, bu yıl milli takım ayaklarına geliyor diye gelmeyen, yahut geç gelecek olan abiler… tam o abiden yola çıkarak Avrupa’daki insanımızı düşünüyordum ki Kerem üçüncü golü attı. Ben yine o abilerden gördüm tribünlerde…

“Bunlar yurtdışında yaşıyor zaten, oy kullanmasınlar”

dedikleri abileri gördüm. Bana kalırsa bir tek bu abiler oy kullansınlar. Hasretiyle yandıkları şeyle aralarındaki gönül ilişkisi onları bu hususta memleketin kel ve fodullarından daha fazla rey sahibi kılıyor.

Ne bileyim; münbit tarlalarından, bağlarından önlerine gelen mahsülleri bu memleketin, kalplerinde vatana millete muhabbet olarak bir aksi çıkmayan lümpenler memleketin ahvali hakkında fikir beyan edecek, bu abiler etmeyecek… Vicdanınıza değil aklınıza havale edelim bu durumu, kabul ediyor mu aklınız?

Bu mevzuda söylenecek başka şeyler de var, lakin mevzunun mecraını başka merkeze çekmeyelim. Zor bahistir, burada keselim.

Hayırlı bayramlar dilerim…