
Son dönemde memlekette mantar gibi stand-up’çılar türedi. Komik olduğuna inanan herkes sahneye çıkıyor; gösterilerinin ana temasıysa genelde cinsellik ve din. Sövmek, cinsel hayatı abartmak ve dini kavramlarla alay etmek artık bu gösterilerin değişmez unsuru.
Son Güncelleme: 20 Ekim 2025 Pazartesi - 09:30 | GDH Haber
Bu son zamanlarda mantar gibi stand-upçı türedi memlekette. Komik olduğuna inanan ve bunu bir şekilde pazarlayabileceğini düşünen hemen herkes sahneye çıkıyor ve bunların gösterileri aşağı yukarı iki ana özne üzerine inşaa ediliyor: cinsellik ve din. Anlamlı-anlamsız sövmek, cinsel hayatlarını abartılı şekilde anlatmak, dini figürlerle-sembollerle-kavramlarla dalga geçmek bunlar açısından bir gösterinin olmazsa olmazı.
Kendilerince tabudevirencilik oynuyorlar ve bu kompleksli tutumu oldukça komik bulan bir kitleye hitap ediyorlar. Oysa hepimiz biliyoruz ki tabu böyle devrilmez.
11 Eylül sonrası dünyada İslamiyet’i eleştirmek, İslam değerlerine hakaret etmek; oldukça savunmasız ve saçma bir mahcubiyet sebebiyle yaranmaca hale gelmiş Müslümanlara karşı İslamiyet’i alay malzemesi yapmak hiç de alışılmadık bir şey değil.
Doğuda ve Batıda en kolay saldırılabilir özne olduğunu Varsaydıkları İslamiyet’e sürekli dil uzattılar, işitmediğimiz hakaret tipi kalmadı, batı başkentlerinde polis koruması eşliğinde Kur’an-ı Kerimler yakıldı ve Müslümanlar her zaman bu aşırılıklara karşı tahammül etmek durumunda kaldı.
Sakın 11 Eylül paradigmasının sonuna geldiğimizi düşünmeyin. Filistinli çocukların kanlarıyla satın aldıkları riyakar bir sempati var batı toplumlarında; her an ama ve fakat ile yıkılacak bir sempati bu zira karşısında İsrail var ve tam da bugünlerde Avusturya 14 yaşından küçük kız çocuklarına başörtüsünü yasaklayan bir kanun çıkarmaya hazırlanıyor.
Batı açısından hala tartışılması, tezyif edilmesi en doğal ve meşru değerler bütünü İslamiyet‘tir. Böyle bir ortamda İslamiyet’i, hadlerini fersah fersah aşarak alay malzemesi yapmak hiç de Tabu devirenlik falan değildir, o memesinden süt direndikleri küreselci abilerine yalakalık yapmaktır.
Cinselliğin de tabu olarak görülecek bir tarafı kalmadı. İlk mektep çocukları sizin-bizim duyduğumuzda ağzımız açık kalacak şeyleri konuşuyorlar. Reklam panolarından, internet reklamlarından, televizyon dizilerinden ve filmlerden cinsellik yağıyor insanların üzerine. Tabu denecek bir şey mi kaldı Allah aşkına?
Fakat bu çok komik olduğunu zanneden çocuklar hala neyle muhatap olduklarını ve karşılarında ne olduğunu anlayacak dünya okunmasına sahip olmamaları sebebiyle kendilerini “ sınırları zorlayan, yaratıcı karakterler” olarak pazarlamanın yolunu bu iki mecrada arıyorlar.
Karşımızdaki dini objeyileştirmeye yönelik bu kesif hevesi “blasfemi” olarak adlandırmak hak ettiğinden fazla değer vermek anlamına gelir. Bu önemli bir kısmı solculuk oynayan gençlerin kapitalist kültüre gönülden bağlılığının neticesi, ucuz bir metalaştırma, ahlaksız bir satış, ölçüsüz bir tüketimden ibaret basit bir haz ilişkisidir sadece.
Pazarlayacak şeyi olmayanların yaşlı teyzelerin komik videolarını pazarladı ölçüsüz bir tüketim şeklidir. Şimdi bile bile lades demeye bu kadar hevesli adamlar, bu saçma sapan heveskarlıkların karşılığında öfkelenen insanları görünce dinci agresyondan bahsediyorlar ve birden bire oldukça masum bir hal alıyor yaptıkları.
Oysa defalarca salağa anlatır gibi anlatılmış bir şeydir: hele tüm dünyada, Charlie Hebdo gibi kepazeliklerin, kutsal değerlerine hakaretin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, dünyanın dört bir tarafında kana akıtılanların Müslümanlar olduğu şu günlerde, canlı yayında Gazze’de yaşananları izlemek durumunda kalan insanlara, ellerinizdeki o boykot edilesi markanın kahve kutularını sallayarak şımarık şımarık dalga geçmeye kalkarsanız elbette öfkelenen bir kitle ile karşı karşıya kalırsınız.
Memlekette asıl tabu konularımız bellidir. Cesaretiniz varsa o konularda bir şeyler söylemeyi deneyin. Meşruiyetini batıdan alan esprileriniz inanın hiç komik değil ve tahammül edilebilir olmaktan çok uzakta.
Peki, sanat muhalif bir şey olmak zorundadır önermesinin neresine denk geliyor bu tutum? İlla muhalif olacaksınız, tüm dünyada adaletsizliği, kanı ve zulümü temsil eden abilerinize karşı muhalif olun. Olamıyor değil mi?
Türkiye’de sizleri ve sizler gibileri finanse eden büyüklerinizin icazet vermeyeceği bir şey bu. O halde onurdan, direnmekten ve özgür olmaktan bahsetmeyin zira bu hikaye ana mecraından sapalı çok oldu.
Devamını Oku
13 Kasım 2025 Perşembe - 13:05
Devamını Oku
12 Ekim 2025 Pazar - 14:06
Devamını Oku
04 Ekim 2025 Cumartesi - 07:00