19FortyFive: Trump'ın “Kissinger-in-reverse” stratejisi ve Atlantik ittifakının geleceği

Hem Rusya hem de Çin, Batı'nın parçalanmasını sonuna kadar sömürmeye hazır bir şekilde bekliyor. Trump'ın “Kissinger-in-reverse” stratejisi Atlantik ittifakının sonunu mu getirecek?

Son Güncelleme: 27.03.2025 - 19:17

19FortyFive: Trump'ın “Kissinger-in-reverse” stratejisi ve Atlantik ittifakının geleceği

ABD merkezli yayın organlarından 19FortyFive'da Trump'ın Rusya, Avrupa ve genel olarak atlantik politikalarının olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Trump yönetiminin Rusya-Ukrayna savaşına yaklaşımı, NATO ve ABD ile ilgili politikaları ve Rusya'ya karşı izledği stratejinin Batı'nın gücünü kırdığı tespiti yapılan analizde, Trump'ın “Kissinger-in-reverse” stratejisi ile Atlantik ittifakının geleceğini tehlikeye attığı belirtildi.

Analizde ayrıca; hem Rusya hem de Çin'in Batı'nın parçalanmasını sonuna kadar sömürmeye hazır bir şekilde beklediği ve yakın geleceğin Avrupa ve NATO ittifakı için büyük tehlikeleri beraberinde getireceği iddia edildi.

İşte 19FortyFive'da yayınlanan analiz:

ABD Başkanı Trump ve Zelenskiy arasında yaşanan talihsiz Oval Ofis görüşmesinden bu yana manşetler NATO'nun sonu, ABD'nin SACEUR görevini bırakacağı iddiası ve Avrupa'nın “NATO'da ABD'nin yerini alacak 5-10 yıllık bir plan” geliştirme çabalarıyla ilgili açıklamalarla dolup taşıyor. 

Transatlantik ilişkilerdeki bu eşi benzeri görülmemiş çalkantının özünde, ABD'nin Rusya ile ilişkilerinde temel bir değişim gibi görünen Ukrayna ateşkes müzakerelerinin daha geniş bağlamı yatmaktadır. 

Şu ana kadar müzakere sürecinin faydaları Moskova'nın lehine oldu. Zira Trump yönetimi Rusya'yı siyasi izolasyondan etkili bir şekilde çıkarırken, Ukrayna'ya uyguladığı baskıya kıyasla bu müzakere sırasında Rusya'ya önemli ölçüde serbestlik tanımaya devam ediyor.

Kiev'in otuz günlük bir ateşkesi kabul ettiği son turda Moskova'nın sadece Ukrayna'nın elektrik şebekesine saldırmaktan kaçınacağını açıklaması, ancak hemen ardından ülkedeki sivil hedeflere yönelik yeni bir saldırı turu başlatması, bu sürecin ne kadar çarpık hale geldiğini gösteriyor.

Bu politika değişikliğinin üçüncü bir unsuru da, yönetimin Avrupa ile ilişkiler söz konusu olduğunda, transatlantik ilişkilerin geleceğine dair soru işaretleriyle birlikte, göreceli olarak geri planda kalmasıdır.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un bir kez daha Avrupa'nın “stratejik özerklik” ihtiyacından bahsetmesi ve Almanya'nın yeni Başbakanı Friedrich Merz'in Avrupa'nın ABD'den bağımsız olma zamanının geldiğini ilan etmesi de Avrupa'nın önemli başkentlerine yardımcı olmuyor. 

Kısacası, Trump yönetiminin NATO ekosistemine yaşattığı şok karşısında Avrupalı en büyük müttefiklerin geleceklerinin artık Amerika'nın yanında olmadığına karar verme hızı, ittifakın geleceği için kötü bir işaret olarak giderek daha tehlikeli hale geliyor.

Eğer Washington transatlantik ilişkiler konusunda mevcut yörüngesinde ilerlemeye devam eder ve Brüksel, Berlin ve Paris de güvenlikleri söz konusu olduğunda ABD olmadan da yapabilecekleri gibi davranmaya devam ederlerse, mantıksal sonuç eninde sonunda NATO Karargahında ışıkların sönmesi ve SHAPE'in varlık nedenini kaybetmesi olacaktır. 

Trump yönetiminin izlediği kumarın, Ukrayna'daki savaş da dahil olmak üzere stres noktalarını ortadan kaldırmak için Rusya ile sadece iyileştirmek değil, aynı zamanda işbirliğine dayalı bir ilişki kurmak olduğu artık açık olmalıdır.

Trump'ın stratejisinin temel amacı Moskova ile Pekin arasına biraz mesafe koymak gibi görünüyor. Trump böylece Washington başarılı bir “Kissinger-in-reverse” stratejisi uygulayıp Rusya'yı Çin'den tamamen uzaklaştıramasa bile, en azından bu yaklaşım Putin'i Hint-Pasifik'te ABD-Çin çatışması durumunda Xi'yi desteklemekten alıkoyacaktır. 

Eğer Amerika'nın Rusya ile yakınlaşmasının ardındaki temel tasarım buysa, başarı şansı çok düşüktür ve bunun bedelinin ABD'nin dramatik tavizleriyle ödenmesi gerekecektir. 

Rusya'nın Avrupa'ya yönelik neo-emperyal hamlelerini sürdürebilmesi, Çin'in desteğinin devam etmesine bağlı ki bu destek olmadan Ukrayna'da yoluna devam etmesi ve içeride istikrarın bir benzerini sürdürmesi mümkün olmazdı. 

Zira; Ukrayna'daki ateşkes müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Rusya'nın ekonomik zayıflığı Çin ile aynı çizgide kalmasını zorunlu kılacaktır.

Trump yönetiminin Rusya'ya karşı politikasını yeniden düzenlemesinin en önemli yönü, ABD'nin Atlantik sahasına yönelik son seksen yıllık ulusal güvenlik stratejisinin, Rusya'nın emperyal tecavüzlerine karşı Avrupa'yı caydırma ve gerekirse savunma ilkesine dayanması riskini taşımasıdır.

Son tahlilde, Vladimir Putin için Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesine ilişkin devam eden müzakerelerin sonucu, Rusya'nın Avrupa'da ne kadar serbestlik elde edebileceği, yani ilk taleplerinden hangilerinin Trump yönetimi tarafından karşılanacağı veya reddedileceği ile ilgilidir. 

Buradaki bir diğer soru da Amerika'nın ulusal güvenlik stratejisinin bir dizi işlemsel anlaşmaya indirgenip indirgenemeyeceği ya da aslında kültürel ve tarihsel faktörlerin mi belirleyici olacağıdır. 

ABD, İmparatorluk Çağı'nı tanımlayan ve son seksen yıllık küresel deneyimin çok az ya da hiç ağırlık taşımadığı 19. yüzyıl tipi uluslararası ilişkilere geri mi dönüyor? 

ABD-Avrupa ittifakı, NATO'nun ve transatlantik ilişkilerin geleceğini belirleyecek olan son 80 yılın en zor dönemine girmiş bulunuyor.

Washington'un Rus emperyalizmini anlama konusunda temellere dönmesi hayati önem taşıyor. 

NATO'nun potansiyel olarak içinin boşaltılmasının ve eğer bu gerçekleşirse Avrupa'daki 19. yüzyıl tipi etki alanlarına geri dönülmesinin sadece kıtadaki değil, belki de aynı derecede önemli olarak Pasifik de dahil olmak üzere diğer bölgelerdeki Amerikan çıkarları için ne anlama geldiğinin de farkına varmalıdır. 

Aynı zamanda Berlin ve Paris, özellikle de Avrupa Komisyonu liderleri, ABD'den kopmuş bir Avrupa'nın neye benzeyeceğini tam olarak anlamak için bir nefes alıp ufka bakmalıdır.

Zira hem Ruslar hem de Çinliler mevcut kaosu ve Batı'nın potansiyel olarak parçalanmasını sonuna kadar sömürmeye hazır bir şekilde bekliyor.

Kaynak:

GDH Haber

etiketler
ABD
NATO
Avrupa
Rusya
Çin
Loading Spinner

Gerçek ve şeffaflık için GDH'a güveniyorsunuz

Biz, içerikleri ve reklamları sunmak ve kişiselleştirmek, özellikleri etkinleştirmek, site performansını ölçmek ve sosyal medya paylaşımını sağlamak için çerezler ve diğer izleme teknolojilerini kullanıyoruz. Tercihlerinizi özelleştirmeyi seçebilirsiniz. Çerez politikamız hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.

Hepsini Kabul Et

Çerez tercihleri