Arab News: Avrupa'nın savunmada Türkiye'ye ihtiyacı var
Avrupa'nın savunma planı ABD'nin olmadığı bir denklemde neden gerçekçi değil? Avrupa'nın gerçekçi bir savunma anlayışı için Türkiye'ye neden ihtiyacı var?
Son Güncelleme: 24.11.2025 - 01:41
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de rtaya çıkan yeni dünya düzeninde Türkiye'ni gerek Avrupa gerekse de Ortadoğu için artan öneminin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgali sonrası Avrupa'nın kendisini savunma konusunda büyük bir krize girdiği tespiti yapılan analizde, Türkiye'nin ise ABD ile birlikte Avrupa'nın güvenliği noktasında gerek NATO gerekse de AB kıtası için vazgeçilmez bir aktör haline geldiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Avrupa güvenlik mimarisinde Ankara'nın yerinin olmadığı bir yapını başarıya ulaşamayacağı belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgali, Avrupa güvenliği için önemli bir dönüm noktası oldu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın kıtaya verdiği desteği azaltma konusundaki tutumu, Avrupa devletlerini daha da zor bir duruma soktu ve onları güvenliklerini güçlendirmek için alternatif yollar aramaya itti.
Bu nedenle Türkiye bugün artık, Avrupa tarafından potansiyel bir ortak olarak görülüyor.
Türkiye'nin AB, NATO ve daha geniş Batı dünyası ile ilişkileri hiçbir zaman güllük gülistanlık olmadı.
Ancak bu ilişkileri sınayan sayısız soruna rağmen, Türkiye kendini Batı için vazgeçilmez bir aktör olarak konumlandırdı.
Şimdi ise, Avrupa'nın ABD'nin uzun vadeli güvenlik taahhütlerine ilişkin şüpheleri, AB'ye Türkiye'ye yönelik yeni bir yaklaşım geliştirmekten başka seçenek bırakmadı.
Bu, AB'nin tercih ettiği bir seçenek değil, belirli gerçeklerin sonucudur.
Türkiye ise; jeostratejik konumu, AB yaptırımlarına rağmen Rusya ile dengeli ilişkileri, büyüyen savunma sanayisi ve NATO'nun en büyük ikinci askeri gücü ve ittifakın misyon ve operasyonlarına en büyük üçüncü katkıyı sağlayan ülke olması nedeniyle bu vazgeçilmezlikten yararlandı.
Aylardır Ankara ile birçok Batı başkenti arasında yakınlaşma yaşıyor. Türkiye, blok tarafından “aynı görüşte” bir AB dışı ortak olarak bile tanımlandı, bu da birçok kişinin bunu Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandırdığını söylemesine neden oldu.
Ayrıca, bu ivme Brüksel'in Türkiye'ye karşı pragmatik bir yaklaşım olarak yorumlandı.
Bu nedenle, bunun ilişkilerini ilerletmek için bir başka başarısız girişim haline gelmeyeceğine dair umutlar yüksekti.
Ancak AB, aynı güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olmasına rağmen üyeleri arasında birleşik bir tutumdan yoksun, parçalanmış bir blok. Bu parçalanma, geçmişte fırsatların kaçırılmasına yol açtı ve AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğinde de daha fazlasına yol açacak gibi görünüyor.
Türkiye'nin NATO Büyükelçisi Basat Öztürk'ün sonyaptığı açıklama bu argümanı destekliyor.
Brüksel'de düzenlenen bir toplantıda konuşan Öztürk, bağımsız bir AB savunma birliği fikrini eleştirdi. Öztürk, kolektif güvenlik için birlikteliğin hala çok önemli olduğu bir dönemde, bu fikrin NATO ittifakını bölme riski taşıdığını söyledi. “İttifak içinde ittifak olmaz” diyen Oztürk, mevcut transatlantik çerçeve içinde ayrı bir askeri ittifak kurulmasının Türkiye gibi AB üyesi olmayan NATO üyeleri arasında ayrımcılık yaratacağını savundu.
Oztürk, Türkiye'nin AB'nin Kalıcı Yapısal İşbirliği Askeri Hareketlilik projesinden dışlanmasının açık bir ayrımcılık olduğunu ve mevcut AB kuralları uyarınca Türk kuvvetlerinin AB topraklarından geçiş yapamayacağını vurguladı. Oysa Türkiye'nin en kötü senaryoda takviye güç sağlaması bekleniyor.
Ankara, uzun süredir Avrupa'nın savunma programlarının bir parçası olmak ve bloğun güvenliğini nasıl şekillendireceği konusunda söz sahibi olmak konusunda ısrarcı. Türkiye, birçok kez AB'nin savunma tedarikinde aktif bir rol üstlenmeye hazır olduğunu da ifade etti. Ancak AB, Türkiye'yi çoğunlukla üyelik başvurusu ve siyasi anlaşmazlıklar açısından değerlendiriyor.
Ukrayna-Rusya müzakerelerinde hiçbir ilerleme kaydedilmediği ve Trump yönetiminin Avrupa'dan uzaklaşma sinyalleri verdiği bir dönemde böyle bir fikrin tartışılması daha da şaşırtıcı.
Bu gelişmeler AB'nin güvensizlik hissini artırırken, Türkiye'yi dışlamak bloğun irrasyonel karar verme sürecinin bir başka örneği olacaktır.
ABD'nin desteği olmadan, AB'nin Ankara ile daha yakın işbirliği yapmadan Rusya'yı etkili bir şekilde caydıramayacağı çok açık. Ancak, bazı AB ülkeleri, Türkiye'ye aşırı bağımlılık fikrinden rahatsız görünüyorlar.
Türkiye ittifak içinde bir ittifak kurulmasına karşı çıkıyor. Peki neden?
Birincisi, Ankara böyle bir hamleyi ayrımcı buluyor, çünkü Türkiye sadece Avrupa güvenlik mimarisinin bir parçası olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu mimariyi şekillendiren kilit bir aktör olmak istiyor. Türkiye'nin AB üyelik sürecinde ilerleme kaydedilememesi ve gümrük birliği müzakerelerinin durması nedeniyle, Türkiye güvenlik konusunu blokla ilişkilerinde kilit bir unsur olarak kullanmaya çalışıyor.
İkincisi, bu Türkiye'nin AB ile elde etmeye çalıştığı ilerlemeyi baltalayacaktır ve en önemlisi, Avrupa'nın güvenlik algısında Türkiye'nin etkisini ve önemini azaltacaktır.
Üçüncüsü, Türkiye bazı AB ülkelerine savunma sanayi ürünleri ihraç etmektedir ve ayrı bir ittifak, savunma teknolojisini satın almayı planlayan diğer ülkelerin satın alma kararlarını olumsuz etkileyebilir. Böyle bir ittifak kurulursa, AB ülkeleri savunma sanayilerini uyumlaştırmaya çalışacaktır.
Dördüncüsü, Türkiye NATO'yu Avrupa güvenliğinin merkezi olarak görmektedir ve ayrı bir savunma birliği kurulması, Türkiye'nin dışlanmasını kurumsallaştıracaktır.
Şimdiye kadar NATO üyeliği, Türkiye'nin Batılı ülkelerle, özellikle AB ülkeleriyle ilişkilerini şekillendirmede önemli bir araç oldu. Bu, Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımı konusunda veto hakkını ilk kez kullandığında açıkça görüldü.
Ayrı bir AB savunma birliği, Türkiye'yi ikincil bir role sokarak etkisini sınırlayacaktır ki bu, jeopolitik hırsları olan Ankara gibi bir orta güç için kaçınılması gereken bir durumdur.
Ayrı bir AB savunma birliğinin kurulması, Avrupa güvenlik mimarisinde Ankara'nın masada yeri olmayan bir yapıya doğru bir kayma anlamına gelecektir.
Şu an için AB'nin böyle bir birlik kurma konusunda hala bazı sınırlamaları var ve Ankara bunun çok iyi farkında. Türkiye'nin bu fikre karşı sert tutumu, Ankara ile AB ilişkilerinin kritik bir noktada olduğunu gösteriyor.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalıların yarısı Donald Trump'ı "Avrupa'nın Düşmanı" olarak görüyor
AB Rusya'yı mali suçlardan kara listeye aldı
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


