Kanada merkezli önemli küresel yayın organlarından Asia Times'da Trump'ın Ukrayna'ya askeri yardımı kesme kararının ve Rusya'nın kazançlı çıkabileceği bir anlaşmanın olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Ukrayna'nın haklarını yok sayan bir ateşkes kararının, Batı'nın büyük bedeller ödemesine neden olabileceği belirtilen analizde, Trump'ın Ukrayna'ya askeri yardımı kesme kararının da Batı'ya olan güveni azalttığı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; ateşkesin geleceğine dair ortaya çıkabilecek olası gelişmelere dair öngörülere yer verildi.

İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:

ABD Savunma Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Trump'ın, liderleri barışa iyi niyetle bağlı olduklarını gösterene kadar Ukrayna'ya yapılan tüm askeri yardımları dondurma kararı aldığını açıkladı.

Bu karar, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance ile büyük bir gerilim yaşamasından birkaç gün sonra alındı.

Wall Street Journal daha önce böyle bir senaryoda Ukrayna'nın ancak bu yaza kadar mevcut düzeyde savaşmaya devam edebileceğini öngörmüştü.

İşte bu muazzam gelişmeden çıkarılacak sonuçlar:

Trump “her şeye rağmen” savaşı bitirmek konusunda ciddi

Zelenskiy geçtiğimiz Cuma günü Beyaz Saray'a yaptığı ziyaret sırasında yenilgiyle sonuçlanacak bir sonuç yerine savaşa devam etmekte kararlı olduğunu ve hala NATO üyeliği ve Batılı askerler istediğini açıkça ortaya koydu.

Bu talep Trump için kabul edilemez olarak görüldü. Zira Trump, bunun 3. Dünya Savaşı riskini doğuracağı konusunda uyarılarda bulunuyordu.

Trump göreve geldikten sonra yaptığı tüm açıklamalarda “ateşkes hemen gerçekleşebilir” dedi ki bu muhtemelen Putin ile yapılan gizli bir anlaşmanın istemeden de olsa itirafıydı.

Kalıcı barışın Ukrayna'da kısa sürede sağlanması mümkün görünmüyor. Hem ABD hem de Rusya Ukrayna'da seçim istiyor. Ancak bu seçimler de sıkıyönetim kaldırılmadan yapılamayacağı için ateşkese ihtiyaç var.

Ancak ne olursa olsun ABD'nin Ukrayna'ya yardımını kesmesi, Batı adına müttefiklik ilişkilerine darbe vurmuş ve Batı'ya olan güveni azaltmıştır. 

Kapsamlı bir ateşkes değil

Spekülasyonlar, Trump'ın planının tam kapsamlı bir anlaşmaya varmayacağını ortaya koyuyor.

Zira; Rusya-Ukrayna sınırı ve barış gücü meselesi gibi ciddi konularda henüz bir anlaşmaya varılmadı ve bu meseleler bir sonraki Ukrayna başkanlık ve parlamento seçimleri sonrasına kadar da çözülemeyebilir.

Bu nedenle Temas Hattı'nın nihai sınır olacağını ve Batılı barış güçlerinin burada konuşlanacağını öngörmek için erken, özellikle de Rusya her ikisine de karşı çıktığı için sürece çıkmaza girebilir.

Polonya önemli bir rol oynayabilir

Batı'nın Ukrayna'ya yaptığı askeri yardımın yaklaşık %90'ı Polonya üzerinden geçtiği için Trump Polonya'dan Avrupalıların çatışma sonrası avantajlar karşılığında ateşkes sırasında Ukrayna'yı silahlandırmak için topraklarını kullanmasını engellemesini isteyebilir.

İngilizlerin, Fransızların ya da Almanların Ukrayna'yı ateşkesi ihlal etmeye cesaretlendirmesini ya da Rusya'yı bu yönde teşvik etmesini istemeyen Trump, Polonya'ya Amerikan askerlerini orada tutma, muhtemelen Almanya'dan Polonya'ya asker kaydırma ve Polonya'yı Avrupa'daki en büyük ortağı haline getirme sözü vererek Polonya'yı bunu önlemeye teşvik edebilir.

Sonuç

Trump'ın Şubat ortasında Putin'le yaptığı telefon görüşmesinden bu yana gerçekleşen her önemli hamle, Trump'ın Rusya-ABD “Yeni Yumuşama” stratejik hedefini ilerletmeye dayanıyor.

Bu hedefin özü, oyunun kurallarını değiştirecek kapsamlı bir ortaklık yoluyla uluslararası ilişkilerde devrim yaratmaya dayanıyor.

Trump'ı Ukrayna'ya yönelik tüm askeri yardımları dondurma gibi vahim bir karar almaya iten de bu hedefin peşinden koşmak oldu.

Trump'ın son hamlesi Ukrayna ve Avrupa açısından kelimenin tam anlamıyla en kötü senaryolardan birisi ve Batı bu adımdan dolayı gelecekte büyük bedeller ödeyebilir.