İFTAR SAATLERİ:

CNN International: İsrail İran'a yönelik nasıl bir plan hazırlıyor?

İstihbarat raporlarına göre, İsrail İran'a yönelik nasıl bir plan hazırlıyor? İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine karşı olası saldırıları nasıl sonuçlar doğuracak?

Son Güncelleme: 14.02.2025 - 17:00

CNN International: İsrail İran'a yönelik nasıl bir plan hazırlıyor?

Uluslararası yayın kuruluşlarından CNN International'da, İsrail'in Trump'ın gelişinin ardından aldığı destek ile İran'a karşı nasıl bir strateji izleyeceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

İstihbarat raporlarına göre, İsrail'in 2025 yılı içerisinde belirlenen İran nükleer hedeflerine İsrail tarafından saldırılar düzenleneceği belirtilen analizde, istihbarat raporlarında ayrıca, bu durumun ise Orta Doğu'da daha geniş çaplı bir savaş riskini arttırabileceği konusunda uyarıda bulunulduğuna dikakt çekildi.

Analizde ayrıca; İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine olası saldırılarının sonuçlarına dair öngörülere de yer verildi.

İşte CNN International'da yayınlanan analiz:

ABD istihbarat kurumları kısa süre önce yayınladığı bir değerlendirmede, Trump yönetimini İsrail'in bu yıl içerisinde İran'ın nükleer programı için kilit öneme sahip tesisleri vurmaya çalışacağı konusunda uyardı.

İsrail'in askeri güç kullanma planı, Trump'ın Tahran'la barış anlaşması yapma arzusuna ters düşüyor ve ABD istihbaratı İran'ın nükleer tesislerine yapılacak büyük bir saldırının Orta Doğu'da daha geniş çaplı bir savaş riskini arttırabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Diğer yandan ABD'nin son istihbarat raporları, İsrail'in İran'da rejim değişikliğine yol açacak daha geniş bir hedef peşinde olduğunu da söylüyor.

İsrail'in atmayı düşündüğü adım, geçen yıl Tahran'ın İsrail'e düzenlediği ve İsrail'in Beyrut'ta Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürmesine karşılık olduğunu söylediği balistik füze saldırılarına misilleme olarak İran'daki askeri hedefleri vurmasından daha ileri bir adım olabilir.

Birlikte ele alındığında, ABD istihbarat tahminleri, İsrail'i çevreleyen Orta Doğu'daki gerilimleri yönetirken Trump yönetiminin karşı karşıya kaldığı çatışan çıkarları yansıtmaktadır.

Trump Tahran'la bir nükleer anlaşma yapmak istediğini belirtti ki bu da İsrail'in askeri harekatını erteleyecek bir hedef.

Saldırı mı anlaşma mı?

Trump geçen hafta yaptığı açıklamada “İran'ı paramparça edebilecek” İsrail ile ortak bir askeri harekat yerine “doğrulanmış bir nükleer barış anlaşmasını” tercih ettiğini söyledi.

Trump New York Post'a verdiği bir röportajda;

"İran ile nükleer silahların olmadığı bir anlaşma yapılmasını isterim. İran'ı bombalamaktansa bunu tercih ederim”

değerlendirmesinde bulundu.

İranlı yetkililer bu ayın başlarında Trump yönetimiyle görüşmeler konusunda temas kurmadıklarını söylemişlerdi.

İsrail'in Amerikan yardımına ihtiyacı olacak

Pentagon tarafından geçtiğimiz haftalarda hazırlanan istihbarat raporları, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerinin yanı sıra balistik füze kapasitesini de yok etmeyi amaçladığını ve İsrail'in nihai hedefinin İran'daki mevcut rejimi yıkmak olduğunu gösteriyor.

Kaynaklara göre İsrail'in askeri planlarını zorlaştıran en önemli nokta, havada yakıt ikmali ve yeraltındaki tesislere nüfuz etmek için gereken bombalar da dahil olmak üzere Amerikan yardımı olmadan İran'ın nükleer programını yok etme kapasitesine sahip olmamaları.

Ancak ABD istihbaratının değerlendirmesi, Trump'ın İran'la ilgili hesaplarının, İsrail'in İran'a karşı ek askeri harekat isteği de dahil olmak üzere birçok yönden gelen baskılarla karşı karşıya kalacağı gerçeğini vurguluyor.

Trump'ın ilk döneminde hem Obama yönetiminin Tahran'la yaptığı nükleer anlaşmayı iptal etmesi hem de 2020'de İranlı komutan Kasım Süleymani'ye yönelik saldırı emrini vermesi, Trump'ın İran'la diplomasiye yönelik mevcut arzusunun nihai olarak sürmeyebileceğini gösteriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump'ın ikinci döneminde Beyaz Saray'a davet ettiği ilk liderdi ve ikisi de birbirine oldukça sadık siyasi müttefikler. İsrail başbakanı yanında otururken Trump, Filistinlilerin Gazze'den kalıcı olarak çıkarılmasını ve böylece Gazze'nin yeniden inşa edilmesini önerdi.

Bu öneri ABD'nin İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin geleneksel politikasından keskin bir şekilde ayrıldı ancak Trump'ın “İsrail devleti için çok daha iyi” olan “devrimci ve yaratıcı bir vizyona” sahip olduğunu söyleyen Netanyahu tarafından alkışlandı.

Netanyahu'nun İran konusunda Trump ile olan ilişkisini nasıl kullanacağı merak konusu.

İsrail, Tahran'ın zayıflamış durumundan faydalanılması gerektiğini savunuyor

Eski bir üst düzey Biden yetkilisi CNN'e yaptığı açıklamada, 2024 ABD başkanlık seçimlerine giden haftalarda İsrailli yetkililerin Biden yönetimi yetkilileriyle en az birkaç kez ek saldırı fikrini gündeme getirdiklerini ve İran'ın zayıflamış durumundan yararlanmaları ve nükleer programını hedef alarak daha da ileri gitmeleri gerektiğini savunduklarını belirtti.

İsrail'in 25 Ekim 2024'te İran'ın füze üretim tesislerini ve hava savunma sistemlerini bombalaması, Tahran'ı askeri açıdan hiç olmadığı kadar zor bir konumda bıraktı.

İsrail Ekim ayında İran'ın hiçbir nükleer tesisini hedef almadı. Biden İsrail'i buna karşı uyarmış ve İran'ın 1 Ekim 2024'te İsrail'i bombalamasının ardından İsrail'in İran'a “orantılı” bir şekilde karşılık vermesini istediğini açıkça söylemişti. İran İsrail'e karşı 200 kadar balistik füze kullanılmış ancak saldırılarda oldukça sınırlı hasar verilmişti.

İsrail daha da ileri gitmek istiyordu

İstihbaratı bilen bir kişi CNN'e yaptığı açıklamada, ABD istihbaratının geçen sonbaharda İsrail'in nükleer tesislere tek taraflı saldırılar düzenlemeyi düşündüğünü ve ABD'deki kamuoyu baskısının Biden yönetimini kendilerine katılmaya ikna edeceği umudunu taşıdığını değerlendirdiğini söyledi.

Eski üst düzey yetkili, Biden yönetiminin bu fikre açık olduğunu ve bir dereceye kadar İsrail'in İran'daki nükleer olmayan hedeflere yönelik Ekim saldırılarının başarısının yeni fırsatlar yaratıp yaratmadığını araştırdığını söyledi.

Ancak eski yetkili, İsrailli ve Biden yönetimi yetkilileri arasındaki bu görüşmelerin Trump'ın Kasım ayında seçimleri kazanmasının ardından, geçiş döneminde önleyici askeri saldırıların yapılmayacağına karar verilmesiyle durduğunu da sözlerine ekledi.

O dönemde ABD'li ve İsrailli yetkililer, İran'ın nükleer silah programını başlatmaya yönelik herhangi bir hamlesinin yine de askeri bir karşılık gerektireceği konusunda hemfikirdi ve konuya aşina birçok kaynağa göre Trump göreve başlamadan önce İran'ın duruşunda bir değişiklik olduğuna dair bir kanıt görmediler.

İsrail de muhtemelen bir anlaşma yapmak isteyecek yeni bir yönetimle karşı karşıya kalacağını biliyordu ve hızlıca Trump'ın geçiş ekibiyle temas kurmaya odaklanmıştı.

Ancak Trump'ın anlaşma arzusu, İsrail'in Ekim sonunda gerçekleştirdiği son saldırılarda yarattığı yıkımdan faydalanmak için İran'a karşı ek askeri eylemlerde bulunma arzusunu azaltmış gibi görünmüyor.

İstihbarat konusunda bilgi sahibi iki kaynağın CNN'e verdiği bilgiye göre, ABD'nin son istihbarat değerlendirmesi, İsrail'in askeri uçaklarla mı yoksa uzun menzilli füzelerle mi saldırı düzenleyeceğine karar vermediğini, ancak her iki seçeneğin de İran'ın hava savunma kapasitesinin zayıflamasından faydalanmayı amaçladığını gösteriyor.

Ancak bu kaynaklardan birine göre, bu tür saldırılar İran'ın nükleer programını sadece asgari düzeyde geriletebilir fakat sona erdiremez.

Trump kısa bir süre önce İran'la diplomatik ilişkileri yürütmesi için Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff'u görevlendirdi.

Witkoff, Trump'ın ilk döneminde etrafına topladığı İran karşıtlarının aksine, genel olarak bir “uzlaşmacı” olarak görülüyor. Witkoff göreve gelmeden önce de Biden yönetimindeki mevkidaşıyla birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması için çalışmış ve halen bu konudaki müzakereleri yürütüyordu.

Trump ayrıca kısa bir süre önce İran'a karşı daha agresif bir tutum sergileyen Brian Hook gibi eski yetkililerle de arasına mesafe koydu.

Aynı zamanda Trump'ın, Süleymani'nin öldürülmesindeki rolleri nedeniyle İran'dan hala tehdit almalarına rağmen eski yetkililerin güvenlik yetkilerini kaldırma kararı, bazı yetkililer tarafından değişen duruşunun bir sonucu olarak görülüyor.

Ancak Trump, Hamas-İsrail savaşının ardından İsrail ile gerilimin görülmemiş seviyelere çıkmasıyla ABD'nin Tahran ile ilişkilerinin nasıl olacağını henüz tam olarak açıklamadı.

Kaynak:

GDH Haber

Loading Spinner