The American Conservative: ABD Suriye'deki askeri varlığını çekecek mi?
Suriye-SDG anlaşması, Rusya ve İran'ın ülkedeki güç kaybı ve DEAŞ'ın yenilgisi. Suriye'de yaşanan son gelişmelerin ardından ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı sona erecek mi?
Son Güncelleme: 16.03.2025 - 17:07

ABD merkezli yayın organlarından The American Conservative'de, Suriye'de son dönemde yaşanan hızlı gelişmelerin ardından ABD'nin olası Suriye politikasının ve ülkedeki askeri varlığının geleceğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Suriye'de uzun soluklu ve derin çatışma döneminin Ahmed Eş Şara yönetimi ile birlikte büyük oranda durulduğu tespiti yapılan analizde, gelinen noktada DEAŞ'ın yenilgiye uğratılması, Rusya ve İran'ın Suriye'deki varlığının zayıflaması ve yeni yönetimin ılımlı adımları nedeniyle ABD askerkerlinin eve dönme vaktinin geldiği belirtildi.
Analizde ayrıca; Suriye'deki mevcut durumdan faydalanmak isteyen İsrail'in askeri hamlelerine ve işgal politikasını da dikkat çekildi.
İşte The American Conservative'de yayınlanan analiz:
Suriye, belki de Balkanlar'dan sonra en uzun soluklu ve derin çatışmaların yaşandığı, son derece karmaşık bir nokta olarak uzun yıllar dünya gündeminini meşgul etti ve etmeye devam ediyor.

Ancak yakın zamanda Türkiye destekli muhalif grupların Beşar Esed'in resmi Baas rejimini devirmesi ile birlikte, bu uzun süreli çatışmanın biteceğine dair umutlar artmaya başladı.
Suriye'deki denklemin içerisinde, Esed yönetiminin çökmesi ile Rusya ve İran'ın çıkmasının ardından Türkiye'nin desteklediği Suriye Ulusal Ordusu ve Türkiye'deki terör örgütü PKK ile bağlantılı Suriye Demokratik Güçleri de vardı.
SDG, Türkiye'nin sınırda bir özerk bölge istememesi nedeniyle operasyonlar maruz kalırken aynı anda Suriye Ulusal Ordusu ile de çatışmalar yaşadı.
Ancak son dönemde bu denkleme İsrail de girmiş görünüyor. İsrail, Suriye'nin güneyinde toprak kazanımları elde etmek için Esed rejiminin çökmüş olmasından faydalanmaya çalışıyor.

Suriye'nin yeni lideri Ahmed Eş Şara, Suriye'nin sayısız azınlık gruplarının haklarına saygı duyan teknokratik bir hükümet yönetmeyi amaçladığını belirtiyor. Nitekim bu hedefi doğrultusunda, geçtiğimiz hafta SDG ile bir anlaşmaya imza attı.
Görünen o ki SDG, çeşitli siyasi garantiler karşılığında Şam hükümetinin ordusuyla bütünleşmeyi kabul eden bir anlaşma imzaladı.
Bu anlaşma, terör örgütü PKK liderinin grubunu silahsızlanmaya ve Sinn Fein gibi siyasete girmeye çağırmasından kısa bir süre sonra gerçekleşti.
Dini bir azınlık olan Dürziler de Akmet Eş Şara ile benzer bir anlaşma imzalayarak İsrail'in kendilerini vekil olarak kullanma girişimlerini boşa çıkarmış oldu.

Şam hükümeti ayrıca bu gelişmelerin hemen ardından ülkeyi önümüzdeki beş yıl içinde kurumsallaştıcak olan ve “aşırıcılığı” kınayan yeni bir geçiş anayasasına imza attı.
Suriye'nin geleceği ve ABD
Pentagon tarafından verilen bilgilere göre; ABD'nin Suriye'nin güneyinde hala yaklaşık 2,000 askeri bulunuyor ve artık “Bu askerler orada ne yapıyorlar?” sorusu çok daha yüksek sesle sorulmaya başlandı.
Bu gelişmelerin ardından Amerikan askerlerinin oradaki görev tanımı artık çok net değil.

Zira; DEAŞ'ın yenilgiye uğratılmasının ardından Jake Sullivan bir e-postasında Suriye'de “El Kaide'nin bizim tarafımızda” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Tahran'ın bölgedeki etkisi de Esed rejiminin çökmesinin ardından neredeyse tkisini tamamen yitirdi.
Amerika'nın Orta Doğu'da üç olumlu çıkarı var.
Bunlar; bölgesel bir hegemonun ortaya çıkmasını engellemek, terörizmi bastırmak ve Kızıldeniz ile Basra Körfezi nakliye yollarını korumak.
Suriye'deki Amerikan askeri varlığı, en iyi günlerde bile, bu çıkarlardan yalnızca ilk ikisine hizmet etti. Sonuncusunu ise her zaman tehlikeye attı.

Gelinen noktada; Amerikan çıkarları Suriye hükümetinden bunları talep ediyor ve yeni hükümet bu konuda hızlı ve kararlı adımlar atıyor. Eğer bu yeni devlet bunları sağlayabilirse ki sağlayabilmesi için makul olan her şey yapılıyor. O zaman ABD'nin askeri varlığının Suriye'deki varlığına dair soru işaretleri gerçekten haklı bir noktaya ulaştı denilebilir.
Trump yakın geçmişte Beyaz Saray Pentagon'dan Suriye'den çekilme planlarını hazırlamaya başlamasını istedi. Yapılan SDG anlaşması Washington'un baskısı altında gerçekleşti ve ABD'nin Suriye politikası artık orada olmasını gereektirecek bir zorunluluk içermiyor.
Kaynak:
GDH Haber

The American Conservative: Trump'ın yeni Suriye politikası nasıl şekillenecek?

Suriye Cumhurbaşkanı Şaraa Türkiye'ye ilk ziyaretini yarın gerçekleştirecek

44 yıl sonra hapisten çıkan adam ilk defa telefon görünce şaşkınlığını gizleyemedi

ABD Ukraynalılara yanlışlıkla sınır dışı etme mesajı attı

Suriye'de tarihi gelişme: YPG Suriye hükümetinin şartlarını kabul etti

Arab News: Suriye'de değişen güç dengesi aktörlerin stratejilerini nasıl değiştirdi?

Papa Franziskus ve sonrası

UnHerd: Altında yükseliş dolar hegemonyasının sonunu mu işaret ediyor?

Al-Monitor: Trump Türkiye'nin müttefikliğini kaybetmek istemiyor!

Geopolitical Futures: Trump'ın gümrük politikası ABD aleyhine mi dönüyor?

The Conversation: Türkiye küresel krizleri nasıl kendi lehine çeviriyor?

Atlantic Council: Nükleer görüşmelerin geleceği nasıl şekillenecek?

19FortyFive: ABD güçleri Suriye'den tamamen çekilecek mi?

Al Jazeera: İsrail'in Gazze'deki yeni askeri stratejisi nasıl şekilleniyor?

19FortyFive: Trump'ın “büyüklük yaklaşımı” kıyamet senaryosuna mı dönüşecek?

The National Interest: Türkiye Avrupa'nın savunmasında kritik müttefik oldu!
