Arab News: Türkiye bölgesel dengeleri yeniden şekillendiriyor!
Erdoğan'ın 2011'den bu yana Irak ve Suriye'de izlediği politika, Türkiye adına meyvelerini veriyor. Peki Türkiye'nin Irak ve Suriye politikası bölgede nasıl bir temel bir değişime yol açtı?
Son Güncelleme: 13.04.2025 - 18:59

Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Türkiye'nin son dönemde özellikle Irak ve Suriye üzerinden attığı adımların ve bu adımların etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011'den bu yana Irak ve Suriye'de izlediği politikanın Türkiye adına meyvelerini verdiği belirtilen analizde, Suriye'deki gelişmelerin ardından Türkiye'nin Irak'a yaklaşımının da beş stratejik sütuna dayandığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Irak ve Suriye'yi bir araya getirme becerisinin bölgede temel bir değişime işaret ettiği belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
ABD Başkanı John F. Kennedy Amerika-Kanada ilişkileri için;
“Coğrafya bizi komşu yaptı. Tarih bizi dost yaptı. Ekonomi bizi ortak yaptı. Ve zorunluluklar bizi müttefik yaptı. Bizi birleştiren şeyler, bizi ayıran şeylerden çok daha büyüktür.”
ifadelerini kullanmıştı.

Bu tespitler aynı zamanda Türkiye'nin Suriye ve Irak ile ilişkilerini de tanımlıyor. Türkiye ve bu ülkeler, ekonomik ortak ve ortak tehditler karşısında müttefik oluyor.
Esed rejiminin çöküşüyle birlikte Ankara, Şam ve Bağdat arasında köprüler kurma çabalarını yoğunlaştırdı ve Türkiye perde arkasında, Suriye'nin yeni lideri Ahmed El Şaraa ile Iraklı yetkililer arasında Antalya'da düzenlenen diplomasi forumunda önemli bir görüşmeler yapıldı.
Irak başlangıçta Suriye'nin yeni yönetimine karşı temkinli bir yaklaşım sergilerken, son gelişmeler bu yaklaşımın değiştiğine işaret ediyor. Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin geçen ay Bağdat'ı ziyaret etmesi, Irak'ta Şam'a yönelik bir fikir değişikliğine yardımcı oldu.

Ankara'da, Bağdat ve Şam arasındaki yapıcı ilişkilerin sadece kendi çıkarlarına (özellikle terörle mücadele ve ekonomik işbirliği) hizmet etmekle kalmayıp aynı zamanda daha geniş bölgesel çıkarlarla da uyumlu olduğu anlayışı hakim.
Nitekim Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da bu durumun altını;
“Biz birleştiğimizde hiçbir güç Türkiye, Suriye ve Irak'ın üstesinden gelemez.”
ifadeleri ile bunun altını çizdi.
Geçen yıldan bu yana Ankara'nın Bağdat ile ilişkilerinde kayda değer bir ilerleme kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011'den bu yana Irak'a yaptığı ilk ziyaret sırasında 27 anlaşma imzalandı. O tarihten bu yana su, enerji, güvenlik ve ticaret konularında onlarca toplantı gerçekleştirildi.

Türkiye'nin Irak'a yaklaşımı beş stratejik sütuna dayanıyor.
Irak'ı bölgesel bir işbirliği platformuna dönüştürmek, ekonomik bağlantıyı artırmak için Kalkınma Yolu Projesi'ni ilerletmek, terörizme karşı sarsılmaz bir işbirliği sağlamak, İran'ın Irak'taki siyasi etkisini dengelemek ve Irak ile Suriye'nin yeni liderliği arasında diplomatik bir köprü kurmak.
Bu strateji aynı zamanda Washington'un bölgedeki hedefleriyle de uyumlu görünüyor ve Türk-Amerikan ilişkileri Suriye'de gerilmiş olsa da, Irak'taki çıkarları örtüşüyor gibi görünüyor.
Washington, İran'ın etkisini kontrol altına almak amacıyla Irak'ı Körfez ülkeleri ve Türkiye'ye yakınlaştırmaya istekli görünüyor.

Diğer yandan Türkiye-Irak çıkarlarının merkezinde, ekonomik entegrasyonu artırmak için tasarlanmış iddialı bir bölgesel altyapı girişimi olan Kalkınma Yolu Projesi yatıyor ve Ankara, proje konusunda Irak ile yakında bir anlaşma imzalamayı bekliyor.
Katar ve BAE gibi Körfez ortaklarından beklenen finansmanla birlikte Türk yetkililer projenin ilk bölümlerinin 2027 yılına kadar faaliyete geçebileceğini öngörüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'nin de projeye dahil edilip edilmeyeceği konusunda yaptığı açıklamada;
“Bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu iyi olur. Suriye'nin belirli formüllerle bu projenin bir parçası olabileceğini düşünüyorum.”
ifadelerini kullandı.

Ayrıca ekonomik çıkarların ötesinde, Türkiye'nin Irak politikasındaki önemli bir değişim de güvenlik düzeyinde gerçekleşti.
Türkiye'nin uzun süredir devam eden hedeflerinden biri, Türkiye, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak tanımlanan PKK'ya karşı mücadelesinde Bağdat'tan sağlam bir destek almaktı ve bu amaç nihayet geçen yıl Irak'ın PKK'yı yasaklamasıyla gerçekleşti.
Bunun karşılığında Türkiye, Dicle ve Fırat nehirlerinde su yönetimini iyileştirmek için Irak ile bir anlaşma imzaladı ve iki komşu arasında paylaşılan su kaynaklarını “adil ve eşit” bir şekilde tahsis etmeyi taahhüt etti.

Türkiye ve Irak ayrıca PKK tehdidini ortadan kaldırmaya odaklanan bir askeri ve terörle mücadele işbirliği anlaşması imzaladı.
Tüm yıldızlar aynı hizaya gelirse Türkiye, PKK'nın sınırdan sızmasını önlemek için Kuzey Irak'ta uzun vadeli bir Türk askeri varlığı için Irak'ın desteğini alacak gibi görünüyor.
Irak ordusu da güvenliği arttırmak için Türkiye sınırı yakınlarında yeni üsler kuruyor ve Bölgesel Kürt Yönetimi'nin peşmerge güçleriyle yakın işbirliği içerisinde hareket ediyor.
Daha geniş bir perspektiften bakıldığında ise Ankara, özellikle Suriye-Irak sınırı boyunca DEAŞ tehdidine karşı Ürdün ve Lübnan'ın yanı sıra Suriye ve Irak'ı da içeren bölgesel bir güvenlik ittifakı oluşturmaya çalışıyor.

Bu noktada Irak'ın kendisini bölgesel bir aktör olarak konumlandırması ise iç siyasi ortamını düzene sokmasına da bağlı.
Ankara'nın bakış açısına göre, Suriye ve Irak arasında işbirliğine dayalı bir ilişki sadece Türkiye'nin ulusal güvenliği ve ekonomik çıkarları için değil, aynı zamanda bölgenin istikrarı için de hayati önem taşıyor.
Türkiye'nin Irak ve Suriye'yi bir araya getirme becerisi, bölgede kesinlikle temel bir değişime işaret edecektir.
Kaynak:
GDH Haber

The Guardian: İsrail'in oluşturduğu 'ölüm bölgeleri' ve itiraflar!

The Hill: ABD daha başlamadan 3. Dünya Savaşı'nı kaybediyor!

The New York Times: Trump Batı'yı nasıl ikiye böldü?

Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 15 terörist etkisiz hale getirildi

Suriye Cumhurbaşkanı Şaraa Türkiye'ye ilk ziyaretini yarın gerçekleştirecek

Suriye'de tarihi gelişme: YPG Suriye hükümetinin şartlarını kabul etti

Ne kutladığını bilmeyen şuursuzlar
The Center for European Policy Analysis: Avrupa'nın yeni lideri Meloni mi oluyor?

UnHerd: Altında yükseliş dolar hegemonyasının sonunu mu işaret ediyor?

Al-Monitor: Trump Türkiye'nin müttefikliğini kaybetmek istemiyor!

Geopolitical Futures: Trump'ın gümrük politikası ABD aleyhine mi dönüyor?

The Conversation: Türkiye küresel krizleri nasıl kendi lehine çeviriyor?

Atlantic Council: Nükleer görüşmelerin geleceği nasıl şekillenecek?

19FortyFive: ABD güçleri Suriye'den tamamen çekilecek mi?

Al Jazeera: İsrail'in Gazze'deki yeni askeri stratejisi nasıl şekilleniyor?

19FortyFive: Trump'ın “büyüklük yaklaşımı” kıyamet senaryosuna mı dönüşecek?
