East Asia Forum: İsrail'in yanlış stratejisi Suriye'yi nasıl Türkiye'ye doğru itiyor?
İsrail'in saldırganlığı Türkiye'nin müdahalesini Şam için bir lüks değil zorunluluk haline getiriyor! İsrail'in yanlış stratejisi Suriye'yi nasıl Türkiye'ye doğru itiyor?
Son Güncelleme: 10.04.2025 - 23:20

Avustralya merkezli düşünce kuruluşlarından East Asia Forum'da İsrail'in Gazze'nin ardından Suriye'de ortaya koyduğu saldırganlık stratejisinin etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İsrail'in Gazze'deki saldırılarına dünyanın sessiz kalması nedeniyle, adeta hesap verilmezlik sarhoşluğuna kapılmış olduğuna dikkat analizde, İsrail'in bu hamlelerinin Türkiye'nin müdahalesini Şam için bir lüks değil zorunluluk haline getirdiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; İsrail'in pervasızlığının, planlarının aksine Türkiye'yi caydırmaktan çok uzak olarak, Suriye'yi Türkiye ile böyle bir anlaşma imzalamaya ittiği belirtildi.
İşte East Asia Forum'da yayınlanan analiz:
İsrail geçen hafta yine Suriye'deki askeri üsleri bombaladı ve bunun Türkiye'ye varlıklarını uzak tutması için bir uyarı olduğunu iddia etti.

Ancak Tel Aviv, saldırganlığının sadece Suriye'nin Türkiye'nin korumasına olan ihtiyacını arttırdığını anlamıyor.
İsrail Gazze'deki saldırılarına dünyanın sessiz kalması nedeniyle, adeta hesap verilmezlik sarhoşluğuna kapılmış durumda etraflarındaki herkese boyun eğdirebileceklerini düşünüyor.
Zira İsrail, daha önce hiçbir yönetimin sahip olmadığı şekilde yeni bir ABD yönetimi tarafından destekleniyor. Bu nedenle, şu anda sahip olduğu dört yıllık süre zarfında “kazanımlarını en üst düzeye çıkararak” ve yeni parametreler belirleyerek avantaj elde etmeyi planlıyor.

Komşu devletlere boyun eğdirmek ve bölgesel hegemon olarak ortaya çıkmak İsrail'in amaçladığı hedef olarak giderek daha fazla netleşiyor.
Hatta İsrailli liderler artık açıkça yeni bir Orta Doğu'dan, kendi şekillendirdikleri ve kontrol ettikleri bir Orta Doğu'dan bahsediyor.
Ancak bu noktada, düşman ilan ettiği ülke İran olsa da, Türkiye İsrail için çok daha kötü bir haber olabilir.
Nitekim çevredeki her güçlü ülke aslında İsrail için kötü haberdir.
İsrail'deki elitlere göre, geçen haftaki saldırıların Türkiye'ye Suriye'den elini çekmesi ve ülkeyi İsrail için bir oyun alanı olarak bırakması için bir uyarı olması gerekiyordu. Ancak kesinlikle böyle olmadı.

Tel Aviv, söyleminde çatışma istemediğini söylerken, aynı zamanda da Türkiye'nin tepkisini çekiyor ve İsrail'in eylemleri bir çatışmaya davetiye çıkarıyor.
Hatta İsrail'in Suriye'yi sürekli taciz etmesi ve ülkenin egemenliğini ihlal etmesi, Türkiye'nin müdahalesini Şam için bir lüks değil zorunluluk haline getiriyor.
Gazze'deki vahşeti karşısında dünyanın sessiz kalması, Batı'nın, özellikle de ABD'nin sivil ölümlerine rağmen silah yardımını sürdürmesi, İsrail'e istediği zaman istediği şeyi yapabileceği izlenimini veriyor.
İşte bu sebeplerle İsrail o kadar kibirli ki kimseyle iyi ilişkiler kurmaya ihtiyacı olmadığını düşünüyor.

Örnek olarak Mısır'la iyi ilişkiler içinde olmak İsrail'in çıkarına olsa da, bu durum İsrail'in umurunda değil gibi görünüyor. İsrail şu anda Kahire'ye, Sina'daki askeri yapılarını dağıtması için baskı yaparken, Filistinlileri bu bölgeye itmek için de ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Dolayısıyla Mısır İsrail'den gelen çifte tehditle karşı karşıya.
Gelecek nasıl şekillenecek?
İsrail herkesle köprüleri yakıyor ve kendisiyle normalleşmeyi düşünen ülkeler bile şimdi İsrail'in yayılmacılığını engellemek için komşularıyla bağlarını güçlendirmeyi düşünüyor.

Bu nedenle Tel Aviv'in bölgede müttefik bulması pek mümkün görünmüyor.
Şüphesiz olarak Türkiye federal bir Suriye'yi kabul etmeyecek ve Ankara için böyle bir ihtimal, varoluşsal bir tehdit olarak kabul edilecek.
Suriyeliler ise yıllarca süren iç savaşın ardından barışçıl bir devlette yaşamak istiyorlar.
Ahmed Eş Şara yönetimi devralır almaz İsrail ile 1974 yılında imzalanan Ayrılma Anlaşmasına uyacağını açıkladı. Ancak buna rağmen İsrail derhal ülkeyi bombalamaya başladı ve askeri tesislerini tahrip etti.

Saldırganlık bununla da kalmadı. İsrail ülkenin güney kesimine kadar girdi. Dolayısıyla, böylesine kavgacı bir komşuya sahip olan Suriyeliler, İsrail'e karşı caydırıcı bir unsur oluşturabilecek bir koruyucu olmadan istikrara kavuşamayacaklarını farkında.
Herkes gibi Suriyeliler de İsrail'in hiçbir anlaşmaya uymadığını biliyor. Zira en azından Tel Aviv'in geçen ay birinci aşamanın sonunda Gazze ateşkesini tek taraflı olarak nasıl bozduğunu gördüler.
Suriyeliler, çıkarları söz konusu olduğunda taahhütlerinden vazgeçen kibirli bir düşmanla karşı karşıyayken İsrail'le yapılacak herhangi bir anlaşmaya nasıl inanacaklar?
Eş Şaraa da kesinlikle acımasız bir komşunun merhametine kalmak istemiyor.

İsrail, Suriye'yi bombalayarak Türkiye ile Suriye arasındaki savunma anlaşmasını engelleyeceğini düşünüyor olabilir. Ancak tam tersine bir süreci tetikliyor ve Suriye'yi, Türkiye ile böyle bir anlaşma imzalamaya itiyor.
Türkiye için de Suriye, ekonomik ya da siyasi bir mesele olmanın ötesinde, birincil güvenlik meselesi olmaya devam ediyor.
Kaynak:
GDH Haber

The Guardian: İsrail'in oluşturduğu 'ölüm bölgeleri' ve itiraflar!

The Associated Press: Netanyahu'nun “Morag koridoru” planı nedir?

The National Interest: Küresel satranç tahtası ve Türkiye'nin yükselişi

Eski Mossad yöneticilerinden Netanyahu'ya ateşkes çağrısı

Endonezya’dan Gazze’li Filistinlilere geçici sığınma teklifi

İsrail basını: Trump Netanyahu'yu küçük düşürdü

Boykot, toplumsal yarılma ve anlayamamak üzerine II

Responsible State Craft: ABD küresel gücünü nasıl kaybediyor?

Center for Strategic and International Studies: Tarifeler askeri çatışmaları mı tetikleyecek?

AFP: Türkiye Afrika'daki güç boşluğunu dolduruyor!

Gulf State Analytics: Türkiye'nin Suriye'deki etkisi İsrail'i neden rahatsız ediyor?

Reuters: Çin, Avrupa ve küresel piyasaları ele mi geçirecek?

Foreign Policy: ABD-Avrupa ittifakı sona mı eriyor?

Real Clear World: Tayvan Boğazı krizi savaşa doğru mu ilerliyor?

Arab News: Türkiye bölgesel dengeleri yeniden şekillendiriyor!

The New York Times: Trump Batı'yı nasıl ikiye böldü?
