Foreign Affairs: Türkiye küresel yıldız olarak giderek daha fazla parlıyor
Türkiye'nin “Batı'nın ötesindeki stratejisi” ülke için yeni bir gerçeklik yaratıyor. Türkiye'nin stratejisi, güçlü oyuncuları alt ederek nasıl nüfuz sahibi olabileceğinin simgesi haline geldi.
Son Güncelleme: 20.05.2025 - 00:59
ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Foreign Affairs'de Türkiye'nin dış politika adımlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin Suriye başta olmak üzere son dönemdeki politikaları adımlarının orta güçler için emsalsiz bir örnek oluşturduğu tespiti yapılan analizde, Türkiye'nin bu stratejisinin güçlü oyuncuları alt ederek bölgesinde nasıl nüfuz sahibi olabileceğinin simgesi haline geldiği belirtildi.
Analizde ayrıca; Ankara'nın Batı dışı dünyayla bağlarının giderek arttığı ve küresel olarak yıldızının giderek daha fazla parladığı tespiti yapıldı.
İşte Foreign Affairs'de yayınlanan analiz:
Uluslararası düzenin geleceğine ilişkin belirsizliğin arttığı bir dönemde, orta güçler emsalsiz bir an yaşıyor gibi görünüyor.
Brezilya, Endonezya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle birlikte Türkiye, kurallara dayalı diplomasinin önüne geçen bir yaklaşım sergiliyor.
Özellikle 2008'deki küresel mali krizden bu yana Türkiye, Rusya ve Çin gibi ülkelerle, geleneksel Batılı müttefiklerinin ötesinde daha yakın ilişkiler kurmaya başladı.
Türkiye şu anda Çin ve ABD'nin ardından dünyada en fazla diplomatik misyona sahip üçüncü ülke konumunda ve Güney Kafkasya, Karadeniz bölgesi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da iddialı bir rol oynamaya başladı.
Türkiye'nin Suriye başta olmak üzere son dönemdeki politikaları, bir orta gücün bazen görünüşte daha güçlü oyuncuları alt ederek bölgesinde nasıl nüfuz sahibi olabileceğinin simgesi haline geldi.
Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş boyunca Türkiye, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'e açıkça karşı çıktı ve Esed yönetimine karşı savaşan gruplara destek sağladı.
İran ve Rusya tarafından desteklenen Esed'in iktidarı elinde tuttuğu ve çatışmanın milyonlarca Suriyeli mültecinin Türkiye'ye göçmesine neden olduğu dönem boyunca Türkiye kararlı bir politika izlemeye başladı.
İç savaştan 13 yıl sonra yani Aralık 2024'te Esed rejimi çöktü ve her şeye rağmen Türkiye'nin bu istikrarlı politikası geç de olsa işe yaradı.
Ankara'nın düşman olarak kabul ettiği bir güç daha ortadan kalktı ve Türkiye'nin desteklediği muhalif grupların zaferi Ankara'ya Şam'a doğrudan bir hat kazandırdı.
Şüphesiz olarak bölgesel jeopolitik kırılganlığını koruyor ve Suriye'de devlet inşası uzun ve hassas bir süreç olacak.
Ancak Türkiye kendisini ülkenin geleceğini şekillendirecek güce sahip başlıca dış güçlerden biri olarak kabul ettirdi.
Türkiye'nin Batı'nın ötesindeki stratejisi
Türk politika yapıcıları çok kutupluluğa doğru gidişin yeni bir dünya yarattığına ve Türkiye'nin de bu dünyada artık aktif bir oyuncu olduğuna inanıyor.
Tarihsel olarak Türkiye'nin diplomasisi ülkenin yakın çevresine ve Batılı müttefiklerine odaklanmıştı. Türkiye, Soğuk Savaş'ın ilk yıllarından itibaren ticaretinin büyük bir bölümünü Avrupa ile gerçekleştirdi ve 1952 yılında ittifaka katıldığında güvenliğini NATO'ya bağladı.
Bugün ise Ankara'nın Batı dışı dünyayla bağları giderek artıyor ve küresel olarak yıldızı giderek daha fazla parlıyor.
Örnek olarak; 2002 yılında Türkiye'nin Çin ve Rusya dahil Asya ülkeleriyle olan ticaret hacmi, Avrupa Birliği ile olan ticaret hacminin sadece yarısıydı. Yirmi yıl sonra Türkiye'nin Asya ile olan ticareti Avrupa ile olan ticaretini geçti. Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ticareti 2014-2024 yılları arasında yüzde 50'den fazla artarak 21,2 milyar dolardan 33,3 milyar dolara yükseldi.
Türkiye'nin 54 ülkeli kıtadaki büyükelçilik sayısı 2002'de 12 iken 2022'de 44'e yükseldi ve Afrika'da uzun vadeli planın bir parçası olarak Türkiye, Etiyopya ve Somali liderlerini Somaliland anlaşmazlığı sona erdirmek üzere müzakereler için bir araya getirdi.
Türk Hava Yolları ise şu anda 130 ülkeye uçuyor ve kendisini “dünyanın en çok ülkesine uçan şirket” olarak tanımlıyor.
Tüm bu gelişmelerin dışında Türkiye'nin Suriye'deki son politikaları, küresel arenada nasıl nüfuz sahibi olabileceğini de gösterdi.
Sonuç
Çok kutuplu bir dünyaya geçiş, genellikle birkaç büyük gücün ötesindeki ülkelere bölgesel ve küresel siyaseti şekillendirme fırsatı veren bir orta güç rönesansı olarak algılanmaktadır.
Günümüzde bir orta gücün uluslararası siyaseti yönlendirebilmesinin yolunun ise, kısıtlayıcı yükümlülükler altına girmekten ya da taraf seçmekten kaçınmak olduğu görülmektedir.
İşte tam da bu kontada Türkiye örneği ortaya çıkıyor ve Türkiye'nin küresel ilişkilerini dengeleme politikası fazlası ile işe yarıyor gibi gözüküyor.
Türkiye gibi risklere açık ekonomiler için, ticaret ve teknoloji savaşlarının, tedarik zinciri aksaklıklarının ve jeopolitik belirsizliğin diğer tezahürlerinin etkilerini sınırlandırmak için dikkatli bir ekonomik devlet yönetimi hayati önem taşıyor olsa da, görünen o ki Türk hükümeti tüm bu şartları dengeliyor.
Kaynak:
GDH Haber
The Jerusalem Post: Türkiye bölgesel gücünü pekiştiriyor
The National Interest: Hindistan-Pakistan çatışmasının en büyük kazananı Türkiye oldu
The National Interest: Türkiye Orta Doğu'nun yeni süper gücü olarak ortaya çıktı

Arab News: Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönem başladı!
BAE merkezli havayolu şirketi Emirates 12 yıl aradan sonra Suriye uçuşlarını kademeli şekilde başlatıyor
ABD öğrencilerin vize başvurularını askıya aldı
Responsible Statecraft: İran, ABD'nin yeni Irak'ı mı olacak?
The Guardian: Trump'ın Ortadoğu kumarı nasıl sonuçlanacak?
İsrail, İran'ın Fordow nükleer rektörünü yok edebilir mi?
The National Interest: İsrail-İran savaşı Orta Doğu'yu nasıl yeniden şekillendiriyor?
The Wall Street Journal: İran'ın ‘Direniş Ekseni’ neden harekete geçmiyor?
National Security Journal: İsrail-İran savaşından çıkarılacak üç büyük ders
The Atlantic: Rusya, İran-İsrail savaşında nasıl bir strateji izliyor?
Commonspace: İran-İsrail savaşında taraflar “yarım zaferle” mi yetinecek?
Arab News: AB'nin güvenlik mekanizmasında Türkiye'ye ihtiyacı var
Atlantic Council: İsrail-İran savaşından hangi dersleri çıkarabilir?

