Foreign Policy: ABD-Avrupa ittifakı sona mı eriyor?
AB, ABD'den bağımsız bir savunma ve ekonomi stratejisi hayata geçirmeye çalışıyor. ABD, Trump'ın politikaları ile zengin ve güçlü müttefikliklerini yavaş yavaş kaybediyor.
Son Güncelleme: 14.04.2025 - 18:05

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Foreign Policy'de Trump'ın Avrupa ülkelerine karşı uyguladığı politikaların geleceğinin ve Avrupa savunmasına etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Trump'ın, Avrupalıların savunmaya daha fazla harcama yapmasını isterken aynı anda da ekonomilerini gümrük vergileriyle vurarak tutarsız bir strateji izlediği belirtilen analizde, Avrupa'nın son dönemde attığı adımlarla birlikte hem savunma hamlelerini hızlandırdığı hem de ABD ile olan ittifakını gözden geçirdiği kaydedildi.
Analizde ayrıca; ABD'nin Avrupa'da sahip olduğu zengin ve güçlü müttefikliklerini yavaş yavaş kaybettiği tespiti yapıldı.
İşte Foreign Policy'de yayınlanan analiz:
ABD Başkanı Donald Trump göreve geldiğinden bu yana Washington'un en eski müttefiklerine karşı tutarsız ve birbirinden kopuk bir politika izliyor.

Trump, Avrupalıların savunmaya daha fazla harcama yapmasını istiyor ama bir yandan da ekonomilerini gümrük vergileriyle vuruyor. ABD varlıklarını Avrupa'dan çekmek istiyor ama Grönland'ı ele geçirmek istiyor. Avrupalıların Amerikan silahlarını satın almasını istiyor ama bu silahları kullanmak için hayati önem taşıyan teknik ve lojistik desteği çekmekle tehdit ediyor.
ABD eski Başkanı George W. Bush döneminde ABD'nin Ukrayna eski Büyükelçisi olan John Herbst yaptığı değerlendirmede;
“Trump yönetiminin Avrupa'ya yaklaşımında bir tutarlılık sorunu var. Avrupa'ya düşman olabilecekleri için gelişmiş savaş uçakları satmayabileceğinizi açıkça söyleyip sonra da sizden silah almayacaklarını söylediklerinde mutsuzluğunuzu ifade edemezsiniz.”
ifadelerini kullanıyor.
Avrupa ise, ABD savunma planlamasına olan uzun vadeli bağımlılığını kırmaya hazırlanıyor.

Avrupa Komisyonu “Hazırlık 2030” planının bir parçası olarak önümüzdeki beş yıl içinde ulusal ve Avrupa çapındaki savunma projelerine 800 milyar euro ayırdığını açıkladı.
Planın en tartışmalı kısmı, komisyon tarafından sermaye piyasalarında toplanacak ve üye ülkelere kredi olarak dağıtılacak. Bu fonlar, mevcut haliyle, Avrupa savunma sanayisini güçlendirme çabasının bir parçası olarak AB ülkeleri veya AB tarafından onaylanan ülkelerdeki harcamalarla sınırlı olacak.
Her ne kadar ABD firmalarının küresel tedarik zincirinin bir parçası olarak bu plana satış yapmalarına olanak tanıyacak boşluklar olsa da, Avrupa'daki genel amaç, bu parayı bölgesel sanayiye yönlendirerek büyümesine ve muhtemelen gelecekte bir noktada ABD'ye rakip olmasını sağlamak.
Doğal olarak bu durum ABD'li silah şirketleri için kötü haber.

AB'nin “Hazırlık 2030” planı, güvenlik planlamasını yeniden düzenlemeye yönelik önceki çabalardan çok daha kapsamlı.
NATO'nun Silah Kontrolü, Silahsızlanma ve Kitle İmha Silahlarının Yayılmasını Önleme Merkezi'nin eski direktörlerinden William Alberque plana dair;
“Avrupalılar yakın zamana kadar savunma planlaması, tedarik, üretim, silah ve stoklama konularında temelde ciddiyetsizdiler. Savunma sanayileri, ABD'ye bağımlı ve savunma tedarikleri mükerrer ürün gruplarına dayanıyordu. Ancak şimdi inanılmaz bir şekilde bir kararlılık inşa edildi.”
değerlendirmesinde bulundu.
Bu plandan önce AB'nin siyasi sistemi, 27 ülkenin birbirlerinin ulusal çıkarlarıyla rekabet etmesi anlamına geliyordu, bu da karar alma sürecinin yavaş, etkisiz ve çoğu zaman korumacı olduğu anlamına geliyordu. Ancak şimdi bu süreç değişebilir.

ABD firmaları için ise uzun vadeli risk, Avrupa'nın iç siyasetinin MAGA'ya dönmesi ve AB ülkelerinin ABD şirketlerini tedarik planlarının dışında tutmak için siyasi mekanizmalar kullanmayı planlamasıdır.
Örneğin, Avrupa ülkeleri Amerikan silahlarının ithalatını zorlaştırmak için tasarlanmış düzenleme standartları konusunda tedbir alırsa, bu durum birden fazla pazara hizmet vermeye çalışan ABD firmaları için hayatı inanılmaz derecede karmaşık hale getirebilir.
Bunu neden yapıyor olabilirler?
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi danışmanı Anand Sundar ise sürece dair yaptığı değerlendirmede;
“ABD bu noktada o kadar çok iyi niyet tüketti ki, denge artık mümkün olduğunca çok kiti yurt içinden satın alan geleneksel Fransız modeline doğru güçlü bir şekilde evriliyor. Avrupa genelinde ülkeler, kilit askeri sistemler için ABD'ye olan bağımlılıklarının pratikte ne anlama geldiğinin aniden aşırı derecede farkına vardılar ve artık buna son vermek istiyorlar.”
ifadelerini kullandı.

ABD'de George W. Bush yönetimi altında gerçekleşen 11 Eylül sonrasında bile ABD, NATO müttefiklerini yalnız bırakmamıştı.
Biden döneminde ise Ukrayna savaşı, ABD'nin Avrupa'ya hiç olmadığı kadar odaklanmasına neden olmuştu. Ancak gelinen noktada Trump'ın bu konuda U dönüşü Avrupa'nın artık kendi başına bakma planını hızlandırdı.
Çok sayıda Avrupalı yetkili, Trump yönetiminin savunma alanındaki yorumları karşısında şok olmasa da dehşete kapılıyor.
Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan Avrupalı bir güvenlik kaynağı;
“Rusya'ya karşı 5. maddenin bile devreye alınmayacağına dair ABD yaklaşımı tam bir ihanet olarak algılanıyor. Dolayısıyla buna göre hareket etmeliyiz.”
değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'nın bir araya gelerek kendi güvenliğini güçlendirmesi aslında Trump'ın da istediği şey. Ancak Trump bunun için Avrupa ülkelerinin ABD silahlarını da almasını istiyor. Ancak uyguladığı politika Avrupa'yı savunma konusunda kendine getirirken aynı zamanda da ABD silahlarına olan ilgiyi azaltacak gibi görünüyor.
Zira; Trump'ın yaptığı gibi, birine hem havuç hem de sopa sunarsanız, sonunda ikisini de alamayabilirsiniz. Ve Trump, ABD'nin Avrupa'da sahip olduğu zengin ve güçlü müttefikliklerini yavaş yavaş kaybediyor gibi görünüyor.
Kaynak:
GDH Haber

Arab News: Türkiye bölgesel dengeleri yeniden şekillendiriyor!

The Hill: ABD daha başlamadan 3. Dünya Savaşı'nı kaybediyor!

The American Conservative: ABD, NATO'nun yönetimini Avrupa'ya mı bırakacak?

Arab News: Türkiye'nin NATO'daki etkisi artıyor!

Hollanda ve Fransa'da aşırı sağın yükselişi protest edildi

AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'ın tutumu birlik içerisinde tepkiye neden oldu

Milliyetçi muhafazakar siyaseti anlayabilmek için bir anahtar: Erol Güngör
The Center for European Policy Analysis: Avrupa'nın yeni lideri Meloni mi oluyor?

UnHerd: Altında yükseliş dolar hegemonyasının sonunu mu işaret ediyor?

Al-Monitor: Trump Türkiye'nin müttefikliğini kaybetmek istemiyor!

Geopolitical Futures: Trump'ın gümrük politikası ABD aleyhine mi dönüyor?

The Conversation: Türkiye küresel krizleri nasıl kendi lehine çeviriyor?

Atlantic Council: Nükleer görüşmelerin geleceği nasıl şekillenecek?

19FortyFive: ABD güçleri Suriye'den tamamen çekilecek mi?

Al Jazeera: İsrail'in Gazze'deki yeni askeri stratejisi nasıl şekilleniyor?

19FortyFive: Trump'ın “büyüklük yaklaşımı” kıyamet senaryosuna mı dönüşecek?
