Gulf State Analytics: Türkiye'nin Suriye'deki etkisi İsrail'i neden rahatsız ediyor?
İsrail'in Suriye'nin asla güçlü bir devlet olamayacağından emin olmak istiyor. Trump, Türkiye'nin Suriye'deki rolüne olumlu bakarken İsrail ciddi olarak rahatsız!
Son Güncelleme: 15.04.2025 - 21:11

ABD merkezli yayın organlarından Gulf State Analytics'de, Esed rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'de ortaya çıkan uluslarlarası mücadelenin ayrıntılarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Uluslararası hukuku alenen ihlal eden ve Suriye'nin egemenliğini hiçe sayan İsrail'in ülke içerisindeki işgal girişimlerini artırdığına dikkat çekilen analizde, İsrail'in ayrıca Türkiye kontrolünde güçlü bir Suriye'yi en büyük tehlikelerden birisi olarak gördüğü tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; ABD Başkanı Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Suriye'deki Türk etkisine dair görüşlerine dair ayrıntılara yer verilerek sürece dair uzman görüşlerine yer verildi.
İşte Gulf State Analytics'de yayınlanan analiz:
Beşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana İsrail, Suriye'de istikrarsızlaştırma ve yıkım kampanyası yürütüyor.

Uluslararası hukuku alenen ihlal eden ve Suriye'nin egemenliğini hiçe sayan İsrail, ülkeyi pervasızca bombalıyor ve yasadışı bir şekilde daha fazla Suriye toprağını zorla ele geçiriyor.
Esad'ın devrilmesinden hemen sonra İsrail hava kuvvetleri ve donanması yüzlerce saldırı düzenleyerek Esed rejim ordusunun geri kalanını ortadan kaldırdı.
Ülkedeki pek çok Suriyeli Esed'in düşüşünü kutlarken, Tel Aviv sadece işgal altındaki Golan Tepeleri'nin kontrolünü elinde tutmakla kalmadı aynı zamanda da İsrail ordusu, hızla Suriye'nin güneybatısında daha fazla toprağın kontrolünü gasp ederek sözde bir “tampon bölge” oluşturdu.

İsrail tüm bunların “ulusal güvenliğini” korumak için gerekli olduğunu savunuyor.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Suriye'nin güneyinin askerden arındırılmasını talep ederek yeni Suriye hükümetine bağlı güçlerin Suriye'nin bu bölgesinin dışında kalması gerektiği uyarısında bulunurken, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz ülkesinin işgalci güçlerini belirsiz bir süre daha Suriye'de tutma sözü verdi.
Pek çok gözlemci İsrail'in rejim değişikliği sonrası Suriye'deki tutumunu meşru güvenlik kaygılarından ziyade savaşın harap ettiği ülkede istikrar, yeniden yapılanma ve kalkınmayı engelleme çabası olarak görüyor.
Wilson Center'ın Orta Doğu Programı'nda analist olan Yusuf Can yaptığı değerlendirmede;
“Suriye'nin bakış açısından bu, savunmadan ziyade ulusal bir kırılganlık anında irredantizm gibi görünüyor ve aksini iddia etmek zor”
ifadelerini kullandı.

Nihayetinde İsrail'in her şeyden önce istediği şey, Suriye'yi kim yönetirse yönetsin asla güçlü bir devlet olamayacağından emin olmak.
Geçtiğimiz yıl Lübnan'da Hizbullah'ın ciddi şekilde zayıflaması ve Suriye'de Esad'ın düşmesi gibi bölgesel gelişmeler ışığında İsrail, Levant bölgesinde sahada yeni gerçekler yaratmaya çalışıyor.
İsrail'in dayattığı bu düzende hiçbir devlet ya da devlet dışı aktör İsrail'in askeri hakimiyetine meydan okuyacak ya da Tel Aviv'i Gazze'deki soykırımcı tutumu, Batı Şeria'daki sömürgeci girişimini genişletmesi ya da Lübnan'daki akıl almaz savaşçılığı nedeniyle bir bedel ödemeye zorlayacak konumda olmayacaktır.
Suriye'de Türkiye ile mücadele
Türkiye ve Esed sonrası Suriye'nin askeri bir ittifak kurma ihtimali İsrail'in Suriye ve dolayısıyla Levant'ın geri kalanına ilişkin vizyonunu tehdit ediyor.

Basitçe ifade etmek gerekirse, İsrailli planlamacılar Ankara'nın Suriye'yi Tel Aviv'in saldırganlığından korumada, belki de İsrail'i gelecekteki saldırılardan caydırma noktasında bir rol oynayabileceğinden endişe ediyor.
Bu bağlamda, İsrail'in Suriye'deki bombardımanlarının ve toprak hırsızlığının ardındaki temel amaçlardan biri, Türkiye'nin savaştan harap olmuş ülkede askeri bir ayak izi oluşturmasını engellemek.
İsrailli yetkililer Ankara'yı Suriye'yi “himayesi” altına almaya çalışmakla suçlarken, Türkiye'nin Suriye'deki nüfuzunun derinleşmesinin sonuçları konusunda ciddi endişelerini dile getiriyorlar.
Son haftalarda İsrail'in Suriye'deki askeri altyapıyı tahrip eden saldırılar düzenlemesi, Tel Aviv'in Türkiye'nin Suriye'de askeri bir dayanak noktası oluşturmasını engelleme yöntemi olarak anlaşılabilir.

Türkiye ise; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aracılığı ile İsrail'i, “hem kaosa yol açarak hem de terörü besleyerek” bölgedeki istikrarsızlığı körüklemekle eleştirdi. Fidan İsrail'i Orta Doğu'da güvenliğe yönelik en ciddi tehdit olarak nitelendirdi.
İlginç bir şekilde, Türkiye ve İsrail ile son derece yakın ilişkiler sürdüren Azerbaycan, 9 Nisan'da iki ülke arasında rejim değişikliği sonrası Suriye konusunda Ankara ve Tel Aviv arasındaki gerilimi azaltmayı amaçlayan görüşmelere ev sahipliği yaptı.
Azerbaycan'daki İsrail heyetinin Tel Aviv'in kırmızı çizgisinin Palmira bölgesinde bir Türk üssü olacağını ilettiği bildirildi. İsrailli bir yetkili Türkiye'nin bu tür faaliyetlerini engellemenin “Şam hükümetinin sorumluluğu olduğunu” söyledi.

Azerbaycan gibi ABD'nin de hem Türkiye hem de İsrail'in yakın müttefiki olması, Washington'un Ankara ve Tel Aviv'in Suriye'deki gerginliklerini yatıştırmalarında çıkarı olduğunu gösteriyor.
Türk ve İsrail heyetlerinin Azerbaycan'da bir araya gelmesinden iki gün önce Başkan Donald J. Trump, Oval Ofis'te Netanyahu'nun yanındayken Türkiye'nin Esad sonrası Suriye'deki rolüne değinmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan “harika ilişkilerinden” övgüyle söz eden Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı'nı “kimsenin yapamadığı bir şeyi yapan” “sert” ve “akıllı” bir lider olarak tanımladı.

Bu, en azından Trump'ın gözünde, Esad rejiminin geçen yılın sonlarında devrilmesini düzenleyen ülke olan Türkiye'ye bir göndermeydi.
Trump Netanyahu'ya yönelik olarak ise;
“Bibi, eğer Türkiye ile bir sorunun varsa, bunu gerçekten çözebileceğini düşünüyorum. Biliyorsun, Türkiye ve liderleriyle çok çok iyi bir ilişkim var ve bunu çözebileceğimizi düşünüyorum. Umarım bu bir sorun olmaz. Sorun olacağını sanmıyorum. Ancak senin de makul olman gerekiyor”
ifadelerini kullandı.
Ankara'nın Suriye'deki gündemini İsrail'in çıkarlarına yönelik ciddi bir tehdit olarak gören İsrail düşüncesinin aksine Trump, Türkiye'nin ülkedeki rolüne ilişkin olumlu bir tutum sergiliyor gibi görünüyor.
Kaynak:
GDH Haber

AFP: Türkiye Afrika'daki güç boşluğunu dolduruyor!

Arab News: Batılı müttefikleri Karadeniz'de güçlü Türk varlığı istiyor!

The National Interest: Küresel satranç tahtası ve Türkiye'nin yükselişi
İsrail Başbakanı Netanyahu Azerbaycan'a gidiyor

İsrail Genelkurmay Başkanı Suriye'ye saldırı planını onayladı

ABD vatandaşlarını Suriye'den ayrılmaya çağırdı

Sarsıldık ama hala uyanmadık
Eurasia Review: NATO büyük bir dönüm noktasında!
The Economist: Avrupa'nın Türkiye'nin yardımına fazlasıyla ihtiyacı var!
The Guardian: Hindistan ve Pakistan neden savaşın eşiğinde?
The Telegraph: ABD Orta Doğu'da sessizce yeni bir bataklığa gömülüyor!
The Center for European Policy Analysis: Avrupa'nın yeni lideri Meloni mi oluyor?

UnHerd: Altında yükseliş dolar hegemonyasının sonunu mu işaret ediyor?

Al-Monitor: Trump Türkiye'nin müttefikliğini kaybetmek istemiyor!

Geopolitical Futures: Trump'ın gümrük politikası ABD aleyhine mi dönüyor?

The Conversation: Türkiye küresel krizleri nasıl kendi lehine çeviriyor?
