Arab News: ABD ve Avrupa artık Türkiye'nin etki alanına saygı duyuyor
Küresel güçlerin diplomasisinin bocaladığı parçalanmış bir dünya düzeninde Türkiye giderek daha ön plana çıkıyor. Günümüz iklimi, büyük güçlerin değil Türkiye gibi yükselen güçlerin lehine görünüyor.
Son Güncelleme: 19.05.2025 - 01:03
Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de geçtiğimiz hafta boyunca bölgede ve Türkiye'de gerçekleşen görüşmelerin Türkiye açısından değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ınm Ortadoğu gezisi ile, Türkiye'de düzenlenen ve hem Doğu'dan hem de Batı'dan aktörlerin katıldığı bir dizi yüksek riskli görüşmenin aynı döneme denk geldiğine dikkat çekilen analizde, küresel güçlerin diplomasisinin bocaladığı parçalanmış bir dünya düzeninde Türkiye'nin giderek daha ön plana çıktığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; değişen dünya düzeni ve yaşanan gelişmeler ışığında Türkiye'nin, ABD ve Avrupa devletleri için giderek daha yakın bir ortak olarak ortaya çıktığı belirtildi.
İşte Arab News'de yayınlanan analiz:
ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen hafta Körfez bölgesine yaptığı tarihi ziyaret tüm dünyanın dikkatini çekti.
Trump'ın gezisi aynı zamanda Türkiye'de düzenlenen ve hem Doğu'dan hem de Batı'dan aktörlerin katıldığı bir dizi yüksek riskli görüşme ile aynı döneme denk geldi ve Ankara'nın artan etkisine işaret etti.
Küresel güçlerin diplomasisinin bocaladığı parçalanmış bir dünya düzeninde Türkiye, jeostratejik konumundan ve yükselen etki statüsünden faydalanarak anı yakalıyor gibi görünüyor.
Dahası, Ankara'ya küresel siyasette kendisine manevra alanı sağlayan ve yeni diplomasi çağında kendisini kilit bir aktör olarak konumlandıran bir yaklaşım sergiliyor.
Ukrayna-Rusya savaşının başlamasından bu yana Türkiye, her iki tarafı da müzakere masasına getirme girişimlerinde aktif bir rol oynadı. Tahıl ve esir değişimi anlaşmaları gibi bazı çabalarda başarılı oldu.
Türkiye, savaşı sona erdirme çabalarının bir parçası olarak geçtiğimiz hafta da Ukrayna ve Rusya'dan heyetleri İstanbul'da ağırladı.
Her ne kadar ne Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ne de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin görüşmelere katılmamış olsa da bu görüşmeler yine de son derece önemliydi. Zira bu görüşmeler, Rusya'nın Şubat 2022'deki geniş çaplı işgalinin ilk aylarından bu yana iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmeler olarak kayıtlara geçti.
Herhangi bir ateşkes anlaşmasına varılmamış olsa da, görüşmeler Putin ve Zelenskiy'nin dahil olduğu doğrudan siyasi toplantıların önemini birkez daha ortaya koydu.
Trump yönetiminin Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu görüşmelere katılması için göndermesi, Türkiye'nin yıllardır peşinde olduğu diplomatik çözüme yönelik artan umutları da pekiştirdi.
Bu barış çabalarına ek olarak Türkiye, NATO dışişleri bakanlarının gayrı resmi bir toplantısına ev sahipliği yaparak Rusya-Ukrayna çatışması ışığında Avrupa savunmasının artan öneminin altını çizdi.
Küresel jeopolitiğin değişen dinamikleriyle birlikte, özellikle ABD yönetiminin Avrupa'nın güvenliği için Washington'a bel bağlamaması gerektiği yönündeki tutumu nedeniyle, Avrupa'nın kendi savunma kabiliyetlerini güçlendirmesi yönünde artan bir baskı var.
İşte bu noktada güçlü ordusu ve gelişmiş savunma sanayisi ile Türkiye, Avrupa devletlerinin çıkarları için yakın bir ortak olarak ortaya çıkıyor.
Nitekim; Ankara'nın Avrupa devletleri nezdinde artan önemi nedeniyle, İran ile Avrupa troykası (İngiltere, Fransa ve Almanya) arasında yeni bir nükleer görüşme turu da Cuma günü İstanbul'da gerçekleşti.
Bu görüşmeler, İran ve ABD arasında potansiyel yeni bir nükleer anlaşmaya ilişkin devam eden dolaylı müzakerelere odaklandı.
Ocak ayında yeniden göreve gelmesinden bu yana Trump, nükleer diplomasiyi desteklediğini ifade etse de bunun başarısız olması halinde askeri harekat tehdidini de beraberinde getirerek İran'a yönelik sözde azami baskı kampanyasını yeniden canlandırdı.
Türkiye'nin siyasi eliti ise, işte tam bu ortamda, bölgesel düzende Ankara'ya daha belirgin bir rol biçmek için yumuşak güce, özellikle de arabuluculuğa dayalı bir politika izlemeye çalışıyor.
Erdoğan yıllardır küresel havayı okuma konusunda istisnai bir yetenek sergiliyor ve Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı diplomatik toplantılar da bunun bir kanıtı.
Diğer yandan; Türkiye'nin Ukrayna, Suriye ve NATO ile ilgili barış görüşmelerine katılımının ötesinde, ülkenin yükselen bölgesel gücünün altını daha da çizen önemli bir gelişme yaşandı.
Militan bir grup olan PKK, geçtiğimiz hafta Türkiye ile barış girişiminin bir parçası olarak silahsızlanma ve dağılma kararını açıkladı. Bu, on binlerce insanın hayatına mal olan ve Türk siyasetini geren kırk yıllık bir isyanın sonu anlamına geliyor.
Bu gelişme, Türkiye'nin bölgedeki kilit oyuncu konumunu daha da sağlamlaştıracak gibi görünüyor.
Trump'ın politikaları ve diplomasiye yönelik değişen yaklaşımı uluslararası siyaseti yadsınamaz bir şekilde etkilemiştir. Ancak Trumpçı yaklaşım, Ankara'nın bölgesel ve küresel siyasette daha aktif bir rol oynamasının önünü açtığı için Türkiye'nin aktivizmini destekliyor gibi görünüyor.
Bölgede Trump'ın ikinci döneminin başlangıcını Suriye'de Esed rejiminin çöküşü takip etti ve bu gelişmeden en çok yararlanan aktör de şüphesiz olarak Türkiye oldu. Trump'ın geçen hafta Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararı çok önemli bir andı ve Trump bu kararı alırken Erdoğan'ın telebini dikkate aldığını açıkca belirtti.
Bu süreçte görünen o ki; Ankara ve Riyad, ABD yönetiminin Suriye hükümetine yönelik yaptırımları hafifletmesi için yoğun lobi faaliyetleri yürüttü.
Günümüz iklimi, kararların sadece büyük güçler tarafından alındığı ve kendi çıkarlarının bir kenara itildiği bir küresel sistemden kaçınmak isteyen Türkiye ve Suudi Arabistan gibi orta güçlerin lehine görünüyor.
Bölgesel orta güçlerin artan bir etkiye sahip olduğu bu yeni jeopolitik eğilim, uluslararası düzendeki daha geniş bir değişimin parçası olarak öne çıkıyor.
Trump'ın ziyaret programında Türkiye yer almasa da Erdoğan'ın diplomatik zekasının ve hükümetinin dış politika stratejilerinin Beyaz Saray tarafından memnuniyetle karşılandığı açık.
Trump, Erdoğan'ın pragmatik ve reelpolitik stratejileri hayata geçirebilecek önemli bir ortak olduğunu defalarca vurguladı ve uzun yıllar süren gerginliğin ardından Trump'ın ikinci döneminde ABD-Türkiye ilişkilerinin iyileşeceği daha da görünüyor.
Görünen o ki, Türkiye'nin Trump'a oynadığı bahis birçok açıdan karşılığını veriyor ve ABD, Ukrayna'daki savaş ve Suriye'nin uluslararası sisteme entegrasyonu gibi kilit dış politika meselelerini ele almaya odaklanırken, Trumpçı zeitgeist Ankara'nın dış politikası için elverişli bir ortam yaratıyor.
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital Instagram hesabını takip edebilirsiniz.
The New Arab: Türkiye vazgeçilmez bir güç ve ortak haline geliyor!
The Jerusalem Post: Türkiye bölgesel gücünü pekiştiriyor
The National Interest: Türkiye Orta Doğu'nun yeni süper gücü olarak ortaya çıktı

Arab News: Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönem başladı!
BAE merkezli havayolu şirketi Emirates 12 yıl aradan sonra Suriye uçuşlarını kademeli şekilde başlatıyor
ABD öğrencilerin vize başvurularını askıya aldı
Reuters: İran-İsrail ateşkesi sürdürülebilir mi?
The Economist: Netanyahu için görev tamamlandı mı?
Responsible Statecraft: İran, ABD'nin yeni Irak'ı mı olacak?
The Guardian: Trump'ın Ortadoğu kumarı nasıl sonuçlanacak?
İsrail, İran'ın Fordow nükleer rektörünü yok edebilir mi?
The National Interest: İsrail-İran savaşı Orta Doğu'yu nasıl yeniden şekillendiriyor?
The Wall Street Journal: İran'ın ‘Direniş Ekseni’ neden harekete geçmiyor?
National Security Journal: İsrail-İran savaşından çıkarılacak üç büyük ders
The Atlantic: Rusya, İran-İsrail savaşında nasıl bir strateji izliyor?
Commonspace: İran-İsrail savaşında taraflar “yarım zaferle” mi yetinecek?

