Commonspace: Türkiye'nin Güney Kafkasya'da değişen ve büyüyen rolü

Dünya ve özellikle de AB, bölgedeki politikalarını oluştururken Türkiye'yi dikkate almalı. Avrupa, Güney Kafkasya başta olmak üzere Türkiye ile işbirliğinin yollarını bulmalı.

Son Güncelleme: 07.04.2025 - 19:08

Commonspace: Türkiye'nin Güney Kafkasya'da değişen ve büyüyen rolü

Lehey merkezli düşünce kuruluşlarından Commonspace'de Türkiye'nin Güney Kafkasya'da attığı adımların ve Avrupa'nın bölgede etkin olmak için Türkiye'ye ihtiyacına dair dengelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin uyanan bir dev olarak tanımlandığı analizde, Türkiye'nin ayrıca büyük ve profesyonel bir orduya sahip olduğuna, dünyanın dört bir yanında büyükelçilikleri bulunan geniş bir dış politika ağına, genç ve hırslı bir nüfusa ve çok sayıda yumuşak güç aracına sahip olduğuna dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; Türkiye'nin Avrupa tarafından Güney Kafkasya'da önemli bir ortak olarak algılanması gerektiği ve yeni işbirliği mekanizmaları kurması gerektiği belirtildi.

İşte Commonspace'de yayınlanan analiz:

LINKS Europe tarafından Lahey'de “Güney Kafkasya, yeniden geçiş sürecinde” temalı büyük bir konferans düzenledi.

Etkinlik, Güney Kafkasya'daki bölgesel dinamikleri ve Avrupa Birliği ile Türkiye'nin bölgedeki rolünü tartışmak üzere Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan'dan uzmanları, politika uygulayıcılarını ve siyasi sesleri bir araya getirdi.

Konuşmacıların yanı sıra aralarında bölgeden ve Avrupa'dan uzmanlar ve kanaat önderleri, Lahey'de görevli diplomatlar ve çok sayıda uluslararası kuruluşun temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık elli grup katıldı.

Güney Kafkasya ile ilgili bu tür etkinliklerde alışılmadık olan, Türkiye'ye ve Türkiye'nin bölgedeki yerine odaklanılmasıydı. 

Türkiye'deki Kadir Has Üniversitesi'nden Profesör Mitat Çelikpala, günümüz Türk dış politikasının özünü çok iyi bir şekilde yakaladığı açılış konuşmasında;

“Türkiye'nin bölgesel dinamikleri yansıtan dikkatle ayarlanmış stratejisi, ihtiyatlı politikalar uygulayarak ve değişen koşullara uyum sağlayarak farklı aktörler arasında arabuluculuk yapmaya ve denge kurmaya çalışmaktadır.”

ifadelerini kullandı.

Türkiye bir yandan önde gelen bir NATO üyesi ve Avrupa Birliği'nin aday üyesidir ve yıllardır, sorunlar ya da aksilikler ne olursa olsun bu yolda kararlılığını sürdürmektedir.

Kafkasya'da değişen dengeler

Güney Kafkasya (Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan) üç bölgesel güçle (Rusya, Türkiye ve İran) bir araya getirmesi beklenen 3+3 girişimi ile farklı bir aşamaya ilerleyebilir. Ancak Gürcistan, Rusya ile yaşadığı sorunları gerekçe göstererek 3+3 formatına henüz katılmadı.

Profesör Çelikpala, 2021 Şuşa Deklarasyonu'ndan bu yana müttefiklik ilişkisi olarak tanımlanabilecek Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin yakınlığından bahsetti.

Türkiye'nin Gürcistan ile de iyi ilişkilere sahip olduğunu ancak Ermenistan ile ilişkilerinin sorunlu olduğunu belirten Çelikpala, ilişkilerin düzeltilmesi için çabaların sürdüğünü ancak Ermenistan-Azerbaycan Barış Anlaşması'nın imzalanmasındaki gecikmelerin buna gölge düşürdüğünü ifade etti.

Diğer yandan Türkiye BRICS ve Şangay Antlaşması Örgütü gibi örgütlere yakın durarak yeni ilişkiler kurmaya çalışıyor.

Türkiye uyanan bir dev ve büyük ve profesyonel bir ordusu var. Türkiye ayrıca, dünyanın dört bir yanında büyükelçilikleri bulunan geniş bir dış politika ağına, genç ve hırslı bir nüfusa ve çok sayıda yumuşak güç aracına sahip.

Güney Kafkasya ise Türkiye için çok yakın ve çok önemli. Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesinin zamanlaması gibi bazı önemli nüanslar olsa da, çoğu konu partiler arası desteğe sahiptir. 

Bu nedenle dünya ve özellikle de AB, Güney Kafkasya'yı tartışırken ve bölgedeki politikalarını oluştururken Türkiye'yi dikkate almalıdır.

Türkiye de, Güney Kafkasya'nın yakınlığı ve bağlantı değeri nedeniyle AB için önemli olduğunu anlamalıdır.

Özetle; Güney Kafkasya konusunda yoğunlaştırılmış bir AB-Türkiye diyaloğuna ihtiyaç vardır. Bu diyalog 2025 yılında düşünce kuruluşları düzeyinde başlamalı, ancak gelecek yıl üst düzey diplomatik bir çerçeveye dönüştürülmelidir.

Türkiye 3+3 girişimini sadece gerçekte 2+3 olduğu için değil, aynı zamanda jeopolitik gerçekler değiştiği için de yeniden düşünmelidir. Türkiye, üç Güney Kafkasya ülkesi ve Türkiye'nin merkezde olduğu (3+1) ve AB de dahil olmak üzere diğerlerinin esnek bir şekilde ve zaman zaman dahil olduğu yeni bir girişim başlatabilir.

Avrupa tarafından Türkiye, Avrupa'da Güney Kafkasya'da önemli bir ortak olarak algılanmalıdır. Yeni ve iddialı işbirliği mekanizmaları bulunmalı ve kurulmalıdır. 

Kaynak:

GDH Haber

etiketler
Güney Kafkasya
Türkiye
Erdoğan
Gürcistan
Azerbaycan
Ermenistan
Rusya
Loading Spinner