Hudson Institute: Avrupa'nın savunmada bir uyanışa ihtiyacı var
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve Trump'ın ikinci dönemi Avrupa'yı savunma konusunda sarstı. Avrupa'nın savunma konusunda hal büyük bir uyanışa ihtiyacı var!
Son Güncelleme: 06.05.2025 - 00:00
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Hudson Institute'de, Avrupa kıtası ülkelerinin güvenlik kaygılarının ve bu kaygılar neticesinde Brexit ile AB'den ayrılan İngiltere ile olan ilişkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
AB ülkelerinin, özellikle Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve Trump'ın ikinci dönemi ile birlikte savunma konusundaki zaafiyetine dair daha fazla çaba sarfetmesi gerektiğini anladığı tespiti yapılan analizde, AB'nin bu konuda İngiltere'ye olan ihtiyacının altı çizildi.
Analizde ayrıca; Avrupa ülkelerinin ve İngiltere'nin bundan sonraki savunma adımlarınaa dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte Hudson Institute'de yayınlanan analiz:
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İngiltere-AB ilişkilerinin geleceğini görüşmek üzere geçtiğimiz ayın sonlarında Londra'da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Toplantının temel amacı Londra ve Brüksel arasında yapılacak ve güvenlik ve savunma alanındaki işbirliğinin resmileştirilmesine odaklanacak daha geniş kapsamlı bir zirveye hazırlık yapmaktı.
2016 yılında yapılan ve Birleşik Krallık'ın dört yıl sonra AB'den resmen ayrılmasına yol açan tarihi referandumdan bu yana, Birleşik Krallık ile AB arasında gelecekte nasıl bir ilişki olması gerektiği konusunda süregelen bir siyasi tartışma var.
Starmer geçen yıl Birleşik Krallık'ın AB ile daha yakın bir ilişki kurması için kampanya yürüttü ancak pek çok İşçi Partisi seçmeninin Brexit'i desteklediğinin farkında olarak şu ana kadar temkinli davrandı.
İşçi Partisi'nin 2024 seçim manifestosunda, AB ile yeni bir güvenlik anlaşması yapılması konusunda açık bir taahhütte bulunuldu. Her iki taraf da bu anlaşmanın bu ay içinde sonuçlandırılmasını umuyor.
Hem Londra hem de Brüksel farklı nedenlerle de olsa bir güvenlik anlaşması istiyor.
Brexit sonrası taraflar arasında ilk büyük anlaşmanın savunma ve güvenliğe odaklanması tesadüf değil. Zira Birleşik Krallık Avrupa'daki en büyük savunma bütçelerinden birine, küresel bir askeri varlığa ve kapsamlı istihbarat ve siber güvenlik yeteneklerine sahip.
AB açısından da bir anlaşmaya varılması aciliyet arz ediyor.
Blok kısa bir süre önce Avrupa savunma sanayine yatırım yapmak üzere 169 milyar dolarlık bir girişim başlattığını duyurmuştu.. Ancak İngiltere ile resmi bir anlaşma olmadan, İngiliz savunma şirketleri büyük ölçüde bu girişimin dışında kalacak.
İngiltere ile işbirliği ise Avrupa'nın kabiliyetlerini arttıracak ve transatlantik güvenliği için önemli bir adım olacak.
İngiltere yüzyıllardır Avrupa'nın önemli bir gücü oldu ve AB üyeliği statüsü ne olursa olsun bu durum böyle kalmaya devam etti. AB yetkilileri bu ay bir savunma anlaşması imzalamayı başarmanın, başta deniz güvenliği olmak üzere diğer alanlarda daha derin bir işbirliği için ivme yaratacağını umuyor.
Aslında ikili gerginliklerin ötesinde, küresel olaylar İngiltere ve AB'yi daha fazla savunma işbirliğine doğru itiyor.
Bunlardan ilki, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı geniş çaplı bir şekilde işgal etmesi ve bunun kıta genelinde bir uyandırma çağrısı görevi görmesi oldu. Bu olay, Avrupalı politika yapıcılara kurumsal bağlılıkların daha acil olan güvenlik ve caydırıcılık ihtiyacı karşısında ikincil önemde olduğunu hatırlattı.
AB'nin NATO'ya kıyasla savunmadaki rolü hakkında daha önce çok fazla siyasi bant genişliği tüketen tartışmalar, böylesine açık ve mevcut bir tehlike karşısında artık neredeyse önemsiz görünüyor.
Rusya'nın saldırganlığı olmasaydı, muhtemelen bugün Birleşik Krallık-AB güvenlik düzenlemelerinin yenilenmesi ihtiyacına çok daha az vurgu yapılacaktı.
İkincisi ise Donald Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönmesidir.
Trump ilk döneminde Avrupalı müttefiklerini kendi savunmalarına yeterince yatırım yapmamakla eleştirdi ki bu eleştiri pek çok Avrupalı tarafından haklı bulundu. Buna karşılık olarak Avrupa devletleri askeri harcamalarını arttırmaya başladı.
Ancak Trump'ın ikinci dönemi, Washington'ın AB'ye karşı açıkça bir ticaret savaşı ilan etmesi ve savunma planlamasında Doğu Asya'ya yönelme sinyali vermesi ile daha da keskin bir ton getirdi.
Bu durum Avrupalı liderleri içe dönmeye ve kolektif savunma kabiliyetlerini güçlendirmeye daha da teşvik etti.
Birleşik Krallık, AB'de bulunduğu süre zarfında Avrupa ülkeleriyle ikili savunma anlaşmaları yapmaya devam etti ve bunların başında Fransa ile 2010 yılında imzalanan Lancaster House Anlaşmaları geliyor.
NATO'ya öncelik veren ve Avrupa kıtasını daha güvenli hale getirecek bir şekilde yapıldığı sürece, bu anlaşmalar tüm taraflar için bir kazan-kazan anlamına gelebilir.
Ancak AB'nin savunma konusunda daha büyük bir uyanışa ihtiyacı olduğu kesin.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
The European Council on Foreign Relations: Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı kaçınılmaz hale geldi!
The Economist: Avrupa'nın Türkiye'nin yardımına fazlasıyla ihtiyacı var!
The Telegraph: ABD Orta Doğu'da sessizce yeni bir bataklığa gömülüyor!
Batı'nın güvenlik garantileri Ukrayna için yeterli mi?
Geopolitical Futures: Avrupa 80 yıldır kaçtığı gerçeklerle yüzleşebilecek mi?
Gzero Media: ABD neden Avrupa için güvenilmez bir müttefik haline geldi?
DİĞER HABERLER
Gzero Media: ABD neden Avrupa için güvenilmez bir müttefik haline geldi?
Geopolitical Futures: Avrupa 80 yıldır kaçtığı gerçeklerle yüzleşebilecek mi?
Middle East Eye: İsrail ve BAE'nin bölgede yarattığı kaos engellenebilecek mi?
National Security Journal: ABD'nin Suriye'deki varlığını bitirme zamanı geldi
The Hill: Kritik mineral savaşında Çin-ABD rekabeti tırmanıyor
National Security Journal: Gazze'yi Barış Anlaşması'nın ikinci aşamasında neler bekliyor?
VOX: Gölge filo stratejileri ve ABD'nin Venezuela hamlesi
Arab News: Türkiye Suriye'de ne planlıyor?
The New Arab: İsrail bir sonraki savaşına hazırlanıyor
Real Clear World: Rusya Avrupa'ya karşı “gri bölge stratejisini” nasıl işletiyor?


