Newsweek: Erdoğan dünyanın en güçlü liderlerinden biri haline geldi

Türkiye, Suriye'den Libya'ya Kafkasya'dan Ortadoğu ve Avrupa'ya kadar çok sayıda alanda kilit bir aktör haline geldi. Erdoğan dünyanın en güçlü liderlerinden birisi ve ülkesinin etkisini artırıyor.

Son Güncelleme: 21.05.2025 - 00:28

Abone Ol

Google News Logo
Newsweek: Erdoğan dünyanın en güçlü liderlerinden biri haline geldi

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Newsweek'de, Türkiye'nin artan bölgesel ve küresel etkisinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinin geldiği noktaya dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin Suriye'den Libya'ya Kafkasya'dan Ortadoğu ve Avrupa'ya kadar çok sayıda alanda kilit bir aktör haline geldiği tespiti yapılan analizde, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliği ile birlikte Türkiye'nin Osmanlı dönemindeki gibi yükselen ve etki alanı olan bir aktör haline geldiği belirtildi.

Analizde ayrıca; ABD Başkanı Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan ilişkilerine ve Türkiye'nin etkisini artıran dış politika hamlelerinde yönelik değerlendirmelere yer verildi.

İşte Newsweek'de yayınlanan analiz:

ABD Başkanı Donald Trump Washington'un Orta Doğu'daki dış politikasını yeniden şekillendirmeye çalışırken, ABD lideri bölgede ve ötesinde en etkili güçlerden biri olarak ortaya çıkan uzun süreli bir müttefikin liderine giderek daha fazla güveniyor.

Sadece geçtiğimiz hafta içinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birçok jeopolitik cephede önemli bir oyuncu olduğunu kanıtladı.

Ayrılıkçı bir grup olan PKK'nın kırk yıldır sürdürdüğü isyanın sona erdirilmesine nezaret ettikten günler sonra Erdoğan, Trump'ı Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ve hatta Trump'ın ikinci başkanlığının ilk dış gezisi olan Suudi Arabistan'a yaptığı yüksek profilli ziyaret sırasında Trump'ı Ahmed El Şaraa ile görüşmeye ikna etti.

Türkiye bu sırada da, Avrupa ile İran arasındaki yüksek riskli nükleer görüşmelere ve Rusya ile Ukrayna arasındaki zorlu savaş görüşmelerine ev sahipliği yapmaya devam etti.

Newsweek'e konuşan Erdoğan'ın başdanışmanı ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi Çağrı Erhan;

“Trump Erdoğan'a dostum diyor ve bu işbirliği hem bölgesel hem de küresel düzeyde kilit bir rol oynayabilir. Bence her iki ülke de bu yeni dönemde karşılıklı olarak fayda sağlayabilir”

değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan'ın başarı reçetesi

Çağrı Erhan, Erdoğan'ın başarısını, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın ardından 1923 yılında modern cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana Türkiye'nin en etkili lideri konumuna gelmesine ve dört faktöre bağladı.

Erhan, ABD'de düzenlenen “İttifakın Ötesinde” başlıklı konferansın oturum aralarında yaptığı konuşmada;

“Birincisi, deneyimli, 23 yılı aşkın bir süredir NATO'nun en iyi ülkelerinden birine ve dünyanın 20 ülkesi arasında en iyi ekonomilerden birine liderlik ediyor”

ifadelerini kullandı.

Erhan ayrıca Erdoğan'ın son derece “güvenilir bir lider” olduğunu ve “müttefik ve dost ülkelere verdiği söz ve vaatleri her zaman tuttuğunu” belirtti.

Erhan'a göre Türkiye Cumhurbaşkanı'nın nüfuzu ona “bölgesel düzeylerde söz hakkı” veriyor ve bu da onu dünyanın en çetin çatışmalarındaki hedeflerini ilerletmek için birincil konuma getiriyor.

Erhan, Rusya-Ukrayna krizi söz konusunda da Türkiye'nin rolüne dikkat çekti ve diğer pek çok ülkeden gelen tekliflere rağmen Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın en ölümcül çatışmasının iki tarafını bir araya getirmeyi başaran tek ülke olduğuna dikkat çekti.

Cuma günü İstanbul'da yapılan son görüşmelerden önce Erdoğan, 2022 baharında Rus ve Ukraynalı temsilciler arasındaki müzakereleri yönetmeyi başarmış ve o yaz Karadeniz üzerinden tahıl ihracatına izin veren bir anlaşmaya aracılık etmişti.

Bu zamana kadar Erdoğan başka bölgelerde de etkili hamleler yapmıştı.

Bunlar arasında Trablus'taki uluslararası tanınırlığa sahip Libya hükümetini Bingazi merkezli rakibine karşı desteklemek, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesini Ermenistan'a bağlı ayrılıkçılardan geri almak ve daha sonra İran ve Rusya'nın müttefiki olan Esed'in Aralık ayında devirecek olan Suriyeli gruplara yardım etmek de yer aldı.

'Ben ondan hoşlanıyorum, O da benden hoşlanıyor'

Trump'ın Orta Doğu turu sırasında Erdoğan'ı övmesi, ABD liderinin Türk mevkidaşına hayranlığını ifade etmesinin sadece son örneğiydi.

Esed'in Suriyeli grupların yıldırım ilerleyişi karşısında düşmesinden kısa bir süre sonra Trump, Erdoğan hakkında “çok akıllı ve çok sert bir adam” ifadelerini kullanmıştı.

Trump göreve başlamasına bir aydan biraz fazla bir süre kala 16 Aralık'ta düzenlediği basın toplantısında da gazetecilere yaptığı açıklamada;

“Bence Suriye'nin anahtarı Türkiye'de olacak. Bunu başka birinden duyduğunuzu sanmıyorum, ama tahminlerimde oldukça iyiyim.”

ifadelerini kullandı.

Trump'ın Erdoğan ile ilgili yorumları arasında, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile birlikte düzenlediği basın brifingindeki ifadeleri de dikkat çekiciydi.

İsrail Başbakanı Türkiye'nin Suriye'deki varlığından şikayet ederken Trump;

“Erdoğan adında bir adamla harika bir ilişkim var. Adını duymuş muydunuz? Ben onu severim, o da beni sever. Türkiye ile yaşadığınız herhangi bir sorunu çözebileceğimi düşünüyorum, yani makul olduğunuz sürece. Makul olmak zorundasınız. Biz de makul olmalıyız.”

değerlendirmesinde bulundu.

İsrail-Türkiye anlaşmazlığı,iki tarafın Azerbaycan'da gerçekleştirdiği son görüşmelere rağmen, şu ana kadar gerginliğini koruyor. Bu arada, Trump ve Netanyahu arasındaki anlaşmazlığın işaretleri son haftalarda daha da belirginleşti.

Trump, ABD-İsrailli bir rehinenin serbest bırakılmasını sağlamak için Filistinli Hamas hareketiyle doğrudan görüşmeler yürüttü, Husiler olarak da bilinen Yemenli Ensarullah hareketiyle grubun İsrail'e yönelik saldırılarını içermeyen bir ateşkes anlaşması yaptı ve İran'la nükleer görüşmelere devam etti.

Türkiye'yi yeniden büyük yapmak

Altı yüzyılı aşkın bir süre boyunca Türk nüfuzu, Osmanlı İmparatorluğu adı altında Orta Doğu'nun büyük bölümünde hüküm sürdü.

Osmanlı Romalıların son kalıntılarına da son vererek, Balkanlar ve Kuzey Afrika'daki topraklar üzerindeki kontrol ve etkisinin azaldığı uzun bir gerileme dönemine kadar küresel bir güç olarak ortaya çıktı ve sonunda Birinci Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri'ne yenilerek Arap dünyası üzerindeki hakimiyetini kaybetti.

Ancak bugün ve 21. yüzyılın büyük bölümünde, halefi olan devlet yeniden yükselişe geçerken, Erdoğan'ın destekçileri ve karşıtları onun politikalarını bir tür “yeni Osmanlıcılık” olarak nitelendiriyor.

Erdoğan ve yakın çevresi bu terimi reddetse de, Türk lider sık sık Türk halkına “Osmanlı'nın torunları” olarak atıfta bulunuyor.

Diğer yandan Trump'ın Ocak ayında iktidara gelmesinden bu yana Washington'un Avrupalı NATO müttefikleriyle ilişkilerinin kötüleşmesi, küresel liderlik için verilen ve çoğunlukla ABD ile Çin arasında ve daha genel olarak Doğu ile Batı arasında geçtiği düşünülen daha geniş çaplı bir mücadelenin dengelerini değiştirdi.

Erdoğan'ın geçtiğimiz Temmuz ayında Newsweek'e verdiği bir röportajda işaret ettiği gibi, Türkiye gerçek anlamda ortada yer alırken, Türk lider hem NATO rolüne yatırım yaptı ve Avrupa ile daha yakın ilişkiler kurmaya çalıştı hem de Çin ve Rusya liderliğindeki BRICS ve Şangay İşbirliği Örgütü gibi bloklarla bağlar kurdu.

Ve şimdi Trump'ın lanse ettiği “Amerika'nın Altın Çağı ”nda Erdoğan'ın Türkiye'sinin de büyük bir rol aldığı görülüyor.

Kaynak:

Newsweek

GDH Digital X-Twitter hesabını takip edebilirsiniz.

Takip Et
etiketler
Türkiye
Erdoğan
ABD
Suriye
Kafkasya
Avrupa
Savunma Sanayi
Trump
İsrail
Loading Spinner